Kasulidis “bunun Kıbrıs halkını meşgul eden tek konu olduğunu” da öne sürdü.
Fileleftheros gazetesine göre RİK’e açıklamalarda bulunan Kasulidis, Kıbrıs Rum kesiminin atıfta bulunduğu şeyin “Türk askeri birliklerinin adadan ayrılması için üzerinde hem fikir olunacak (ve sona erecek de olan) bir zaman takvimiyle ilgili olduğunu” söyledi ve “bunu tartışmak ve müzakere etmek için olanakları bulunduğunu” ifade etti.
Sözlerinin devamında “Eğer oraya gidersek ve Türkler garantiler ile askeri birlikler ve müdahale haklarında ısrar ederse, o zaman hiçbir şey yapamayız” ifadelerini kullanan Kasulidis, “Yunanistan hükümetinin (hem bu, hem de bir önceki) iç konulara müdahale etmemesi gerektiği konusunda, kendilerinin de tam anlamıyla hem fikir olduğu bir temel prensibi olduğunu” belirtti.
Kasulidis devamla “Dış konularla alakalı başlık ise (Güvenlik başlığı) kendisini ilgilendirir, çünkü en azından çözüme kadar, garantör güçtür. Garantör güç olup olmayacağı (ki olmayı istemiyor) ve askeri birliklere sahip olup olmayacağı (ki sahip olmayı istemiyor), hem söze, hem de role sahip olduğu konulardır. Bu hususta hiçbir zaman herhangi bir fikir ayrılığında olmadık” ifadelerini de kullandı.
Bazı kişilerin Yunanistan hükümetiyle anlaşmazlık ve tartışma senaryosu meydana getirmek istediğini ve genellikle muhalefet partilerinin her seferinde Atina-Güney Lefkoşa ilişkilerini bozmak için sebepler aradığını dile getiren Kasulidis, bu durumun ele alınmasının, herkes için partiler üstü bir şey olması gerektiğini dile getirdi.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias’ın görüşmesini meşgul eden bir konunun da, anayasal güvenlik olduğunu kaydeden gazete, Kasulidis’e dayanarak “bunun kapsamlı olarak ele alındığını” belirtti.
Gazeteye göre “anayasal güvenlikle ilgili birçok konu üzerinde hali hazırda anlaşmaya varıldığını” ifade eden Kasulidis, “iki toplumdan eşit şekilde (50-50) oluşan bir üst meclis olduğunu söylemenin, anayasal güvenlikle ilgili önemli bir unsur olduğunu” ifade etti.
Kasulidis devamla “kararların nasıl alındığı, nasıl kontrol edildikleri, çıkmazların nasıl çözüldüğü, yüksek mahkemenin hangi yetkilere sahip olduğu ve anayasanın ne öngördüğü kapsamlı olarak ele alınan konulardır” ifadelerini de kullandı.
Sözlerinin sonunda BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin hazırlayacağı belge konusuna da değinen Kasulidis, “bu ortak belgenin, birleştirilmiş bir belge olmadığını, ortak bir belge olacağını ve bunun da, ortak belgenin içeriğinin neredeyse beş tarafın (yani Kıbrıs’taki iki siyasi lider ve üç garantör gücün) onayını alacağı anlamına geldiğini” söyledi.
“Bunun müzakerenin ön müzakeresi olmadığı gibi, Cenevre’de ele alınacak olan öze ilişkin konular üzerinde bir çeşit anlaşma içermeyeceğini” de dile getiren Kasulidis, bunun kılavuz belge olduğunu sözlerine ekledi.
