Futbol Federasyonu’nun olumlu girişimleri sayesinde haftalık sekiz maçın altısını izleme olanağı bulduk. Perşembe’den başlayarak Pazartesi akşamına kadar beş gece, iki de gündüz maç izledik bu hafta. Başlangıcı haftası olması nedeniyle tüm takımlarımızı çıplak gözle izleyip kıyaslama şansı yakaladık. Bizler, takımlarımızı kıyaslayıp değerlendirme şansına sahip olurken kulüplerimiz de meraktan kaynaklı bol seyirciden, birkaç kuruş elde etme şansına sahip oldu. Umarım Futbol Federasyonumuz, kaprislere boyun eğmez ve bu olumlu uygulamayı sürdürür.
Ancak, şunu belirtmek zorundayım; 2018-19 futbol sezonumuz maalesef kötü başladı. Rekor düzeyde para harcanmasına karşın futbolun kalite ivmesi maalesef aşağıya doğru kaymaya devam ediyor. Biz bunu Süper Lig’deki takım sayısının fazlalığına bağlamakla birlikte, ilgililerin ilgisizliğine de buna katkı sağlıyor! Örneğin geçtiğimiz yıllarda sahalarımız, oyun alanlarımız, sezon açılışında hazır konumda olurken bu yıl, birçok sahamız hazır hale getirilemedi. Oyun alanlarımız şöyle dursun stadlardaki tuvaletlerde sular dahi akmıyor…
TV kanalların spor programları halkı yormaya başladı! Her şey BRT’den bekleniyor! Biraz da siz gayret gösterin be kardeşim! Yirmi yıl önceki format ne ise aynisini sürdürmekte ısrar ediyorlar, şikayetten başka bir şey yapmıyor, spor programlarını geliştirme zahmetine katlanmıyorlar. BRT ise tam bir Devlet çiftliği!
Devletin kendilerine tahsis ettiği sahalarından kira ücreti almayı bilen kulüp yöneticilerimiz, kamere odalarının camlarını silmek ve odaları temizleme zahmetine bile katlanmıyorlar.
Takımlarımızın hali de genel görüntümüz gibi, pür perişan! Futbolcularımız depar (çıkış) atıyor kaslar kopma noktasına geldiğinden çimlere seriliyorlar! Yani hazır değiller. Genç yetenekleri izleme arzumuz ise körelmiş konumda. Otuz beş yaş üstü futbolcular, transfer yıldızı olmayı hala sürdürüyorlar…
İlk haftanın genel görüntüsünü irdelersek, birkaç takım hariç hepsi küme düşmeme çabasındaki ekipler. Toplu defans toplu ofans prensibinden çok uzaktalar. Takım boyları 80 metreye çıkmış durumda. Yabancı futbolcular olmasa gol de izleyemeyeceğiz. Birkaç hafta sonra bugün için tatmin edici olan seyirciyi de kaybedeceğiz gibi geliyor bana.
Siz bakmayınız bazı spor yazarlarını ballandırdıkları, manşete taşıdıkları güzel ve şahane futbol söylemlerine! Bunlar ya futbol oyununun ne olduğunu bilmiyorlar ya da klavye spor yazarlığı ile meşguller…
Kendi değerlendirmeme göre ligin ilk haftasında gördüğüm manzara, Dağın fare doğurduğudur. Doğan tek fare ise Mağusa Türk Gücü. Kendisinden çok şey beklediğimiz geçen yılın şampiyonu Yenicami de ‘hayal kırıklığı’ kervanına katılara arasında.
Yukarıdaki bölümde değil, aşağılarda mücadele eder diye düşündüğüm Binatlı, lige hazır göründü. Gökmen Davutoğlu ‘Taş gibi’ bir takım yaratmış, şans faktörü yanlarında olsaydı lige üç puanla başlamaları hiçtendi.
Ancak, şu da bir gerçek ki, MTG ve Yenicami, kadro zenginliği, yetenek ve teknik beceri olarak rakiplerinden üstünler. Yöneticiler, bariz hata yapmaz ise şampiyonluk yolunda çekişecekleri kesindir.
Beklenenin altında performans gösteren Doğan Türk Birliği ile Merit Alsancak Yeşilova, kadro olarak iyi görünmelerine karşın “Lakayt” görüntü içerisindeydiler bu hafta. Futbol durarak oynanan bir oyun değildir. Ölümüne mücadele etmeden kazanma olanağı yoktur. Doğan Türk Birliği’nin erken uyanacağına inanıyorum. Alsancak Yeşilova ise (Veteran-klas ) futbolculardan kurulu olduğu için, hazır olmaları zaman alacaktır diye düşünüyorum.
