"EST SOLARUS OTH MITHAS " Onurum Hayatımdır
Bugün 23 Nisan, çocuklarımızın bayramı, eğlenmeleri mutlu olmaları gereken bir gün. Çocuklarımız geleceğimizdir. Ülkeyi yönetecek, güzel günlere götürecek olan onlardır. İyi bir eğitimle onları kültürlü, okuyan, düşünen bireyler olarak yaşama hazırlamam bizlerin bir borcudur. Onlara müzeler, okullar, tiyatro, opera binaları yapmamız gerekir. Kitaplarla buluşacakları kütüphaneler, bilimi öğrenecekleri bilim merkezleri yapmamız, Dünya vatandaşı yapmamız bu ülkenin çocuklara olan en büyük borcudur. Gelenek yoksa, gelecekte olmaz.
Çocuklarımızın çöpler içinde yürüyeceği sokaklar değil medoş laleleri içinde oynayacağı parklar, eğlence yerleri olmalı. Çocuklarımızın sokaklarda korkarak bisiklet sürecekleri yollar değil, bisiklet yolları olacağı bir ülke istiyorlar bizden.
Ülkemiz çocukları bizden gelecek isterler, genelev değil, ülkemin çocukları bizden kültür merkezi ister, kumarhane değil. Ülkemizin çocukları bizden geleceğini isterler, gericiliği değil.
Tüm çocuklarımızın 23 Nisanı kutlu ve mutlu olsun.
KÜÇÜK OKULLU
Küçük okulluyum ben;
Severim okulumu yürekten.
Okuyup adam olacağım,
Yurda sevinç saçacağım.
Okumak benim için eğlence,
Çalışmak güzel bir şeydir bence.
Hele tatil olunca,
Sular şırıldayınca,
Dağlara tırman, oyna,
Kuvvet al okumaya.
Küçük okulluyum ben
Severi mokulumu yürekten
Özker Yaşın (Çocuk,C:16/6,1961, 16)
BİR ÇOCUĞUN ÖZLEYİŞİ
O kadar soğuk ki anneciğim.
Kuşlar ötmüyor artık balkonumuzda!
Vadide Çiçekler solmuş
Karanlığa bürünmüş engin sema:
Bulutlar dağların doruklarında
Yine yağmur mu yağacak anneciğim?
Nerde ruhuma gülen mavilikler
Güneşi özlüyorum anneciğim!
Yağmur yağıyor damlara şak, şak
Bir gariplik sarmış içimi
Buzlu rüzgârlarla uyanır şafak
Kaybetmek istemiyorum sevincimi.
Çıplak bahçelerde Sarı nergizler açılmış yine!
Koparmak istiyorum anneciğim
Rüzgârlar doluyor ellerime!
Çırçıplak ağaçlar kimsesiz kalmış
Ardıç kuşları gelmiyor sesiniz!
Güvercinler, karbeyaz güvercinler
Neredesiniz? Neredesiniz?
Urkiye Mine Balman(Çocuk,C:5/3,1958, 524)
KARŞI ARSADA TOP OYNAYAN ÇOCUKLAR
Karşı arsada top oynayan çocuklar
Bir şiire mi büyüyorlar, bir tüfeğe mi,
Dünya bir şarkı mı bir yangın mı hazırlıyor onlara?
Yarın nasıl esecek onlara doğru yaşam,
Nasıl esecekler delikanlı gövdeleriyle
Akıl ve yürekleriyle yaşlı dünyaya?
Kara Kıbrıs zeytini gözleriyle
Hangi rengi vuracaklar yarın dünyaya,
Hangi rengi vuracak yaşam onlara?
Fikret Demirağ (Demirağ, A.Ş.A.S, 48)
BİR ÇOCUKLUĞU, YENİDEN
Bir gün yolun düşerse çocukluğunun evine
bir portakal yaprağını ezerek avucunda
kokusunu uzun uzun içine
çekmeyi sakın unutma,
gövden ve yüreğinle bir daha dolaş
artık geri gelmez çocukluğunu
mersinleri hışırdata hışırdata
Zeytinlerin serin, kaba gölgelerinde
bir gövdeye sırt verip
çocukluğunu büyüten su seslerini
uzun uzun dinlemeyi unutma,
ölmüş bir babanın umutsuzluklarını
ve bir ananın patlayan avuçlarını
sokaklardan, bahçelerden sormayı
sakın unutma
Zamanın ve betonların gövdene
ve yüreğine sardığı kabuğu
kırmadan, çatlatmadan döneyim deme
uğuldayan, debelenen dünyaya
Fikret Demirağ (Demirağ, A.Ş.A.S, 49)
ÇOCUKLARA ÖĞÜTLER
Sürmeyin dik yokuşa hayat arabanızı
Üzmeyin annenizi, dinleyin babanızı
Hayatın zorlukları bilgilerle aşılır
Bunu başarmak için şimdiden çalışılır.
Sevmeyin söylemeyin yaldızlı yalanları,
Hiç bir yalan kirletmez, erdemli olanları.
Başkasını düşünen arttırır değerini
Büyüklere hürmet et koru küçüklerini
Her oyun sönük kalır, vazifenin yanında
Tam olarak yapılır, vazife zamanında.
Tembellik geleceği zehirden acı yapar
Hayat çalışkanları, başının tacı yapar.
Celal Sıtkı Gürler(Çocuk,C:3/9,1957, 303)
Adım Kıbrıs
Adım Kıbrıs, soyadım Yeşilada.
Uzanırım Akdeniz’in engin koynuna,
Açarım yelkenlerimi esen tatlı rüzgâra.
Beşparmak ellerimi uzatmışım
Sonsuz maviye,
Yağmur duasındayım.
Adım Kıbrıs, ufacık bir adayım
Gelirim tarih denen sonsuz başlangıçtan.
Karanlık, uzun koridorlarında bu gelişin
Kâh ağlamışım, kâh gülmüşüm,
Yedi kez ölmüş, gömülmüşüm.
Adım Kıbrıs, kaç yaşındayım bilen yok
Nice uygarlıklar yaşadım sayan yok.
Her yeni çağ beni
Yükseltti bir basamak daha
Başım eriyor Senthilaryon’a.
Adım Kıbrıs, Akdeniz çocuğuyum
Yazın iyice bronzlaşırım
Yakıcı sıcağında Mesarya’nın
Özlemini duyarım, onlarca yıl boyunca
Islık sesinin, gökkuşağının.
Adım Kıbrıs, barışı arıyorum.
Önce taştı, sopaydı silâhlarım,
Uçan kartallardı
Gökyüzünün fâtihi
Top oldu, tank oldu dayanağım
Şimdi adı barış güvercinidir
Süzülen,
Beşparmaklar’dan
Mesarya Ovası’na.
Adım Kıbrıs portakal çiçeğiyim
Salarım kokularımı
Bir uçtan bir ucuma.
Bademim bazen beyaz çiçekli,
İri zeytin danesiyim
Yuvarlanırken Kantara eteklerinden.
Köpük köpük Akdeniz’im
Koşarken kıyılarına.
Bazen de bir Sarhoş Zeybeği’yim
Çıkınca oyun alana.
Altay Burağan
Bekle Barış
Peşinden koştukça biz.
Sürekli kaçıyorsun Barış.
Dur bir.
İki söz et.
Birşeyler anlat,
Hemen gitme uzaklara
Bekle Barış.
Sana herzamankinden
Daha çok gereksinmemiz var
Oyalan biraz.
Altay Burağan