banner913
banner932
banner1012

Eralp Adanır’ın belgesel-kitabı ’Unutulmayanlar’ çıktı

banner1020

Ülkemizin en üretken yazarlarından Eralp Adanır’ın Unutulmayan kitabı BRT yayınları -1-olarak çıktı. Kitap BRT’nin ilk eseri olması açısından çok önemli.

banner974
Eralp Adanır’ın belgesel-kitabı ’Unutulmayanlar’ çıktı

banner971

Ülkenin önemli bir belleğe olan kurumun böylesi yayımlara başlaması ümit verici; tozlu raflarda kalan belgesellerin böylesi usta eller tarafından kitaplaştırılması, gerçek sosyal tarihe ulaşmamız açısından çok çok önemli. Eralp Adanır’ı ve kurumu tebrik eder daha nice kitapların bizlere ulaşması dileğiyle, kitabını okumanızı  mutlaka öneririm. Göreceksiniz kitapta siyasetten, sosyal yaşama herşey var.

Mapolar, aslar kitabından  şöyle diyordu: "Hamurumuz mu bozuk? Yoksa memleketin çamuru mu bozuk?lyiyİ dışlarız ama kötüyü bağrımıza basarız. Kendi kendimize değer verdiğimiz de yoktur. Kimseyi beğenmeyiz, bazen de kendi kendimize bile karşı çıkarız." s.154. "Dün, bir kültürsüzlük, bilgisizlik ve daha da açığı bir cahillik egemendi toplum İnsanının üstünde. Peki, bugün ne oluyordu bu insanlara? Bir pahalı satılmak hırsınız kavgası içinde olan Türk insanı, kendi çıkarı İçin herşeyi feda edebiliyordu. Nedeni İse ortadaydı, idealsiz yetiştirilmişti bu toplum ve kendi çıkarından başka birşey düşünmüyor, bir şeyi göremiyordu. Ne kadar acıdır ki bu körlük, hala daha gelmeyen aydınlığın karanlığı gibi sürüp gitmektedir".s. 40-41.

Halil Davulcu

(Belgeselin Yapımcısı)           

1997 yılında başlayan "UNUTULMAYANLAR" belgesel dizisi, aralıklarla 2006 yılına kadar sürdü.

"Unutulmayanlar" belgesel dizisinin amacı; Kıbrıs Türk halkının siyasi, kültürel ve ekonomik hayatına önemli katkıları bulunmuş kişilerin biyografilerini ekrana taşımak ve bir anlamda onların yaptıklarını sonraki nesillere aktarmaktı. Biyografik çalışmalar, doğası gereği, anlatılan kişinin siyasi, kültürel ve kişisel bakışını öne çıkaran yapımlardır.

Belgesele başlarken önceliği hayatta olan şahsiyetlere verdik ve bir anlamda sözlü tarih çalışması gerçekleştirdik. Daha sonra ise hayatta olmayanları anlattık. Belgeselde yer alan şahsiyetler daha çok dönemin yönetimiyle yapmış olduğumuz çalışmalar/müzakereler sonucunda belirlendi.

Belgeselde yer alan şahsiyetler gerek içinde bulundukları kamusal alanlardaki yaşantıları ve yaptıkları ile gerekse de özel hayatlarındaki anıları ile Kıbrıslı Türklerin toplumsal belleği açısından oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Belgesellerin metinlerini hazırlarken, günlük çıkan eski gazetelerden, dergilerden, konuklarımızın yakınlarının ya da kendilerinin özel albüm ve arşivlerinden ve az sayıda olan araştırmacıların belgelerinden yararlandık. Geriye baktığımızda, oldukça kısıtlı imkânlarla çekimlerini ve kurgusunu gerçekleştirdiğimiz yapımlar, o dönemin siyasi atmosferini de içinde barındırıyor.

Belgesellerin geneline bakıldığında ağırlıklı olarak belirli bir siyasi düşüncenin ekseninde olan kişilerin ele alındığı eleştirisi yapılabilir ve haklı bir eleştiridir. Elbette Kıbrıs Türk toplumu farklı dünya görüşlerine sahip birbirinden renkli, unutulmaması, konuşulması gereken birçok değere sahiptir. Umarım Kıbrıslı Türklerin görsel ve işitsel belleği olan BRT'de bu tür üretimler çoğalarak yer alır ve Kıbrıslı Türklerin renkli, yaratıcı, hoşgörülü ve mücadeleci kimliğini yansıtır.

Bu kolektif çalışma için başta belgeselini yaptığımız kişilerin ailelerine, belgeselde emeği olan çalışma arkadaşlarıma ve tabii ki bunları derleyip bir kitapta toplayan çalışma arkadaşım Eralp Adanır'a teşekkür ederim.

Eralp Adanır (Kitabın Yazarı)

Bir toplum ancak hafızasıyla var olur, kendini anlamlandırır. "Geçmiş" denilen yaşamın her alanı, bireylerin gelişim-değişim-dönüşümünde ne kadar etkili bir güce sahipse, toplumlar için de "geçmiş" ve onun içinde yaşadığı "hafıza"; o toplumun gelişim-değişim-dönüşümü için olmazsa olmazıdır. Kıbrıs Türk toplumu bellek oluşturma ve/veya belleği geliştirme, zenginleştirme konusunda maalesef çok da iyi, başarılı yol alan bir toplum değildir. Çünkü "biriktirmeyi-saklamayı" uzun yıllar bilmemiş, bizlere bu "geçmiş" materyallerin ne kadar önemli olduğu öğretilmemiştir. Bundan dolayı evden çıkan bir cenazeyle birlikte sadece ölen kişinin kıyafetleri değil, saklamış olduğu birçok belge, fotoğraf da "eski-atıl" olarak değerlendirilerek çöplüğün karanlıkları içerisine gömülmüştür. Günümüzde özellikle araştırmacılarımızın en önemli kaynaklarından biri durumundaki; eski yazılı basınımızın elimizdeki materyalleri olmasaydı, bugün yine de bizi mutlu edecek ve araştırma alanında bizleri zenginleştirecek üretimler bu denli olamazdı. Bugün itibarıyla yazılı basınımızda nice röportajlar, araştırmalar, köşe yazıları, yazı dizileri yer almakta ve çoğunlukla kitaplaştırılıp arşivlerimize, kendi kütüphanemize alamadığımızdan dolayı, tozlu sayfalar olarak ya yazan kişinin evinde ya da gazetenin arşivinde dağınık olarak yer almaktadır. Bu tür çalışmaların toplum belleği için ne kadar önemli, besleyici ve geliştirici olduğunun maalesef farkında değiliz. Bir bilgi kitaba dönüştü mü, saklanması, okunması ve her zaman yanında taşınabilir olması açısından en kolay ve en değerli "bilgi saklayıcısıdır". Elbette kağıdın o kendine özgü duruşu, niteliği, mürekkebin verdiği koku, sarardıkça daha bir anlam kazanan sayfalarıyla kitap; kütüphanelerin kurulmasının tek nedeni ve yaşamsal varlığıdır. Bundan dolayı kitabın, herşeye rağmen saklanacak bellek açısından en "kutsalı" olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.

Sadece yazılı basın mı? Elbette ki hayır, işitsel ve görsel basın da inanılmaz bir kaynak barındırıyor kendi alanında. Yapılan röportajlar, belge nitelikli programlar, belgeseller, canlı yayın kayıtlarında söylenenler, anlatılanlar vs... inanılmaz bir hafıza saklıdır bu alanda da.

32 yılımı doldurduğum televizyonculuk serüvenimde özellikle bunun son 11 yılını, belgesellerle de uğraşan biri olarak, adından da anlaşılacağı gibi; bu yapımların bir "belge" nitelikli olduğunu gördüm, yaşadım, inandım. Hele ki bana göre "Kıbrıs Türk Toplumunun Hafızası" olarak belirtebileceğim BRT, inanılmaz bir arşiv-belgeye sahiptir. Yapılan her program veya belgesel, ancak o günlerde gösterime girer ve belki yıllar sonra birkaç kez daha. Ama söz de görüntü de uçup gider hafızalardan. İşte bundan yola çıkarak, her zaman içimde barındırdığım ve BRT kurumumuzun böylesi bir misyonla da yol alması gerektiğine olan inancımla, BRT Müdürümüz sn. Aysu Basri Akter hanımefendiye ilk kitap projesini "BRT- BELGE/KİTAP Yayınları" olarak sundum. Ve kendi alan ve dönemlerinde toplumun mihenk taşlarından olan, 8 ayrı kişi ve bölümden oluşan UNUTULMAYANLAR belgesel dizimizin kitaba dönüştürülmesi önerisini yapmış oldum.

1997-2006 yılları arasında bölümler halinde yol almış olan bu belgeselimizin yapımcısı sevgili dostum Halil Davulcu'dan da izin alarak.

Projenin olumlu karşılanmasından sonra her kelimeyi izleyerek yazıya aktarmak, o günlerde kullanılan fotoğrafları, belgesel içerisinden elde etmek zor-meşakkatli ama biro kadar da zevk ve gurur vericiydi. Bugün bedenen hayatta olmayan ama yaptıkları ve yarattıklarıyla toplumun hafızasında yaşamaya devam eden; Necati Özkan, Fevzi Ali Rıza, Dr. Niyazi Manyera, Ziya Rızkı, Osman Örek, Hasan Nevzat Karagil, Hatice Tahsin ve İsmet Vehit Güney'in anlattıkları ve onları anlatanlar karşısında edindiğim yeni bilgiler, benim için en büyük mutluluk ve zenginliktir.

Böylesi bir yayınla arşivlere, kitaplıklarımıza "yazılı kaynak" olarak girebilecek olması ise özelde kendi adıma ama genelde BRT için, bu topluma karşı bir vefa'nın ve görevin göstergesi olduğuna inanıyorum. Dileğim, bu başlangıçla birlikte nice BRT-Belge/ Kitap yayınlarının toplumla ve araştırmacılarımızla buluşturulmasının artarak devam etmesidir.

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Dinçer Kaya - 4 yıl önce
Böyle kitapların çoğalmasını diliyorum.