banner913
banner932
banner1012

Postmoderinst, aykırı şair, Bukowski

banner1020

Charles Bukowski 16 Ağustos 1920’de doğup 9 Mart 1994’de yaşamını yitirmiştir. Asıl adı Heinrich Karl Bukowski olan Amerikalı yazar ve şairdir. Yapıtlarında bazen Henry Chinaski ismini de kullanmıştır. Hayatının çoğunu ABD'nin Los Angeles şehrinde geçirmiştir.

banner974
Postmoderinst, aykırı şair, Bukowski

banner971

Eserlerinde genellikle toplum dışı insanlar ile depresyonu konu alması ve alkolizme yatkın bir hayat tarzını anlatmasıyla ünlüdür. Bunun nedeni olarak kendisinin bu hayatı yaşaması gösterilebilir. Bukowski’nin yazılarında kendi hayatını yazıp yazmadığı tartışma konusu olmuştur; hayranlarının bir kısmı bunları kurguladığını, çoğunluğu ise yaşamadan bu tip kurguları yapmasının mümkün olmayacağını ve o karakterde bir insanın bu hayatı sürmesinin zaten doğal olduğu görüşünü savunmaktadır.

Hayatı

I. Dünya Savaşı'nın sonlarında Almanya'ya askeri hizmet nedeniyle gelen Polonya asıllı Amerikan bir babanın ve terzilikle uğraşan Alman bir annenin çocuğu olan Charles Bukowski 1920 yılında Andernach, Almanya'da doğdu. 2 yaşındayken Los Angeles'a taşındılar. 1929 Krizi sırasında Bukowski'nin babası genelde işsizdi ve Bukowski'ye şiddet uygulardı. Genelde sessiz bir çocuk olan ve bu özelliğiyle dikkat çeken Bukowski, bazen çıldırış noktasına geliyor kendinden hiç beklenmedik kabadayılıklar yapıyordu. İlkokul yıllarından itibaren korkusuz olan Bukowski, kendi yazdığı bir eserinde ilkokul öğretmenine "sevişelim" dediğini söylemektedir. Bukowski, Los Angeles Lisesi'nden mezun olduktan sonra sanat, gazetecilik ve edebiyat dersleri aldığı Los Angeles Şehir Üniversitesi'nde 1 yıl okudu.

Yazmaya başladığı günden itibaren yazılarını yayımlanması için dergilere gönderen Bukowski’nin yazıları hep geri gönderilmiştir.

Ancak 24 yaşındayken "Aftermath of a Lenghty Rejection Slip" isimli kısa öyküsü yayımlandı. İki yıl sonra bir başka kısa öyküsü olan "20 Tanks From Kasseldown" isimli eseri yayımlandı. Bukowski yayıncılık yöntemlerinden hayal kırıklığına uğradı ve neredeyse 10 yıllığına yazmayı bıraktı. Hayatının bu bölümünü ABD'yi gezerek, çeşitli işlerde genellikle kısa vadeli çalışarak ve ucuz pansiyonlarda konaklayarak geçirdi. Hayatının diğer bölümlerinde olduğundan daha yoğun bir tempo ile açlık ile boğuşan ve kadınlarla zaman geçiren Bukowski daha sonra bu yıllarını Factotum isimli kitabında da anlatmıştır. Bu dönemdeki işlerinin kısa vadeli olmasının nedeni de düzen tanımaz kişiliği ve alkol bağımlılığıydı. Bukowski babasına olan nefretini onun aksine bir hayat yaşayarak göstermiş ve bir yazısında da bu yüzden bir hiç olmayı seçtiğini söylemiştir. O babasının aksine olduğu gibi görünen ve bir şey olmamayı hedefleyen birisi olarak kazandığı paraya önem vermiyor ve barlarda günü birlik bir hayat sürüyordu. Zengin amerikalı kadınlarla ilişkiye girdiği dönemlerde onlara kaba dahi davransa etkiliyor onların evlerinde yaşamaya başlıyor ama bir türlü o hayata adapte olamayarak eski hayatına geri dönüyordu ki 1969’da da bunu, aç kalmayı seçtiğini söyleyerek ispat etmiş oluyor adeta.

Ayrıca ömrünün çoğu denilebilecek kısmını da hipodromlarda geçirmiş ve bundan yazılarında sık sık söz etmiştir. 1950'lerin başında Bukowski, iki yıldan az bir süre ABD Posta İdaresi'nde posta kuryesi olarak çalıştı. 1955'te ölümün ucundan döndüğü alkol komasından dolayı hastaneye kaldırıldı. Taburcu olduktan sonra bir daktilo satın aldı ve şiir yazmaya başladı.1957'de Barbara Fry ile evlendi fakat 1959'da boşandılar. Bukowski, şiir yazmaya ve içki içmeye devam etti ve sonra Los Angeles'taki postaneye geri döndü. 1965'te hiç evlenmediği Francis Smith'ten bir kızı oldu. 1969'da Black Sparrow Yayınevi'nden ömür boyu 100 dolar maaş teklifini alınca postaneden ayrıldı. Bir mektubunda şöyle bir açıklaması vardı "İki seçenekten birini seçmek zorundaydım: Posta ofisinde kalıp delirmek ya da yazmaya oynayıp açlıktan ölmek. Ben aç kalmayı seçtim." Posta ofisini bırakalı bir ay olmayadan Postane ismindeki ilk romanını bitirdi. 1976'da Bukowski, Linda King ile tanıştı. İki yıl sonra birlikte Los Angeles'ta bir liman şehri olan San Pedro'ya taşındılar. Bukowski ve Beighle 1985'te evlendiler.

Bukowski, Pulp romanını henüz bitirdikten sonra 9 Mart 1994'te 73 yaşındayken omurilikten yayılan lösemi sebebiyle San Pedro, Kaliforniya'da öldü.

Bu tip bir hayat yaşadığı için birçok kez tutuklanmış, dayak yemiş olan Bukowski hayatı, özgün dili ve tarzı ile Amerikan edebiyatına damgasını vurmuş, Türkiye'de ise ilk kez Sokak dergisi’nde çıkan öyküleri ile tanınmıştır.

Eserleri

Bukowski’nin şiir ve öykülerinden oluşan toplam 45 kitap bulunmaktadır. Pek çok dile çevirisi olan yazıları birçok dergide de yayımlanmış olan yazarın kitaplarının çevirisi Avi Pardo’ya aittir.

  • Kadınlar

Yazarın hayatına giren kadınlardan bahsettiği kült olmuş kitabıdır.

  • Sıcak Su Müziği
  • Bir Tek Ben miyim Böyle Yaşayan
  • Dünyevi Şiirlerin Son Gecesi (2 Cilt)
  • Kapalı Bir Kapıdır Cehennem
  • Gülün Gölgesinde
  • Postane (roman)

Bir dönem çalıştığı postaneden ayrıldıktan sonra yazdığı ilk kitabıdır.

  • Pis Moruğun Notları
  • Sevimli Bir Aşk Hikayesi
  • Sıradan Delilik Öyküleri
  • Kendimizde Açtığımız Yaralar
  • Sarhoş Çal Piyanoyu, Vurmalı Çalgı Gibi, Parmaklar Biraz Kanamaya Başlayana Dek

Türkiye'de ismi duyulmuş bir şiir kitabıdır. Özgün şiir tarzı ile dikkat çeker.

  • Pansiyon Manzumeleri
  • Gece Çılgın Ayak Sesleriyle Yırtıldı
  • Ölüler Böyle Sever
  • Shakespeare Bunu Asla Yapmazdı

Doğum yeri olan Almanya’ya yaptığı ziyaretini düz yazı ve şiirlerle hatta resimlerle anlattığı kitabıdır.

  • Güneşe Uzan

Bukowski'nin 9 Mart 1994'teki ölümüne kadar yazmış olduğu mektupları içerir.

  • En Kısa Andır Mucize
  • Güneş İşte Burdayım
  • Kimse Bilmez Ne Çektiğimi
  • Kaptan Yemeğe Çıktı ve Tayfalar Gemiyi Ele Geçirdi
  • Pulp
  • Factotum

Evden kaçtığı dönemdeki hayatını anlattığı kült eserlerinden birisidir. Kendini en iyi anlattığı kitaplarındandır.

  • Ekmek Arası

Çocukluğu, lise yıllarını, ailesini vesaireyi anlattığı kült eserlerinden birisidir.

  • Kaybedenin Önde Gideni
  • Bana Aşkını Getir
  • En İyi Adamlar Yalnızken Güçlüdür
  • Hollywood
  • Bana Aşkını Getir

  • Mahvolmuş hayatlar
    olağandır
    bilgeler için de
    ahmaklar için de
    ancak
    o mahvolmuş hayat
    bizimki olduğunda
    işte o zaman
    farkına varırız
    intiharların, ayyaşların, hapishane
    kuşlarının, uyuşturucu müptelaları
    ve benzerlerinin
    varoluşun
    menekşeler kadar
    gökkuşağı
    kasırga
    ve
    tamtakır
    mutfak
    dolabı
    kadar
    olağan
    bir
    parçası
    olduklarının

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.