banner913
banner932
banner1012

Usta Şair Feriha Altıok’un yeni şiir kitabı “EYLÜL” kitabı çıktı

banner1020

Ülkemizin en önemli kadın şairlerinden Feriha Altıok’un sekizinci şiir kitabı çıktı. Ülkenin değişen sosyal, kültürel yapısını şiirlerinin alt yapısına yediren Altıok, ayrıca geçmiş yaşanmışlıklarını da çok güzel bir biçimde dizelerine yansıtıyor.

banner974
Usta Şair Feriha Altıok’un yeni şiir kitabı “EYLÜL” kitabı çıktı

banner971

Feriha Altıok, şiiri için geçmişte şöyle demişti:"Bir kitap, bir şiir yazılırken en çok şairindir ancak doğumundan yani yayınlandıktan sonra artık toplumun oluyor" dedi. Altıok, şiirin kontrolden çıktığı zaman çok daha şiir olduğunu ve değerini bulduğunu belirterek, "Umarım bu kitap, okurun bir kere okuyarak elinden bırakacağı bir macera olmaz, tekrar tekrar okunur, yorumlanır, yaşanır, işte o zaman şairin başarısı ortaya çıkar" diye konuştu.

Kitabın özellikle ilk şiirleri çok güzel. Nedenini sorarsanız; çocukluk anılarının, köydeki yaşamının dizelere süzülüp sizlere ulaşması, hem şiirleri okurken biraz hüzün biraz da geçmişe özlem duymanıza neden oluyor. Anımsamak ve düşlemek, güzel Türkçeyle bir başka oluyor. Okumanızı öneririz.   

 Doğancı (Elye)’da 1946 yılında doğdu. Lefkoşa Türk Lisesi’nden sonra 1968’de Samsun Eğitim Enstitüsü’nün Edebiyat Bölümü’nü bitirdi. Ankara’da bir buçuk yıl kadar bir kız yurdunda müdür yardımcılığı yapan Altıok 1976’dan 1996’ya dek öğretmenlik yaptı. Şu anda emeklidir.

YAYIMLANMIŞ ESERLERİ:

1-Findancığın Çilesi,1985,Şiir

2-Hele Bir Düşün,1987, Şiir

3-Aşka Çağrılı(1993), Şiir

4-Gözleri Sen Kuş(1994), Şiir

5-Ruhumsan Korkarım(1999), Şiir

6-Asılmaya Ay(2004), Şiir

7-Uçurumlu Mavi Oda, 2015, Şiir

BENİM YILDIZLARIM

Çocukluğumu düşününce

köyümü seyrederim anıların izdüşümünde

köyümde bir oda

odada bir evcik

küçük evimiz büyük yüreklerimiz ve yüreğimize sürülen ezikliğimiz

çocukluğumu düşününce

sapsarı ovalar düşer anıların izdüşümüne

uçsuz bucaksız ovalar

ve ovalarca ufalan insanlar...

onlar ki damla damla ter ile yoğurunca toprağı dönerlerdi bizim gibi küçük evlerine ve gömülürlerdi kocaman yüreklerine taşıyarak sırtlarında ağır akşamlar

çocukluğumu düşününce

küçük sevgilim gelir anıların izdüşümüne

birinin davarmı güderdi

çocukları okulda gördükçe

derinden bir ah çekerdi

tarlada kaval çalar bir türkü tuttururduk

tüm kavallar ve türküler bizimdi...

çocukluğumu düşününce ençok yıldızları hatırlarım geceleri sırtüstü yatar saatlerce onlara bakardım

annem gösterip en sönüklerini "bizim bunlar" derdi de çok kızardım zenginlerin olurmuş parlak yıldızlar !

dokudukça bilinci yokluğun gergefinde bir gece "hepsi benim" dedim hepsi... madem ki zenginlerin bütün kırlar ovalar bundan sonra yalnız benimdir yıldızlar

o günden sonra tüm yıldızlar benim oldular...

KÖYÜMDEN ESEN RÜZGÂRLAR

Ne zaman bir rüzgâr esse sarısıcak buğday tarlalarından anamı hatırlarım elinde orağı gücü yüreği...

ne zaman bir rüzgâr esse sarısıcak buğday tarlalarından çocukluğumu hatırlarım bir ağacın cılız gölgesinde hastalanır al al yanarım

ne zaman bir bülbül sesi duysam sarısıcak buğday tarlalarından köylümün nağmelerini hatırlarım tere karışan ağıda kaçan

ne zaman yığın yığın buğdaylar görsem harmanlarda ilk isyanımı hatırlarım emeği bizim bereketi kimin kara kara bulutlanır gözlerim

ha yağdı ha yağacak sarısıcak buğday tarlalarına...

AĞLAYACAĞIM

Kundağımı dalında sallayan ağaç anlat bana çocukluğumu söz ağlamayacağım

kundağımı dalında sallayan ağaç söyle bana bedeli kaç kuruştu yaşanmamış çocuklukların çocuklarıma anlatacağım

küçük ellerin zengin oyuncağı kırmızı gelincik

anlat bana çocuk yüreğimin özlemlerini başucumda saklayacağım...

nasırlı ayakların yoğurduğu acılı toprak

anlat bana babamın terini söyle bana nereden gelip nereye gittiğini ağlayacağım...

SENİN ARALIK AKAR SAÇLARINDAN

Ben o çölü yandım da geçtim senin kaç yaz yağmuru borcun var bana

yine de yuvamız olabilirdi gece sen ateşböceklerini öldürmeseydin

ben riyadan üryan çocuk sen cennette cinnetimdin aşkçılık oynadm bir zaman ne diyeyim ilk oyunda yenildin

ne'yleyim her dönüş

bir parça yenilgidir

düş evim yıkılmış sokaklardayım

yere kapanmış yaralı bir uçurtma ve yaprak titremez dalucumda

şimdi sen bu şiirden çıksan kendimize ayrılıkça ırasan eylül sonu bir bahçeyim ben

senin aralık akar saçlarından

 

GEÇTİ AŞKIN MASAL ÇAĞI

Gün ortası çal kapımı alnımdan öp okşa saçımı şiiri ille de lirik koy avcuma

yine de başka yoluma durma -ben de bilmem-başka yolumu sorma

geçti aşkın masal çağı uyup fitnenin tefine gönlüm soyunma!

ANILARIN AYNASINDA

Yıllardan sonra bu odada

bu geri dönülmüş yolun boşluğunda

bu renkli yankısı anıların

biliyorum zehirli elma saklıdır

dağarcığında cadıkarısının

"yaban eti var" diyerek geliyor devler

saklayın beni n' olursunuz

dost cüceler...

yıllardan sonra bu odada

kırmızı potinlerim yastığımın altında

ve burnumda kokusu

gülden önce tanıyıp

unutamadığım gülden sonra da

avuçlarımın alında yanıyorum bayram sabahlarında...

yıllardan sonra

geriye rota çizmiş bir geminin

son yokuşuyum

okyanusların tuzu damağımda

inmiş yolcular kimbilir hangi limanda.

yıllardan sonra bu odada bozulmuş büyüsü masalların talihsiz bir seyircisiyim şimdi o kanlı arenanın...

kurşuna diziliyor Lorca

otuzbeş İspanyolla bir dağ yamacında.

geç de olsa kırdı kalemini tarih Franko'nun ertelenmiş duruşmasında.

yıllardan sonra bu odada bu gece yarısmda yalnız değilim artık bütün savaş çocuklarım toplayıp basmışım bağrıma ve bulanmışım çocuk kanlarına yaraları dokunuyor yarama...

 

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.