banner913
banner932
banner1012

Dünya Tarihinin En Gizemli 13 Örgütü ve Sırları

banner1020

Bu örgütlerden bazıları dünyadaki sistemi değiştirmek ve insanları yönetmek amaçlı, bazıları şiddet içerikli eylemler gerçekleştirerek korku salmak amaçlı, bazıları ise ruhsal arınma ritüelleri düzenlemek amacıyla kurulmuştur. Bu örgütler içerisinden en çok merak edilenleri sizler için derledik.

banner974
Dünya Tarihinin En Gizemli 13 Örgütü ve Sırları

banner971

1. İlluminati Örgütü

Hareket 1 Mayıs 1776 yılında Ingolstad'ta (Yukarı Bavyera), Ingolstadt Üniversitesi kilise hukuku profesörlerinden biri olan filozof Adam Weishaupt tarafından beş kişiyle kurmuştur.

Illuminati, ‘Aydınlanmış Olanlar’ anlamına gelmektedir. Topluluğun kuruluş amacı cehaletle, baskıcılıkla ve kilisenin dogmalarıyla mücadele etmekti. Her ne kadar asıl amaç, aydınlanarak dinsel dogmalardan uzak, hür düşünceyi ve Newtoncu pozitif bilimin önünü açmak idiyse de, daha sonraları gizli siyasi amaçları olduğu öne sürüldü. İlluminati dünya siyaset tarihinin belki de zaman içerisinde üzerine en fazla komplo teorisi üretilmiş topluluğu halini almıştır. Günümüzdeki öne sürülen amacı ise; halk kitlelerinin karar verme yetisini kontrol altında tutmak, dünya liderlerini ve ekonomiyi istediği şekilde yönlendirmektir.

2. Masonluk

Mason’ kelimesi taş ustası anlamına gelir. Başlangıçta mason loncaları gerçekten masonlardan, yani taş ustalarından oluşmaktaydı fakat daha sonra nedeni bilinmeyen bir şekilde, taş ustası olmayan bir kaç kişi bu loncalara girdi ve bu akımla birlikte oluşan yeni gruba ‘Hür ve kabul edilmiş mason’ (free mason) dendi.

Masonluk, başlangıcının resmi olarak 16'ncı yüzyılın sonu ve 17'nci yüzyılın başlarına dayandığı düşünülen bir çeşit ‘Kardeşlik’ organizasyonudur. Dünyanın birçok ülkesinde beş milyon üyesi bulunmaktadır. Sadece İngiltere, İskoçya ve İrlanda’da 480 bin, Amerika Birleşik Devletleri’nde ise 2 milyona yakın üyesi bulunmaktadır. Tarihte ve günümüzde legal sistemlerde önemli yerlerde politik adamları ve bağlantıları bulunmaktadır.

Masonlar için sır ve gizliliğin bir gereği olan sembolizm çok büyük önem taşır. Masonlukta semboller, Masonik ilkeleri daha iyi anlatmak, ritüellerin içerdiği aşamaları ve öğütleri belleklere iyice yerleştirmek bunların uzun ömürlü olmalarını sağlamak için kullanılırlar. Masonlukta sır olarak nitelendirilen şeylerin başında Masonik işaretler, sözcükler ve simgelere verilen anlamlar gelir.

3. Opus Dei Örgütü

Opus Dei, 2 Ekim 1928'de Madrid’te sıradan bir papaz olan Jose Maria Escriva de Balaguery Albas tarafından kurulan 87 yıllık İspanyol asıllı bir örgüttür. 1950 yılında papalık tarafından resmen onaylanmıştır. Papalık, güçlü anti-komünist misyonu nedeniyle açık destek verdiği "Opus Dei"nin statüsünü 1982'de yükselterek, örgüt önderine, tarikat başkanlarına mahsus "piskopos" unvanını bahşetti

Gizli bir örgüt olan Opus Dei’nin tüm üyeleri Katolik meslek sahiplerinden oluşmaktadır. Bunun yanında her ülkede de örgütten sorumlu bir Kardinal bulunmaktadır. Onlara göre Papa’nın kimliği, Kilise’nin de, Papalık Makamı’nın da üstündedir. Papa, Tanrı-Krallığı’nın kutsal önderidir. Böylesine yüce bir mertebeye erişebilen kişi de elbette Olağanüstü bir kişidir. Bu nedenle Opus Dei, böylesine olağanüstü bir kişi tarafından temsil edilen Vatikan Devleti’ni yüceltir ve Kilise’yi ikinci planda görür.

2.8 milyar dolar serveti, 15 üniversitesi, 97 teknik okulu, 36 ilköğretim okulu olan Opus Dei ile ilgili pek çok tartışma yaşanmış ve olumsuz görüşler dile getirilmiş buna rağmen örgüt herhangi bir açıklama yapmamıştır.

4. Kuru Kafa ve Kemikler Tarikatı

1832 yılında William Huntington Russell ve Alphonso Taft tarafından Yale Üniversitesi'nde Society of Skull and Bones ismi ile kurulan, gizli yapısı ile üye profilinin yüksek seviyesi sebebiyle o yıllardan beri sayısız komplo teorisine karıştırılmış olan öğrenci topluluğu. Amacı ise, yenidünya düzenini gerçekleştirmektir. Topluluğun üye listesi, üniversite yönetimi de dahil olmak üzere, tüm halka açılabilecek yerlerden gizli tutulur.

Mezar adı verilen S&B’nin merkezi  eski Yale kampüsüdür.Skull and Bones'a üye olabilmek için, Yale Üniversitesi'nde son sınıf lisans öğrencisi olmak gerekir. Pledge adı verilen adaylar, üçüncü sınıftayken Skull and Bones üyeleri tarafından belirlenir ve aday oldukları, bir sene boyunca izlenecekleri ve uygun görülürlerse bir sene sonra üyeliğe kabul edilecekleri kendilerine söylenir. Uygun görülen adaylar ise bu bir senelik izlemenin ardından, son sınıfta iken üyeliğe alınırlar.

Üye olmayanların giremediği ve herhangi bir pencere bulunmayan binalarına, 1960'lı yıllarda iki Yale öğrencisi, ormanda buldukları bir gizli geçit vasıtasıyla gizlice ve şans eseri girmeyi başarmışlar ve gördüklerini anlatmışlardı. Tamamıyla ezoterik bir yapıya sahip olduğunu söyledikleri binada, çeşitli mabetler ve ritüelik malzemeler yer aldığını; üst katta bulunan büyükçe bir mezar resminde ise yan yana duran üç kuru  kafanın yanında bir taç, bir asa ve bir kalem bulunduğunu öne sürmüşlerdi. Altında yazan yazıda ise Almanca olarak; "Kim Kral, Kim Prens, Kim Dilenci? Ölüm Karşısında Hepsi Eşit" ibaresi, topluluğun ezoterik ve felsefi yapısını tüm dünyanın gözleri önüne sermiş, topluluğa yönelik yapılan sert eleştiriler, bunun ardından, büyük ölçüde kesilmişti.

Birçok ABD başkanının ve Dünya’nın en zenginlerinin içerisinde bulunduğu örgüt, bünyesinde ki üyeleri daha iyi makamlara yerleştirmesi ile de biliniyor.

5. Trilateral Komisyonu

ABD'de yeşertilen Yeni Dünya Düzenini tüm dünyaya yani Kuzey Amerika, Avrupa ve Japonya’ya daha iyi yayabilmek için oluşturulmuş ve 1973'te David Rockefeller, Henry Kissenger ve Zbigniew Brzezinski tarafından kurulmuş gizli bir örgüttür.

Masonik sistemin yeni bir uyarlaması olan Komisyon, ilk olarak Carter hükümetinde büyük güce ulaştı. Hükümette, Carter'ın kendisi de dahil 20 önemli kişi Komisyon'a üye idi. Komisyonun diğer üyeleri önde gelen finansörler, sanayiciler ve akademi uzmanlarıydı. Carter'ı izleyen hükümetlerde de Trilateral'ın etkisi sürdü; Bush ve Clinton birer Trilateral üyesiydiler.

Brzezinski, 1973-1976 arasında başkanlığını yapmıştır. Tarikatın simgesi şu şekildedir: Bir kürenin üç yanından üç üçgen uzayarak kürenin ortasında buluşurlar ama birleşmemişlerdir. Bunları birleştirdiğiniz taktirde tek bir büyük üçgen meydana çıkar. Her bir üçgen trilateralin üç bölgesini simgeler. Üçgenler muhtemelen piramidi simgelemektedir. Büyük üçgen de büyük piramittir. Büyük piramidin birleşmemiş olması, tek dünya devletinin henüz kurulmamış olduğunu gösteriyor olabilir.

 

6. Ku Klux Klan Örgütü

24 Aralık 1865 ABD'de Tennessee'de kurulan siyahi karşıtı ırkçı gizli örgüttür. Kurucuları; Büyük Büyücü olarak bilinen Nathan Bedford Forrest, Yüzbaşı John C. Lester, Binbaşı James R. Crowe, John D. Kennedy, Calvin Jones, Richard R. Reed, Frank O. McCord'dır.

Ku Klux Klan örgütü Amerikan İç Savaşı sonrasında siyahilerin kazanmaya başladığı haklara, özgürlüklere ve siyah ırk-beyaz ırk eşitliğine karşı çıkmıştır. Amaçlarına ulaşmak için şiddet ve teröre başvurmuşlardır. Örgüt iki defa dağılmasına rağmen 1950 ve 1960'larda tekrar canlanmıştır. Günümüzde bazı bölgelerde sadece yerel bazda faaliyet göstermektedir.

7. Bohemian Klübü

1872 de kurulmuş bir örgüttür. ABD’nin batı yakasındaki elitleri bu topluluğun üyesidir. Cumhuriyetçi başkan ve başkan adaylarının tümü bu topluluğun üyesidir.

Faaliyetleri son derece gizli olan topluluğun özel vadisine giriş ABD devlet güçleri tarafından engellenmektedir. Merkezdeki çiftlik aynı anda yüzlerce kişinin hafta sonu toplantılarına katılabileceği niteliktedir. ABD’nin hemen her eyaletinde tapınakları vardır. Sembolleri baykuştur. Ritüellerde baykuşa hitap edilir ve bir simge olarak baykuş motifi kullanılır.

Bohemian Grove hem çok zengin hem de en kilit noktalardaki elitlerin oluşturduğu daha üst ve çok daha gizli bir seçkin kulübüdür. Bine yakın ABD’li elit insan sürekli olarak hafta sonu California’da veya diğer eyaletlerdeki çiftliklerde toplanıp törenler yapıyorlar ve gizli ritüeller uygulanıyor.

8. Gül - Haçlılar Örgütü

16. yüzyılda Avrupa’da kurulan ezoterik bir örgüttür. Adı, gül ve haçtan oluşan en önemli simgelerinden türetilmiştir.

Anglia"da bulunan "Societas Rosicruciana"nın üyesi olan Hargrave Jennings, bu rit ve gizemlerin temelde cinsel nitelikli olduklarını vurgulamak için elinden geleni yapmıştır... Gül-Haç felsefesinin dayanağının Tantrik seks olduğu konusunu sürekli işleyen Jennings, bir mason simgesi olan Süleyman Mührünün iç içe geçmiş erkek ve kadın üçgenler biçiminde yaşamı simgelediğini açıklıkla belirtmiştir.

Kurucusu Christian Rosenkreuz olarak bilinmektedir.Fakat bazıları örgütün eski Mısır'da filizlendiğini ve Platon, İsa ve İskenderiyeli Philo gibi, sıra dışı din ve felsefe önderlerinin de örgüte üye olduklarını ileri sürerler. Ancak, örgütün tarihini 16. yüzyıldan daha eskiye dayandıracak hiçbir kanıt mevcut değildir.

Örgüt 1630'da Malineler konseyi tarafından sihirbazlık ve dinsel sapkınlık suçlamasıyla kapatılmıştır.

9. Majestic 12 Örgütü

ABD Başkanı Harry S. Truman tarafından 1947 yılında, bilim adamları, askerler ve devlet yetkililerinden oluşturulan 12 üyeli bir gizli örgüttür. Amaçları, Roswell olaylarını ve görüldüğü söylenen Uçan daireleri (UFO) araştırmaktı.

Majestic 12 örgütü, FBI birimi ile çok gizli olarak yürütülen çalışmalarda Dallas eyaletinde ortaya çıkan UFO ları ve daha başka yerlerde "gerçektir!" olarak belgelenen uzaylı olaylarını ABD başkanına rapor olarak sunmuşlardır. Bu belgeler 1982 yılına kadar halktan gizlenmiştir.

10. Tapınak Şövalyeleri

Fransız Soylusu Hugues de Payen tarafından 1119 civarında Kudüs'te Hristiyan hacıları korumak için 9 şövalyeden oluşan bir grup kuruldu. Katolik Kilisesi tarafından resmi olarak 1129 yılında tanınan tarikat kısa zamanda güçlenmiştir. En güçlü zamanlarında askerî varlıkları 20.000'i bulmuştur, fakat bunların sadece %10'u tarikata bağlı şövalyelerdir. Tarikatın ömrü neredeyse Haçlı Seferleri'yle eş olmuştur. Beyaz renkteki eşyaları üzerindeki kırmızı haçlarıyla Tapınak Şövalyeleri zamanlarının en korkulan savaşçılarından olmuşlardır.

Tarikat hiyerarşik bir yapılanma içerisinde bulunmuştur. Tarikatında başında her zaman Fransız asıllı bir şövalye bulunmuş ve Avrupa'nın belirli şehirlerinde ve ülkelerinde bu başkana bağlı birer temsilci ve temsilcilere bağlı daha küçük gruplar şeklinde örgütlenmişlerdir.

1307 yılında tarikatın başındaki isim olan Jacques de Molay, tarikatı Hospitalierlerle birleştirmek istedi fakat bir anlaşmaya varamadılar. Papa, Fransa Kralı IV. Filip'in baskısıyla tarikatı aforoz etti ve tarikat üyeleri tutuklanarak işkence altında kabule zorlandıkları suçlamalardan dolayı idam edildiler.

11. Thule Society Örgütü

1912 yılında Rudolf Von Serbottendorff tarafından kurulmuş ezoterik bir örgüttür. Hitler’in bu örgüt sayesinde yükseldiği söylentiler rasındadır.

Thule örgütü'nün sembolü, çift boynuzlu Viking miğferidir. Kökleri, kayıp kıta “mu” uygarlığına dayanan bu öğretinin temel taşları, insan psikolojisinin bilinmeyen yanları ve zaman boyutları idi. Amaçları, “zamanda insan ve taşıt naklini” gerçekleştirerek, Dünya'nın kaderini değiştirip üstün bir ırk meydana getirmek ve “üst zekalılarla” diyaloğa geçmekti. 

Nazi partisinin 7 kurucusundan biri olan Dietrich Eckardt, Thule tarikatının temel ifadesini şöyle açıklıyordu;

"Thule'nin tüm sırları, eski kayıp bir uygarlığa dayanır. insanoğlu ile dış zekalar' arasında bulunan bazı aracı varlıklar, bu sırlara erenlere büyük bir güç kaynağı oluşturmaktadırlar. Bu güç kaynağı Almancayı dünyaya egemen kılacaktır. Yine bu güç kaynağı, geleceğin üstün insanının ortaya çıkmasını ve insan türünün değişimini sağlayacaktır. "

Thule örgütü'nün merkezi, birinci dünya savaşı'ndan sonra, İstanbul'a taşınmıştır. örgütün başkanı, hitler tarafından İstanbul'a gönderilen, ancak daha sonra İstanbul'da intihar süsü verilerek öldürülmüş olan (Türk literatüründe “Gizli Müslüman Baron” diye anılan), “Baron Rudolf von Sebottendorff” (diğer adıyla, “Rudolf Glauer”)dir. araştırmacı yazar Jason Bishop, Baron Sebottendorff'un, İslam mistizmi ve Süfizmini tüm ayrıntıları ile çok iyi bilen ve tarikatlarla doğrudan teması olan bir kişi olduğunu belirtmektedir.

12. Bilderberg Grubu

Bilderberg'in ilk kurucuları arasında Hollanda Prensi Bernhard ve Polonyalı sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger vardır. Retinger, Bilderberg'in babası olarak bilinir. Retinger'in ölümünde sonra kalıcı genel sekreterliğe Hollandalı ekonomist Ernst van der Beugel getirilmiştir. Kurucular arasında bulunan Prens Bernhard ise 1976 yılına kadar Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ülkelere Lockheed şirketinin askeri silah satışı ile ilişkin rüşvet skandalına adı karışana kadar komite başkanı görevine aralıksız devam etmiştir. Amerikalı onursal genel sekreterler arasında sırasıyla Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'ndan Joseph E. Johnson, Princeton Üniversitesi'nden ve aynı zamanda CIA elemanı ve Amerikan Başkanı John F. Kennedy'nin danışmanlarından olan William Bundy, Afganistan Büyükelçisi Theodore L. Eliot, Jr. ve Georgetown Üniversitesi Diplomatik Çalışmalar Enstitüsünden Casimir A. Yost yer almaktadır.

Bilderberg Toplantıları, dünya çapında etkin siyasi liderlerin yanı sıra iş dünyası, basın-yayın ve akademi çevrelerinin en önde gelen uzmanlarının bir araya gelmesiyle yapılan yaklaşık 120-150 kişinin katıldığı yıllık, özel toplantılardır.

Bılderberg, birçok kaynakta ''Dünyanın Efendileri'' şeklinde tanımlanan çok uluslu bir hükümet gibidir. Bu gizli örgütün, dünyanın para akışını kontrol ettiği söylenmektedir.

13. Ordo Templi Orientis

OTO’nun kurucusu Carl Kellner, Avusturya’lı bir masondu. Kendi ifadesine göre üç kişi tarafından kendisine antik büyü ve mistisizmin sırları verilmiş ve Hermetik Işık Kardeşliği topluluğunun bir kolunu kurma görevi verilmişti.

Masonlardan farklı olarak kadınları da üye yapacaktı. Bunun dışında, örgüt yapısı, masonluğa çok benziyordu. OTO’nun yüksek derece yetkilileri zaten üst seviyelerdeki masonlardan oluşuyordu. Kellner’in 1904’de OTO’yu birlikte kurduğu Theodor Reuss daha önce Illuminati’yi canladırmaya çalışan isimdi. 33. derece İskoç Riti masonu olan Reuss, Kellner’in 1905 yılında ölümünü müteakip OTO’nun başına geçti.

Kellner ve Reuss’un ilgi alanlarından biri cinsel büyülerdi. Doğu’dan Tantra seks yöntemlerini çevirmişlerdi. Erkek ve kadının cinsel sıvılarının doğru şekilde kullanımının felsefe taşı gibi bir güç nesnesi üreteceğine inanıyorlardı. Locanın ritüellerinden bir bölümü bu tür cinsel törenleri içeriyordu. Kadınların üye kaydedilmesinin bir nedeni de buydu.

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.