Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi, geleneksel olarak gerçekleştirdiği bu sempozyumlar çok değerli kişileri anımsıyor,anımsatıyor. Bu yıl Kıbrıs Türk Yazınına çok büyük katkıları bulunan;Harid Fedai, Ali Nesim, Filiz Naldöven, Fikret Demirağ, Kutlu Adalı, M. Taner Baybars ile Kaya Çanca üzerine birçok araştırmacı ve akademisyen bildiriler sundu,anılarını paylaştı.
Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi (DAÜ – KAM) tarafından düzenlenen “9. İz Bırakmış Kıbrıslı Türkler Sempozyumu”, Rauf Raif Denktaş Kültür ve Kongre Sarayı’nda 21-22 Mayıs’ta günlerinde yapıldı.
Açılış konuşmasını DAÜ İdari ve Teknik İşlerden Sorumlu Rektör Yardımcısı ve DAÜ– KAM Başkanı Prof. Dr. Naciye Doratlı, katılımlarından dolayı herkese teşekkürlerini ileterek, DAÜ-KAM hakkında bilgiler verdi.
Doratlı, DAÜ-KAM tarafından iki yılda bir düzenlenen İz Bırakmış Kıbrıslı Türkler Sempozyumu’nun dokuzuncusunun bu yıl “Edebiyat” teması çerçevesinde gerçekleştirilerek, yaşamları boyunca Kıbrıs Türk yazısına önemli katkılarda bulunan Harid Fedai, Ali Nesim, Filiz Naldöven, Fikret Demirağ, Kutlu Adalı, M. Taner Baybars ile Kaya Çanca’nın ele alınacağını söyledi.
Açılış konuşmasının ardından başlayan sempozyumun ilk gününde İsmail Bozkurt “Kıbrıs Türk Edebiyatı’nın Son Yıllarda Yitirdiği Üç İz Bırakmış Edebiyatçı (Harid Fedai, Ali Nesim ve Fikret Demirağ) Üzerine”, Ulus Irkad “Harid Fedai ve Kutlu Adalı Üzerine”, Yrd. Doç. Dr. Tayyibe Uç “Ölür İse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil” konulu sunumlar gerçekleştirdi.
İkinci oturumda Doç. Dr. Netice Yıldız “Çocukluk Anılarıma Dek Uzanan Uzak Diyar Dostu: Taner Baybars (1936-2010)” Prof. Dr. Oğuz Karakartal “Harid Fedai’nin Kıbrıs Türk Edebiyatı’na Katkıları”, Dr. Emin Onuş “Edebiyat Coğrafyası Bağlamında Harid Fedai’nin ‘Lefke Sayıklamaları Destanı’ Üzerine”, Prof. Dr. Ulvi Keser ve Devran Akbayram “Nacak Gazetesi ve Dağarcık Bağlamında Kutlu Adalı Üzerine Bir Değerlendirme”, Hüseyin Ezilmez “Filiz Naldöven’in ‘Köşede Durmak’ Oyununda Sosyal Tenkit” konularında sunumlar gerçekleştirdi.
22 Mayıs Salı gününün ilk oturumunda Prof. Dr. Esra Karabacak ve Aslı Piro “Ali Nesim’in Eserlerinde Dil Felsefesi Üzerine Değerlendirmeler”, Doç. Dr. Şevket Öznur “Ali Nesim Hocanın Kıbrıs Türk Edebiyatı’na Getirdiği Yenilikler”, Ceyhan Özyıldız “Ali Nesim’in ‘Zeytin Esirleri - 1’ ve ‘Zeytin Esirleri - 2’ İsimli Öyküleri Üzerine Bir İnceleme” ve Eralp Adanır “Yaşamın Güzelliklerini Keşfedin” kitabında, Ali Nesim Felsefesinin İzdüşümleri” konularında sunumlar yapıldı.
İkinci oturumda ise Doç. Dr. Şevket Öznur “Fikret Demirağ’ın Şiirine Genel Bir Bakış”,
oturumda Fatih Yalıner “Filiz Naldöven’in Hafızalı Doku Şiir Kitabında Anımsama”, Yrd. Doç. Dr. Emel Kaya “Filiz Naldöven Şiirinde Varoluş Alanı Olarak Dil”, Ulus Irkad ise “Fikret Demirağ, Filiz Naldöven ve Kaya Çanca Üzerine” sunumlar gerçekleşti.
Üçüncü oturumda Dr. Haluk Öner “Fikret Demirağ’ın Şiirlerinde Çocukluk”, Yrd. Doç. Dr. Selda Uygur “Fikret Demirağ Şiirlerinde Akdenizli Aşk ve Kadın”, Prof. Dr. Ulvi Keser “Akdenizlilik Bağlamında Fikret Demirağ Şiirlerine Kesitsel Bir Bakış” ve Mehmet Kansu “Fikret Demirağ Üzerine” sunumlar yapıldı.
NERDESİN ALİ HOCA
Gökyüzünü delip geçen,
Rüzgarlarla duvar olan
Yemyeşile kucak açmış
Sent Hilaryon’da
Şimdi sabah oluyor.
Templos’a inen vadilerde,
Zaman durmuş,
Sisler,beyaz beyaz akıyor,
Uyuyor zeytinler,harnıplar
Ve sandal ağaçları.
Bir gölge yol buluyor,
Dolaşıyor usul usul,
Yalçın yamaçlarında
Beşparmakların.
Göz gözü görmez sisler içinde,
Islık seinin titrek dalgasında.
Harnıp buduyor, zeytin aşılıyor,
Bu, sen misin Ali Hoca?.
Kara bulutlar iniyor.
Hafif esen yel eşliğinde.
Daha aşağıya,daha düzlüklere.
Dinazor ağzı kepçeler
Tuzla buz ediyor kayalıkları.
Binlerce yılda oluşmuş,
Yaşlı zeytinlikleri.
Rüzgarın,
Tozunu alamadığı yamaçlar,
Teknolojiye teslim.
Sökülen ağaç dostların hesabı yok.
Ne zeytinin, ne de harnıbın,
Artık rüzgarlar,
Türkü söylemeyecek
Bu yamaçlarda
Sen nerdesin Ali Hoca?
Sesleri dinmiş uçan kuşların,
Su sızmıyor şinyaların kökünden.
Son soluğunu verirken
Kara toprağın kara böcekleri,
Kara yılanları.
Bir yok oluş türküsü,
Bir yeşil kıyımı yansıyor
Belleklerde.
Artık keçi yollarında,
Yok yürüyen,koşan gölgeler,
Efsaneler gibi.
Sen nerdesin Ali Hoca.
Kınalı kuzular, artık melemiyor,
Bahar çiçekleri açmıyor
Yollarında köyünün.
Ne bahçeler kaldı yarına,
Ne de horoz laleleri,
Taşlı tarlalardan toplandığın.
Binlerce çalının,tülümbenin
Çevreye yayılan,
Doğal parfümleri de kalmadı,
Zehirlerden, hormonlardan.
Sen ne diyorsun Ali hoca?
Özledik seni Ali Hoca,
Güven veren gülüşünü
Hırsızlara dur değişini,
Doğa düşmanlarına,
Veryansın edişini.
Özledik seni be Ali hoca.
Bir şövalye olup,
Uzun mızrakla,
Yürü haramiler üstüne.
Bir deli poyraz ol
Es Beşparmaklardan
Akdeniz’e doğru.
9.10.17 Altay Burağan