Rum-Yunan ikilisi yıllardan beri hep ayni düşünce içindedirler. Rum-Yunan ikilisinin zihinlerinde ve tutumlarında bir değişiklik yoktur. Kıbrısta siyasi bir çözüm, ancak Kıbrıstaki gerçeklerin dikkate alınmasıyla mümkündür.
Bugün Kıbrısta dini , dili, ve kültürü tamamen farklı iki ayrı halk vardır. Kıbrısta bağımsız ve egemen iki devlet vardır ve bu gerçekler görmezden gelinemez. Bugünlere gelinmesinin en büyük nedeni, Rum-Yunan ikilisinin tarihin derinliklerinden gelen Megali İdea hayali çerçevesinde Enosis istek ve arzularıdır. Kıbrısta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm için tek çıkar yol bugünkü fiili durumu kabul etmekle mümkündür…..
Kıbrısta çözüm 1974 Barış Harekatı ile gerçekleşmiştir. Kıbrıs Barış Harekatı her iki halka barış ve huzur ortamı sağlamıştır. İhtiyaç duyulan siyasi bir çözüm ve barış anlaşmasıdır.
Kıbrısta ikinci bir siyasi çözüm mümkün değildir. Birleşik Federal Kıbrıs gibi siyasi çözümler Kıbrısta mevcut barışı da ortadan kaldıracaktır. 1963-1974de yaşananları yeniden yaşamak istemiyorsak Kıbrısta bağımsız ve egemen iki devleti birbirini tanımalı ve her iki yan yana yaşamalıdır…Rum-Yunan ikilisi 1963-1974 yılları arasında yaşananları inkar edemez. Rumlar, Megali-İdea hayali ile yaşamaktan vazgeçmelidirler.
BM Güvenlik Konseyi ; 541(1983) ve 550(1984) sayı ve tarihli kararlarını iptal etmeli ve AB de yaptığı hatadan geri dönerek 1 Mayıs 2004 itibarıyla üye yaptığı GKRYnin üyeliğini gözden geçirmelidir.
Kıbrıs Türk halkı uzun yıllar bağımsızlığı, özgürlüğü ve egemenliği için çile çekti, şehitler verdi, yıllarca göçmen durumuna düştü. Kıbrıs Türk halkı ve anavatanımız Türkiye bugünlere gelebilmemiz için bedeller ödemiştir. Kıbrıs Türk halkı olarak yeniden eski günlere dönmek istemiyoruz….
Kurucu Cumhurbaşkanımız sayın Rauf R. Denktaş, ben Garanti ve İttifak Anlaşmalarında ısrar edilmeyecekse görüşme yolu ile bir uzlaşmaya varma eksersizini gereksiz buluyorum, fuzuli bulurum, çünkü ne anlaşma yaparsak yapalım garanti sistemi bozulacaksa bu anlaşmanın hiçbir geçerliliği olamayacaktır diyordu. Kaynak: Rauf R. Denktaş, Rauf R. Denktaşın Anıları 3, Giriş iii, Boğaziçi Yayınları No: 212 , İstanbul, 1977
Kıbrıstaki bölünmenin nedeni Rumlardır… Batı Trakya örneği vardır, Girit örneği vardır. Devletimiz KKTCden ve anavatanımız Türkiyenin etkin ve fiili garantisinden vazgeçemeyiz….
Kıbrısta siyasi bir anlaşmanın olabilmesi için her iki halkın liderinin ayni dili konuşması gerekmektedir. Maalesef Rum liderliğinin bugüne kadar ortaya koyduğu istekleri anlamak mümkün değildir. Kıbrıs Türk halkı 1974 öncesine dönüp, bu topraklarda ölüm korkusu içinde yaşamak istemiyor.
Rumlar iki toplumlu, iki bölgeli , siyasi eşitliğe dayalı iki kurucu devletin oluşturacağı bir yapıyı reddediyorlar. Rumlar iki bölgeli, iki toplumlu, AB normlarının olacağı üniter bir devlet istiyorlar. Hani iki bölgelilik , hani 1975 Mübadele Anlaşması nerede kaldı!...
Rumlar, Kıbrıs Türk halkının kabul edemeyeceği toprak tavizlerinin peşindedirler… Rumlar, Kumyalıdan itibaren tüm Karpazı istiyorlar. Rumlar, Mağusa Belediye sınırlarından itibaren Güney Mesaryayı istiyorlar. Rumlar, Minareliköy, Değirmenlik , Demirhan ve Gökhanı istiyorlar. Rumlar Alayköyden itibaren Güzelyurta kadar olan tüm bölgeleri istiyorlar. Şimdilerde bir de Kuzeyde Maronitlerin oturduğu bölgede Kanton bölge istiyorlar. Rumlar, Garanti Anlaşmalarının kalkmasını ve Türk askerinin Adadan çekilmesini istiyorlar…
Sonuç olarak; KKTC bizim devletimizdir, Kıbrıs Türk halkının devletidir. Bu devletin temelinde Mücahit halkımızın ve de Mehmetçiklerimizin canı ve kanı vardır. KKTC Kıbrıs Türk halkının hakkıdır ve de helalıdır…
Kıbrıs Türk halkı olarak, özgürlüğümüze , toplumsal egemenliğimize bağısız ve egemen devletimize sonsuza kadar sahip çıkacağız. Bugün teneffüs ettiğimiz özgürlük havasının kıymetini iyi bilelim. Çocuklarımıza ve torunlarımıza geçmişte yaşananları anlatalım. KKTCni yaşatmak ve yüceltmek Kıbrıs Türk halkının en başta gelen görevidir…
Unutmayalım ki tarihte ; yaptığı hataların bedelini bir şekilde ödeyen, bağımsızlığını ve egemenliğini, özgürlüğünü , varlığını kaybeden halkların ve devletlerin varlığı ile doludur….