banner913
banner932
banner1012

Limasol Direnişi'nin 52'nci yıldönümünde şehitlerimizi anarken


Metin FAHRİOĞLU

Metin FAHRİOĞLU

Okunma 14 Şubat 2016, 14:24

Türke Kıbrısta  hayat hakkı tanımayan , Türkü Kıbrısta 400 yıllık misafir olarak gören ; Türkler ezeli ve ebedi düşmanımızdır, Kıbrıs Türkleri de onların bir uzantısıdır. Kıbrıs Türkleri adadan ihraç edilmedikçe EOKA kahramanları görevlerini yerine getirmemiş sayılacaktır diyen bir zihniyetin meydana getirdiği olaylar zinciri içerisinde yer alan “Şanlı Limasol Direnişimiz”in 52nci Yıl dönümünde  aziz şehitlerimiz  dün sabah Girnede  Limasol-Girne Şehitleri ve Özgürlük Anıtında yapılan törenle anıldı.

Şubat 1959 Zürih ve Londra  Anlaşmaları çerçevesinde   16 Ağustos 1960da Kıbrıs Türk ve Rum halklarının eşit ortaklık ve egemenliğine dayalı olarak Türkiye, Yunanistan ve İngilterenin garantörlüğünde    kurulan  Kıbrıs Cumhuriyeti  Rumların adayı Yunanistana bağlama gayretleri nedeniyle  uzun süre yaşaması mümkün değildi. 

Nitekim 21 Aralık 1963de Enosis amaçlı ,  Akritas Planı çerçevesinde  başlayan Kanlı-Noel saldırıları sonucu  Kıbrıs Cumhuriyeti fiilen  yıkılmıştır. Hem ekonomik hem de şiddeti içeren bu planın esas amacı 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları çerçevesinde 16 Ağustos 1960 Lefkoşa Anlaşmasıyla Kıbrıs Türk ve Rum halklarının eşit egemen ortaklığına dayalı olarak kurulan Kıbrıs Cumhuriyetini ele geçirmek ve de garanti anlaşmalarından kurtularak Enosise giden yolu açmaktı. 21 Nisan 1966 tarihli Patris gazetesinde yayınlanan bu plana göre Kıbrıs Türk halkı ani bir saldırı ile yok edilecek ve ada Yunanistana  bağlanacaktı.

21 Aralık 1963de Kıbrıs Türk Halkını bir soykırımla ortadan kaldırmak için harekete geçen Rumlar hiç beklemedikleri bir dirençle karşılaşırlar.

Lefkoşada Türk Direnişini çökertemeyen Rum saldırıları kısa sürede tüm adaya yayılır. Makarios ise Kanlı-Noel saldırılarını  dünyaya Kıbrıs Türk toplumu isyan etmiştir diye duyuruyordu.

Çok değerli arkadaşım rahmetli Sabahattin Egeli  “1960 Kıbrıs Cumhuriyeti  Nasıl Yıkıldı” isimli kitabında  ; Kanlı-Noeli takip eden günlerde Makarios ile Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu arasındaki mektupları  Makariosun yakın dostu Nikos  Kranidiotisin kitabından özetle şöyle aktarıyordu.

26 Şubat 1964 günü Yunanistan  Başbakanı Yorgo Papandreu Başpiskopos Makariosa yazmış olduğu mektubunda, “Makarios Hazretleri;  Kıbrıs Helen  halkının haklarını elde etmek için  , vermekte olduğu mücadelesinde  , Yunan hükümetinin de, Kıbrıs Helenizminin yanı başında olduğuna sizleri temin ederim..” diyordu.

Makarios da 1 Mart 1964 günü  vermiş olduğu yanıtta, “..Bizim amacımız, Zürih-Londra anlaşmalarını bertaraf etmek ve anavatan Yunanistanla  el ele vererek bağımsız  bir Kıbrıs halkı yaratmaktır. Ben , Kıbrıs Helenizmi  adına  anlaşmalara  imza koyan  kişiyim. Kanaatime göre , o günkü şartlar altında başka çarem de yoktu. Kanaatime göre bizlere zoraki olarak kabul ettirilen bu anlaşmalardan kurtulmanın artık zamanı gelmiştir. Bundan kurtulmanın  pek kolay olmayacağını gayet iyi biliyorum. Uzun ve çok sabır isteyen bir mücadele olacak bu. Fakat adaletin tecelli edeceğine de kesin olarak inanıyorum . Siyasi ve  askeri alandaki mücadelemiz  şimdi başlıyor. Birinci  aşamaya zaten ilk adımları attık...” diyordu.

21 Aralık 1963 saldırılarından 1974e gelinceye kadar Kıbrısta izlenen Rum politikası; Türk direnişini  ve Türk varlığını ortadan kaldırmaya yönelikti. Enosisin doğal engeli olarak görülen  Kıbrıs Türkünün ortadan kaldırılması halinde  Megali-İdea  hayali çerçevesinde hayat bulan Kıbrısın Yunanistana ilhakının gerçekleştirileceğine  inanılıyordu….

1963-1974 yılları arasında Kıbrıs Türk halkı TMT etrafında bütünleşerek anavatanı Türkiyeye güvenerek büyük bir mücadele vermiştir.11 yıl boyunca Kıbrıs Türkü, Lefkoşada, Limasolda, Bafta, Mağusada, Larnakada, Bafta, Erenköyde, St.Hilarionda diğer kent ve köylerde kahramanca  direnerek 1974ün mutluluğuna erişti.

Mutlu Barış Harekatı , Kıbrıs Türk halkının  aydınlık geleceği için çözüme doğru bir adım olmuştur.

Barış Harekatıyla Kıbrısa barış ve huzur gelmiş ve Kıbrısta çözüm gerçekleşmiştir.15 Kasım 1983de ilan edilen devletimiz KKTC ilelebet  yaşayacaktır. KKTC, bağımsızlığımızın, egemenliğimizin ve özgürlüğümüzün teminatıdır.

Özgürlüğün , toplumsal egemenliğin, self-determinasyon hakkının  ne anlama geldiğini çok iyi bilen Kıbrıs Türk halkı  bağımsız ve egemen devleti KKTCni yaşatmak azminde ve kararındadır….

 

 

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.