banner913
banner932
banner1012

Katliamları unutmak mümkün değildir


Metin FAHRİOĞLU

Metin FAHRİOĞLU

Okunma 14 Ağustos 2015, 10:01

1974 Barış Harekatının  İkinci Aşamasının  41nci yıldönümü nedeniyle  üç gün boyunca Gazimağusa, Serdarlı ve Lefkede   kutlama etkinlikleri düzenlenecek; Muratağa, Sandallar ve Atlılar ile  Taşkent şehitlerimiz anılacaktır.

Bilindiği gibi  14 Ağustos 1974de  Rumlar; Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerinde  savunmasız 126 ve de Taşkent köyünde 83 vatandaşımızı  vahşice kurşuna  dizip katletmişler ve de buldozerlerle açtıkları  çukurlara  gömmüşlerdi…

3 aylık bebelerden 80lik yaşlılara kadar soydaşlarımıza karşı yapılan katliamı unutmamız mümkün mü?

1974 Barış Harekatının 41nci yıl dönümü nedeniyle  şehitlerimizi  bir kez daha  saygıyla anıyoruz , gazilerimizi saygıyla selamlıyoruz. Anavatanımıza, Mehmetçiğimize , Mücahit halkımıza şükranlarımızı sunuyoruz….

Kıbrıs Türk halkı bugünlere hiç de kolay gelmedi. Geriye dönüp bir bakacak olursak ; 1959 Zürih ve Londra Anlaşmalarını Enosise  sıçrama tahtası olarak  gören Makarios 1960 Anayasası ile Kıbrıs Türklerine  çok haklar verildi diyordu. Makarios,  Kıbrıs Türk halkını azınlık durumuna düşürmek için 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında yapmak  istediği değişiklikleri  gerçekleştiremeyince  de 21 Aralık  1963de hayallerini gerçekleştirmek için Kanlı Noel saldırılarıyla  Akritas Planını  devreye koyduğunu  görüyoruz….

Kıbrıs Türk halkını birkaç gün içinde   dize getireceğine inanan  Rum liderliği yanıldı.Lefkoşada hedefine ulaşamayan Rum-Yunan ikilisinin saldırıları kısa sürede tüm adaya yayıldı. 11 yıl boyunca  Kıbrıs Türk halkına karşı  silahlı saldırılarda ve katliamlarda bulundular.

24 Aralık 1963deLefkoşada Kumsal Bölgesinde ve Türkelide , 14 Ağustos 1974de  Muratağa-Sandallar , Atlılar ve Taşkentte yapılan katliamları ve toplu mezarlara konulan soydaşlarımızı  unutmak mümkün mü?

11 yıl boyunca ,Kıbrıs Türk Halkı TMT etrafında bütünleşerek anavatanına güvenerek verdiği mücadelenin sonunda 20 Temmuz 1974 Barış Harekatının  mutluluğunu yaşadı. Kıbrıs Türk Halkı 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile özgürlüğüne ve anavatanına , bayrağına kavuştu.

1983de , self-determinasyon hakkını kullanarak, Rumun Kıbrıs Türk halkını temsil etmediğini dünyaya haykırarak , bağımsızlığını ve egemenliğini korumak için  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ilan etti.

Kıbrısta çözüm 1974 Barış Harekatıyla gerçekleşmiştir. Günümüzde ihtiyaç duyulan   ve yapılması gereken Kıbrıstaki gerçekler ışığında  Barış Anlaşması yapmaktır.

1968de başlayan toplumlar arası  görüşmeler  Barış Harekatı sonrası  1975den itibaren yeniden başladı . Ancak Rum liderliğinin  Enosis hayalleri nedeniyle bugüne kadar yapılan  görüşmeler sonuçsuz kalmıştır.  Klerides, Kiprianu, Vasiliu , Papadopulos, Hristofyas ve günümüzde Anastasiadis hep bilinen Rum emelleri peşinde koştular.

Hristofyas da iktidarda olduğu dönemde  “….EOKAdan ilham alıyorum,  Makariostan ilham alıyorum….Hedefim, Kıbrısı birleştirmektir….” diyordu.

Günümüzde de Anastasidis  “Tek egemenlik, tek devlet , tek vatandaşlık , tek temsiliyet”  diyor. Anastasiadis kendi aklınca “garantörlük kaldırılmalıdır” diyor…

1 Nisan 2009da EOKA tedhiş Örgütünün  faaliyete geçişinin   54.  Yıldönümü coşku ile kutlanırken Başpiskopos Hrisostomos  “EOKAnın  Yunanistana bağlanmamızı öngören   Enosis mücadelesini yeniden gündeme getirelim” diyordu.

Hrisostomos , “Halkımızın 1955den beri arzu ettiği ancak maalesef 1959 Zürih ve Londra anlaşmalarıyla   başaramadığını başarmak için tek yumruk olalım. Birlik ve beraberlik  içinde bunu başarabiliriz “ diyordu.

Günümüzde de  Kıbrıstaki gerçekler dikkate alınmadan devam eden müzakereler  yoluyla bir anlaşmaya  varmanın mümkün olmadığını kabul etmeliyiz!...Kıbrıstaki gerçekler kabul edilmeli ona göre siyasi çözüm aranmalıdır… Dini, dili, kültürü tamamen farklı  olan ve de yüzyıllardan beri birarada yaşamayı becerememiş iki halkın barış ve huzur içinde iç içe yaşaması  mümkün değildir.

Şimdilerde  Rumlar için önemli olan bir an önce ‘federasyon adı altında yaratılacak bir siyasi çözümle KKTCden ve Kıbrısa barışı ve huzuru getiren Türk askerinden kurtulmak ve Enosise giden yolda bir adım daha atmaktır. ABnin Birincil Hukukunu da kabul etmeyen Rumlar  AB normlarının da uygulanmasıyla  hedeflerine ulaşmak düşüncesindedirler.

Kıbrısta adil ve kalıcı barış ve siyasi çözüm  ancak Kıbrısta var olan bağımsız ve egemen iki devletin birbirini karşılıklı olarak tanımasıyla  mümkündür….

Rum liderliği halen ; Kıbrıs meselesi 1974de Türk istilası ile başladı yalanı ile dünyayı kandırmaya çalışıyor. Esasında Rum liderliğinin  bu yalanı, “Hedefimiz Kıbrısı birleştirmektir” sözünde  saklıdır.

Rumun hedefi, Kıbrıs Türk halkını topraksız bırakmaktır. Rumun hedefi Kıbrıs Türk halkını devletinden  ve egemenliğinden yoksun bırakmaktır.  Rumlar Kıbrıs Türk halkını  Maronitler Ermeniler ve Latinler gibi azınlık olarak görmektedirler.

Kıbrıs Türk halkı olarak , KKTC olarak  bağımsız ve egemen bir devlet olarak yaşamakta ısrarlı olmayacak olursak, tanınma istemeyecek olursak, açık ve seçik Girit misali yok olup gideriz….

 

 

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.