Bazı kişilerin sloganlarla gerçekleri saptırarak halkımızı yanılmağa çalışmasına ve ülkemizin çıkarlarına zarar vermesine üzülmemek mümkün değildir.
Kıbrıs Türk halkı olarak anavatanın ülkemize gelmesi sayesinde bugün can ve mal korkusu olmadan, üstelik İngiliz ve Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde hayal edemeyeceğimiz düzeyde çok daha iyi olanaklara sahibiz.
Anavatanın ülkemizden ayrılması ve maddi desteğinden yoksun kalmamız halinde, halen Leymosunda yaşayan soydaşlarımızın durumunda olacağız.
Anavatanın yanımızda bulunduğu süre adayı ilhak edemeyeceğinin bilincinde olan Rum-Yunan -emperyalist devletler, halen KKTCde kaleyi içerden çökertmek ve halkımızı anavatandan kopararak, korumasız bırakmak çabasındadır.
Bu sinsi tezgahın gerçekleştirilmesinde de maalesef çeşitli araç ve yöntemlerle, ulusal tezlerine yardımcı olmalarını sağladıkları içimizdeki bazı kişilerden de yararlanmaktadırlar.
Rum-Yunan-tarafının, olağan üstü etkili beyin yıkama ve propaganda mekanizmaları ile, yakın akrabalarını katlettikleri kişileri bile aldatarak desteklerini elde ettiği görülüyor.
Bu sinsi oyun çerçevesinde, kulağa hoş gelen sloganlarla halkımız aldatılarak anavatandan koparılmağa çalışılıyor.
Anavatanın kendi ayaklarımız üzerinde durabilmemiz için bize yardımcı olmak istemesini ve yol göstermesini ‘dayatma sloganı ile engellemeğe çalışılıyorlar;
‘Dik duruş sloganı ile, anavatanın ülkemizin sorunların çözümüne katkıda bulunmasına yöneticilerimizin karşı çıkmasını sağlamaya çalışıyorlar;
‘Vesayetten kurtulma sloganı ile, anavatanın adadan ayrılması, halkımızın tek dayanağını kaybetmesi ve böylece sıfırla çarpılması istenmektedir;
Tüm alt yapımızın anavatan tarafından yapıldığının bilinmesine karşın, bizim iyiliğimiz için özelleştirmeye ağırlık vermemizi önermesini, kaynaklarımızın ‘Peşkeş çekilmek istendiği şekilde yorumlamaktadırlar.
Ülkemizde herkesin bozuk yönetim anlayışından ve siyasilerin başarısızlığından şikayetçi olmasına rağmen, kulağa hoş gelen ‘dayatma, peşkeş, vesayet, dik duruş gibi sloganlarla, anavatanın sorunlardan kurtulmamız için bize yardım etmek istemesi engellenmeye çalışılıyor egemenlik ve ayrılma hakkına sahip olmamamız Böylece statükonun, popülizmin ve bozuk düzenin devamına katkıda bulunuluyor.
Her dönemde yaşanan olaylara uygun, kulağa hoş gelen ve vatandaşları aldatabilecek sloganlar uydurulması acaba tesadüfi mi?
Yoksa bu sloganlar, sırf halkımızın aldatılması için profesyonelce çalışan düşmanlarımız tarafından üretilip kuzeyde servis mi ediliyor?
Hele ‘irademiz, vesayet, peşkeş, dayatma, dik duruş gibi sloganları dilinden düşürmeyenlerin, öte yandan olası çözümden sonra, yeraltı kaynaklarımızın bizim yönetimimizde olmamasını, devletimizden vazgeçmemizi, egemenlik ve ayrılma hakkına sahip olmamamızı, her konuda Rum çoğunluğun söz sahibi olacağı ve her işimize karışacağı birleşik çözümü savunmaları çelişkili bir tutum değil mi?
Tüm Kıbrıs Türk halkı ayni gemide seyahat eden yolcular gibiyiz. Rum-Yunan ikilisi hedeflerine ulaştıktan sonra da, halkımız arasında ayırım yapmadan hepimizi de mağdur edecektir.
Bu nedenle herkes sorumlu ve bilinçli davranmalı, karşı tarafın ulusal hedefine ulaşmasına ve halkımızın da esaret altına alınmasına yardımcı olmaktan kaçınmalıdır.