Otuz bir Ekimde gerçekleştirilecek olan UBP Kurultayına dönük olarak çok şeyler söyleniyor, çok şeyler yazılıyor!
Kimi UBP lilerin duyarlı ve birleştirici yaklaşımlarına seviniyor, birkaç yıl önce yaşanan Kurultay kavgalarını anımsatan davranış ve ifadeler karşısında ise üzülüyoruz!
Çünkü üstlendiği misyon itibarıyla UBP nin zafiyete uğraması demek, Kıbrıs Türkünün rüzgarların önünde ve maceraların ortasında savrulması anlamını taşıdığından, böylesi bir ortamı yaratanlar tarih önünde hesap vermek zorunda kalacaklardır!
Benim bu gün UBP Kurultayına, Kurultayda kullanılacak zaman açısından rakamsal olarak b,r yaklaşımım olacak!
Delege sayısının 8000 olacağından söz ediliyor!
Sekiz bin delegenin tamamının Kurultaya katılmasını beklemek çok fazla iyimser bir yaklaşım olacaktır.
Bu nedenle ben katılım rakamını 5000-6000 diye düşünüyorum!
Altı bini sayısını katılım rakamı olarak kabul edersek,
bilinçli ve iyi bir organizasyonun varlığını da düşünürsek,
çok kısıtlı olmakla birlikte her delegenin beş dakikada oy kullandığını hesapladığımızda,
(siz bu zamanlamayı 10 ya da 15 dakika olarak ta düşünebilirsiniz)
5 dakikadan x 6000 delege = 30 bin dakikaya tekabül eder, 30 bin dakikanın saat tutarı ise 500 saat.
Yirmi sandıkta oy kullanıldığını düşünürsek karşımıza 25 saat gibi bir zaman kavramı çıkar!
Yirmi beş saat süren bir Kurultay, bu ne demektir düşüne bilir misiniz?
Bırakın 25 saati, acaba 10 saat sürebilecek bir oy kullanma süresinin nasıl karşılanacağını aklıma getirmek bile istemiyorum!
Tepkiler yükselecek, bekleme süresi uzadıkça da oy kullanmadan çekip gitmeler yoğun bir şekilde yaşanmış olacak!
Neden bunları yazıyorum? Dile getirişim kötümser ruh halimden değil!
Gereken önlemlerin bu günden başlayarak gerçekleşmesinin hayata geçirilebilinmesi içindir!
Yılların birikimi içinde bu gibi ortamlarda yaşanabilecekleri tahmin ettiğim içindir!
Hepinize esenlik dolu bir hafta sonu tatili geçirmenizi dilerim! Hoşça kalın!
