banner913
banner932
banner1012

Mağusa Kaleiçi bir kültür merkezi olabilir mi?

banner1020

Kitap her insan için bir tutku olmalıdır çünkü insan kendini geliştirmek, tanımak, dünyaya farklı bir gözle bakmak için okumalıdır. Kitaplar bir denizdir içine girdiğiniz andan itibaren sizi içine çeker ve bir daha kurtulamazsınız.

banner974
Mağusa Kaleiçi bir kültür merkezi olabilir mi?

banner971

ŞEVKET ÖZNUR

“İnsanlığı incelemenin en iyi yolu kitaplardır” diyen AldousHuxley ne güzel demiş.

Kitap her insan için bir tutku olmalıdır çünkü insan kendini geliştirmek, tanımak, dünyaya farklı bir gözle bakmak için okumalıdır. Kitaplar bir denizdir içine girdiğiniz andan itibaren sizi içine çeker ve bir daha kurtulamazsınız.

Francis  Bacon okumak için şöyle diyor:“Kurnaz insanlar okumayı küçümserler, basit insanlar ona hayran olurlar, akıllı insanlar ise ondan faydalanırlar.”

Kafka ise: “Bizi ısıran ve bizi sarsan kitapları okumalıyız. Okuduğumuz kitap kafamıza balyoz indirmiş gibi bizi uyandırmıyor ise, neden okuma zahmetine girelim ki.”

Kitap bir tutkudur ve bunu okuyan insan bilir yoksa anlatmakla bu sevgi öğretilmez.

Amerikalı eğitimci John Dewey, kalabalık davetli grubu eşliğinde doksanıncı yaş gününü kutluyormuş. Bu mutlu güne gelen genç bir adam filozofun kütüphanesindeki kitapları işaret ederek Dewey’e: “Okuduğunuz bunca kitabın size ne faydası oluyor? diye sorunca, Dewey şöyle cevap vermiş: “Yaşlanmak, dağlara tırmanmaya benzer. Bilgiye ulaştığınız her zirve, tırmanacağınız yeni bir dağ demektir.”

Kitap; ışığa kapalı binaların gölgelerinde üşüyen bizlere, sımsıcak dünyasını açan vefalı bir dost… Gecenin ilerlemiş bir saatinde kapısını çalmamızdan rahatsız olmayan, kendisine sırt dönüp ayrılmamıza kırılmayan ve gönül koymayan bir arkadaş… Vermeyi çok seven, minnet etmeyen ve vermiş olmanın pişkinliğiyle şımarmayan bir yoldaş…Yeryüzünün en kuvvetli silahı artık ne tank, ne tüfek, ne cop, ne makineli tüfek, ne siyasi iktidar, ne de sermayedir. Bütün bunların sindiremeyeceği tersine onların hepsini birden sindiren kitaptır.

Doğrusu, kitaba ve okumaya dair söylenecek çok şey var. Ancak ne söylenirse söylensin, hep eksik kalan bir şeyler olacak. Bazı şeyler vardır ki anlatılmaz yaşanır. Kitap böyle bir şey. A. Turan Alkan’ın ifadesiyle “Aşk gibi bir şeydir o.”

            Evet aşk gibi bir şeydir kitap,okumak ve okutmak. Bir kütüphane düşü kurup genç beyinlere,bu aşkı öğretebilmek.

            Mağusa ve Kaleiçi, binyıllardır bir uygarlık merkezi, turizmin gözbebeği. Ama bunun kıymetini biliyor  ve koruyabiliyor muyuz?

            1973 yılında kayınpederim Erol Hilmi Altunsoy’un açmış olduğu “Altun Tabya Hotel” geçmişten- bugüne Mağusa’nın simgesi olmuş bir yer. 2016 yılından itibaren yeni bir bakış açısı ve yenilenmeyle MağusaKaleiçi’nin turizmine katkısı dışında kültürüne de büyük katkı yapmak için öncelikle işe bir köy müzesi kurmakla başlandı. 200 yıllık köy yaşamını turistlere ve insanlarımıza  anlatmak için birçok malzeme burada sergileniyor. Dünyada buna “Somut Olmayan Kültürel Miras” denmekte dileğimiz ülkemizde büyük çapta müzelerin kurulmasıdır. Görev Turizm Bakanlığına ve Belediyeler düşüyor. Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için bunlar yapılmalı.

            Değerli korunuyor mu?

            Eski eserler temizlenip, bakılıyor mu?

            Kaleiçi yayalaştırılıp, sokaklar canlandırılıyor mu?

            Yayalaştırılan sokaklarda gece kültürel söyleşiler oluyor mu?

            Işıklandırma ile eserler meydana çıkarılıyor mu?

            Gece tarihi eserler ışık oyunları ile ilgi odağı olabiliyor mu?

Parklar, oturma grupları surlara yapılıp gece buraları canlandırılıyor mu?

            Küçük otobüslerle surlar gezilebiliyor mu?

            Bisiklet kiralama noktaları var mı?

            Turistler gece şehir turu yapılabiliyor mu?

            Othello’dahergün düzenli tiyatro eserleri oynanıyor mu?

Namık Kemal’in Mağusa’da yazdığı oyunlar kaldığı evin meydanında oynanıyor mu?vb

Soruları çoğaltabiliriz. Önemli olan yönetenler, sivil toplum örgütlerini ve Kaleiçi esnafını ne kadar dinliyor.

Dönelim Altun Tabya Hotel’in işlevine. Kültür merkezi olma sloganı ile hotel, 5000 bin kitaptan fazla eseri barındıran bir kütüphane geçen günlerde Mağusa’ya armağan etti. Acaba kaç yetkili burayı ziyaret edip, yapılan için teşekkür etti. Kızılkule sokağının trafiğe kapatılıp, bir kültür sokağına dönüştürülmesi için ne yapıldı! Mayıs’ta Belediye Meclisi’nin aldığı karar neden uygulanmıyor?

Aksine turizme bu kadar büyük katkısı olan bir otelin  yolu sorma-girme hanına döndü. Kültür sokağı yaratma böyle mi olur! Kitap tanıtımı yapıldığı sırada bir araba yola girse ve birilerine çarparsa bunun sorumluluğunu kim üslenecek.

Turizm kültür politikaları üretilerek gelişir. Yetkililer otoritelerini göstermek isterlerse öncelikle kaleiçine önem verirler ve kültür -sanat insanları dinlerler. Sivil toplum örgütleri bugünler çok büyük bir eylem planı yapma hazırlığı içerisindedirler.

Mağusa Kaleiçi ya kültür,sanat  ve turizm merkezi olup “Dünya Kültür Başkenti” olmaya aday olacaktır ya da bir iki kişinin politik çıkarları için heba olacaktır.

Kararı tüm Mağusalılar ve Kıbrıslılar verecektir. Zaman geçip gidiyor ve geleceğe karşı sorumluluk bilincimiz günden güne azalıyor.

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.