banner913
banner932
banner1012

Anastasiadis'e göre Türkiye B planını uygulamaya koydu

banner1020

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, 22 Eylül tarihinde, New York’ta gerçekleştirdikleri görüşmede BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e şahsen bir mektup takdim ettiği ve Anastasiadis’in bu mektupta “Türkiye’nin bir B planı olduğu ve bunun uygulanmaya başladığını açıkça belirttiği” ileri sürüldü

banner974
Anastasiadis'e göre Türkiye B planını uygulamaya koydu

banner971

Fileleftheros gazetesi “İlhak (Kendine Bağlama) Planı- Anastasiadis’in Gayri Resmi Belgesine Göre Ankara’nın 14 Hareketi” başlıklı haberinde, Anastasiadis’in mektupta Türk tarafınca gerçekleştirildiği iddia edilen 14 adımı kayda geçirdiğini yazdı.

Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri’ne, Crans Montana konferansının başarısız olmasından sonra, Türk yetkililerin “Kıbrıs sorununda çözüme varılmasına ilişkin mevcut sürecin sona erdiği ve BM çerçevesi dışında çözüm aranması gerektiğini savunduklarını, aynı zamanda Ankara’nın bir B planını uygulamaya hazır olduğunu söylediğini” ileten gazete, Anastasiadis’in mektupta Guterres’e “Ankara’nın işgal altındaki bölgelerin Türkiye’ye politik, ekonomik, kültürel ve dini açıdan tam anlamıyla entegre edilmesine ilişkin planını uygulamaya başladığını ilettiğini” de aktardı.

“DÖRT BAŞLIK”

Gazete Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e yönelik 22 Eylül tarihli “gayri resmi” belgesinin, dört başlığa ayrıldığını da yazdı ve bunları şöyle özetledi;

“1. Başkan Anastasiadis “İleriye Doğru” başlığı altında, güvenlik konusundan başlayarak, Lefkoşa’nın Guterres çerçevesindeki 6 noktadaki tezlerini ortaya koyuyor. Anastasiadis bu başlık altında, geçmişte de yaptığı gibi tezlerini yeniden ifade ediyor. 2. BM Genel Sekreterinin yayımlanması beklenen raporu. Anastasiadis bir paragraf içerisinde “Kıbrıs sorunuyla ilgili yayımlanması beklenen raporun, olayların nesnel bir şekilde sunumundan ibaret olduğu ve müzakerelerin yeniden başlamasını engelleyen olumsuz ortamı daha fazla kötüleştirmeyecek şekilde hazırlandığı konusunda” emin görünüyor. 3. Türk faaliyetleri, B planı. Bu başlık altında Ankara’nın bütün faaliyetleri kayda geçiriliyor. 4. Başkan bir sayfayı neredeyse UNFICYP’in Kıbrıs’ta muhafaza edilmesinin önemini kayda geçirmeye harcadı. Anastasiadis, işgal var olmayı sürdürdüğü müddetçe, UNFICYP’in varlığının gerekli olduğunu addediyor. UNFICYP’in yeniden gözden geçirilmesi gerektiği kabul ediliyor, ki bu son kez 13 yıl önce oldu.”

Gazete Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, Türkiye’nin faaliyetlerine atıfta bulunarak, en başta “Ankara tarafından işgal altındaki bölgelerin ilhakı hedefinin hayata geçirilmesi için gerçekleştirilen yedi hareketi kayda geçirdiğini” yazdı ve bunları kısaca şöyle sıraladı;

“1. Maronit toplumunun eski sakinlerine, kuzeydeki köylerine dönme ve Kıbrıs Türk yönetimi altında yaşamlarını sürdürme konusunda izin verilmesi kararı. 2. Eski Kıbrıslı Rum sakinlerin, Türk işgali altında, kapalı bölge Maraş’a dönmelerine izin verilmesine dair olası karar. Anastasiadis bu noktada BM Genel Sekreteri Guterres’e, örgütün konuyla ilgili pozisyonunu yinelediği ilgili mektubundaki yanıtından ötürü teşekkür ediyor. 3. Deniz altı kabloları aracılığıyla Türkiye’den işgal altındaki bölgelere elektrik nakledilmesi konusunda yılsonunda başlayacak olan proje. Bu proje, Türkiye’den kuzeye boru hattıyla su nakledilmesi konusundaki hali hazırda tamamlanmış projeye eklenecek. 4. Toprak üzerinde yeni oldu bittiler meydana getirilmesi için, Türk şirketlerine önemli projeler tahsis edilmesi. 5. Türkiye’deki eğitim sistemine getirilen ve bir İslam toplumuna yol açan değişikliklerle uyum çabasıyla, işgal altındaki eğitim materyallerinin benimsenmesi. 6. işgal altındaki bölgelerdeki camilerin sayısının artması. 7. Kıbrıs Türk toplumu içerisindeki Gülen destekçilerinin kovulması.”

Gazete Anastasiadis’in bunlara ek olarak, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölge içerisindeki egemenlik haklarının sürekli olarak ihlal edilmesini kayda geçirdiğini” de ekledi.

Öte yandan “Lefkoşa’nın tezinin, Türkiye’nin faaliyet ve davranışlarının, Kıbrıs Türk liderliği içerisine nüfuz ettiği ve geçmişle kıyaslandığında, Güven Yaratıcı Önlemler’de veya insani konularda dahi, iki toplumu uzaklaştıran bir politika benimsenmekte olduğu” şeklinde olduğunu yazan gazete, devamla belgede yer alan ve geriye kalan 7 noktayı şöyle sıraladı;

“1. Kapalı bölge Maraş yakınlarındaki sahilin, yalnızca Türkler ve Kıbrıslı Türklerin kullanımı için açılması kararı. 2. Türk vatandaşlarına KKTC vatandaşlığı verilmesi konusundaki artan eğilim. 3. Rumların, işgal altındaki bölgelerde dini ayinler yapılmasına ilişkin taleplerinin kademeli bir şekilde reddedilmesi. 4. Karpaz’da faaliyette bulunan tek Rum okulunda görev almaları için bir miktar Rum öğretmene izin verilmesinin reddedilmesi 5. Karpaz’daki Rum mahsurlara sağlanan insani yardıma ilk kez vergi uygulanması niyeti 6. İşgal altındaki bölgelerdeki saatin Türkiye’yle ayarlanması 7. Nöbetçi kulübesinin nakline itiraz edilmesi de dahil olmak üzere, Derinya sınır kapısının açılmasında yaşanan gecikme”

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.