CransMontana Kıbrıs Konferansı’nın 7 Temmuz sabahının erken saatlerinde Rum-Yunan ikilisinin konferansı terk etmesi terk etmesi sonucu dağılmasının ardından düzenlediği basın toplantısında KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı:
“Tüm konuların ele alınacağı bir konferansı Rumların ısrarla sadece “Güvenlik ve Garantiler” konferansına dönüştürmeye çalıştılar. ‘sıfır asker sıfır garanti’ söylemi hiç değişmedi… Olay sadece asker noktasından buraya gelmedi. Başından beri yaklaşım farkı vardı. Biz kapsamlı konferans dedik, onlar sadece güvenlik ve garantiler başlığını ele alıp , kopardıktan sonra da suçlamaya yöneldiler” demişti..
Hatırlardadır, CransMontana Konferansının Rum-Yunan ikilisinin terk etmesinin ardından yaklaşık 10 ay sonra KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı ve GKRY Lideri Anasatsidis; ilk kez 16 Nisan 2018’de BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Elizabeth Spear’ın düzenlediği gayrı resmi yemekte bir araya gelmişler ve bir durum değerlendirmesi yapmışlardı!...
O günde, yemek sonrası basına yapmış olduğu açıklamada sayın Akıncı; “Anastasiadis’te olumlu yönde bir gelişme olmadığını” dile getirmişti..
Peki, ne oldu da bu yemekten sadece 2 hafta sonra 30 Nisan 2018’de sayın Akıncı; tarihin derinliklerine gömülen görüşme sürecini canlandırmak için, Anastasiadis’e“Guterres Çerçevesinde bir stratejik anlaşma” teklifinde bulundu, işte bunu bilen yok!..
KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı ‘Tek Adam’ olarak Guterres Çerçevesine ‘evet’ demeden önce KKTC Meclisi ile istişarede bulundu mu? Bulunmadı… O günde KKTC Hükümetinin bilgisine getirdi mi ? Hayır.. Böyle bir belgeni içeriğini, Başbakan bilmezse , Hükümet bilmezse, Milletvekilleri bilmezse kim bilecek?. Yoksa KKTC’de ‘Tek Adam’ dönemi başladı da biz mi bilmiyoruz?
Sayın Akıncı’ya bu yetkiyi kim vermişti ki? Her şeyden önce sayın Akıncı’nın böyle bir yetkisi kesinlikle yoktur. Yetki KKTC Cumhuriyet Meclisindedir. Sayın Akıncı’nın ‘Tek Adam’ rolünü oynama hakkı yoktur..
Ancak madalyonun öteki yüzü vardır!.. Şu bir gerçek ki; o günlerde KKTC’de federasyon yerine Konfederasyon ve de iki devletli çözümlerin tartışılmaya başlaması üzerine; İki devletli ve Konfederasyon gibi çözümlere karşı olan sayın Akıncı; bu söylemlerinin tartışılmasını ve halkımız arasında benimsenmesinin önüne geçmek için maksatlı olarak ortaya atmış ve böyle bir çağrıda bulunarak gündemi değiştirmek istemiştir..
Guterres Çerçevesi nedir? Guterres Çerçevesi, Kıbrıs Türk halkı ve anavatanımız Türkiye için bir felaket çerçevesidir.. Her şeyden önce Guterres Çerçevesi, anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisine son veren, tek taraflı müdahale hakkını ortadan kaldıran, Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesini öngören; siyasi eşitliği ve dönüşümlü başkanlığı içermeyen, Kıbrıs Türk halkına gelecek vaat etmeyen bir çerçevedir..Guterres Çerçevesi AB üyesi Yunanistan’da, Batı Trakya’da yaşayan soydaşlarımız gibi ben Türk’üm deme hakkını elimizden alacak bir belgedir. Guterres Çerçevesi; Türk tarafının büyük oranda toprak tavizinde bulunmasını içeren bir çerçevedir.Guterres Çerçevesi Kıbrıs Türk halkını ‘azınlık’ statüsünde Rum devletine yamalamayı hedefleyen bir belgedir..
Rum liderliği “sıfır asker, sıfır garanti” diyor başka bir şey demiyor. Çünkü hedefleri vardır!..Enosis’e giden yolun açılmasını kesin istiyor!..Rum-Yunan ikilisi garantilerin tamamen kaldırılmasını, Türk askerinin tamamen çekilmesini ve güvenliğin Avrupalı Komutan’ın yönetiminde 2 bin kişilik polise teslim edilmesini şart koştular.
Peki sayın Akıncı Garanti ve İttifak Anlaşmalarının geleceği için ne düşünüyor?
Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi olmazsa olmazımız iken; sayın Akıncı’nın daha ilk göreve geldiği günlerde 25 Haziran 2015’te KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu “Garantiler Tabu değildir” derse, günü geldiğinde garantilerin de görüşülebileceği ve günün şartlarına uygun olarak yeniden düzenlenebileceğinin mesajını verirse Rum da kendinde “Sıfır garanti, sıfır asker” deme hakkını bulur!...
Sonuç olarak; Rum-Yunan ikilisinin Enosis’e kapalı bir anlaşma yapması mümkün değildir. Bu konuda Rum Milli Konseyi’nin aldığı bir karar vardır. Rum Ortodoks Kilisesi’nin hedefleri vardır..“Enosis’e kapalı hiçbir anlaşma kabul edilemez denilmektedir.
Sonuç olarak; sayın Akıncı, Kıbrıs’ta siyasi bir çözüm adına yanlış adımlar atmaya devam ediyor..
Kıbrıs Türk halkı ve anavatanımız Türkiye Türk ulusunun geleceğini ve güvenliğini tehlikeye atacak ‘Guterres Belgesi’ne destek veremez ve de vermeyecektir..
Yeni bir müzakere süreci yaşamak istemiyoruz.. Artık herkes yoluna devam etmelidir. Artık Kıbrıs Türk halkı için anavatanımız Türkiye için Kıbrıs sorunu diye bir sorun yoktur. Milli Kıbrıs Davamız vardır..
Rum liderliği Enosis’i hedeflerken, günümüzde federal devletler yıkılır ve de bağımsız ve egemen devletler kurulurken; bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’den vazgeçmemiz söz konusu bile olamaz..
Rumlarla federal bir çözüm için bulunması adına bir kez daha müzakere konusunun gündeme gelmesine asla fırsat verilmemeli ve KKTC’nin tanınması ve tanıtılması konuşulmalı ve de ısrarla gündeme getirilmelidir..
Kıbrıs asla Girit olmayacaktır!.. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa ..