Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, Güney Kıbrıs’ın, bölgede istikrar kapısı ve olumlu referans noktası haline dönüştüğünü ifade etti.
Hristodulidis, Pire Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, Güney Kıbrıs’ın sözde “MEB”inin uluslararası anlaşmalara, sınırlara uygun olarak belirlendiğini aynı zamanda “Kıbrıs MEB’inin, AB MEB’i” olduğunu da ileri sürdü.
Dışişleri Bakanı Hristodulidis, bu anlamda, Türkiye’nin, sözde Rum “MEB”i içerisindeki faaliyetlerinin, Güney Kıbrıs’ın egemenlik haklarını ve yetkisini ayrıca AB’nin kendisinin haklarını apaçık ihlal eden “açık saldırı eylemini” teşkil ettiğini iddia etti.
Hristodulidis, sondaj gemisinin yolunun kesilmesi ve neticede iptal edilmesinin, sadece Güney Kıbrıs’ın değil AB’nin bütünün, çıkarlarını ve enerji planlamaları için ciddi bir yarayı teşkil ettiğini söyledi.
Komşu ülkelerle yapılan görüşmelerden ortaya çıktığı şekliyle Doğu Akdeniz’deki Türk faaliyetlerinin, bölgenin stratejik enerji denetimini kendi yararına sağlamayı amaçladığını savunan Hristodulidis, Türkiye’nin faaliyetinin, Kıbrıslı Türklerin çıkarını koruduğuna ilişkin tutumunu da yanıltıcı olarak nitelendirdi. Hristodulidis, 1982 Deniz Hukuku’na ilişkin BM Sözleşmesi’nde bunların belirlendiği şekilde, deniz bölgelerine ilişkin kararların yeniden birleşmiş Kıbrıs’ta federal yetkiyi teşkil etmesini öngören, Talat-Hristofyas görüş birliğinin geçerli olduğunu da ifade etti.
AVRUPA BİRLİĞİ’NİN TALİMATI GÜNEY KIBRIS’I DA ETKİLEYECEK
Fileleftheros gazetesi, Brüksel’de, başrolde Avrupa Komisyonu, AB üyesi ülkeler ve Avrupa Parlamentosu ayrıca doğal gaz satın alma konusunda faaliyet gösteren şirketlerin, Lüksemburglu politikacı Jean Claude Juncker grubunun ileriye götürmeye çalıştığı ve 28’lere ait yetkilere el koyan talimat konusunda büyük bir mücadele verildiğini belirtti.
Avrupa Komisyonu’nun amacının, Rusya’nın, Rusya-Almanya “Nord Stream” boru hattı odaklı doğal gaz konusunda bloke edilmesini amaçlamasına karşın, ileriye götürülmekte olan yasa tasarısının öngörülerinin, Güney Kıbrıs ve Yunanistan da dahil olmak üzere tüm AB üyelerini etkileyeceğini yazdı.
Gazete, Komisyonu’nun önerisinin, Brüksel’in yetkisine dayanmayan, Münhasır Ekonomik Bölgeler ve uluslararası sulara ilişkin kurallar dayatmak olduğunu da belirtti.
