banner913
banner932
banner1012

Anastasiadis, AB'den etkin destek bekliyor

banner1020

banner974
Anastasiadis, AB'den etkin destek bekliyor

banner971

Kıbrıs Rum tarafı Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri konusunu Brüksel’e götürmeye karar verdi ve atacağı adımları dün sabah Başkanlık Sarayı’nda düzenlenen Gayrı Resmî Siyasi Parti Başkanları Konseyi’nde kararlaştırdı. 
Rum yönetiminin artık ses tonunu yükselteceğini ve Avrupa Birliği’ndeki ortaklarını “Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarını kullanmasına etkin destek” beklediğini, aksi halde tavrını değiştireceği, Türkiye için bedel Avrupalı ortaklarına da baş ağrısı yaratacak şekilde davranacağı”  tehdidinde bulunacağı haber verildi.
Fileleftheros haberi “Türkiye’ye Karşı Tedbir… Lefkoşa Tonları Yükseltiyor ve Avrupalı Ortaklarını Uyarıyor… Brüksel’den Etkin Destek Talep Ediyor” başlık ve spotlarıyla manşete çekti ve Rum yönetiminin, “Türkiye’ye bedel yaratacak çabalarında belirleyici rol oynayabilecek ülkelerle direkt iletişim içerisinde bulunduğunu” yazdı.
Gazete, Rum yönetiminin Avrupalı ortaklarından, “münhasır ekonomik bölgesinde egemenlik haklarını” kullanmasına etkin destek talep edeceğini, beklediği destek verilmezse 26 Mart’ta Varna’da yapılacak AB-Türkiye zirvesini hüsrana uğratacak eylemlerde bulunmakta tereddüt etmeyeceğini yazdı.
Anastasiadis’in Gayrı Resmi Avrupa Birliği Zirvesi için Brüksel’e gidişi öncesinde, atılacak adımları belirlemek üzere Gayrı Resmi Siyasi Parti Başkanları Konseyi’ni dün sabah topladığını hatırlatan gazete Rum tarafının, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ve Türkiye’nin tavrına göre uygulayacağı “tepki önlemlerine” atıf yaptı.
Gazete “Türk vatandaşlarına vize verilmesi konusunun bloke edilmesi, Türkiye’nin aday ülke statüsünün, göçmenler ve mülteciler için verilen ekonomik yardımın kesilmesi ve KKTC’ye Avrupa ödeneği aktarılmasının kesilmesini” Rum yönetiminin “sadağındaki” tepki önlemleri arasında sıraladı. 
“AB’DEN TÜRKİYE’YE YAPTIRIM GERÇEK DIŞIDIR”
Gazete “Gayrı Resmi Zirve’nin Çıtası Düşük” başlığıyla aktardığı Brüksel kaynaklı bir haberinde ise Rum yönetiminin Cuma günü Brüksel’de yapılacak Gayrı Resmi Zirve toplantısında Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki eylemleri meselesinde çıtanın düşük tutulduğunu bildirdi.
Habere göre, AB çevreleri bu gazeteye “Avrupa yaptırımları (Türkiye’ye karşı) konusu gerçek dışıdır. Böyle bir şey için 28’lerin oy birliği gerekir ki üye devletlerin tutumları ortadayken oy birliği sağlanamaz” dedi.
Zirvenin gayrı resmi niteliği nedeniyle sonuç bildirgesi de yayınlanmayacağını belirten gazete, bu durumun da Rum tarafının elinden, bütün üye devletler adına en azından oy birliğiyle, Türkiye’ye yazılı bir telkin talep etme olanağını aldığına vurgu yaptı.
Gazeteye göre Fileleftheros’a konuşan kaynak şu anda üye ülkeler arasında “ihtilaf konusunun (gazete MEB’in bu şekilde algılandığına dikkat çekti) Kıbrıs sorununun çözüm müzakerelerinin yeniden başlamasının çözeceği” eğiliminin hâkim olduğunu söyledi, şunları ekledi:
“Gerçekte Lefkoşa’nın Avrupa düzeyinde (tek yanlı yaptırım-önlemleri haricinde) iki seçeneği var: 1- Ankara’ya sözlü telkin talep edebilir. Ancak bunun bir katma değeri olup olmayacağı kuşkuludur keza Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk da Komisyon Başkanı da son on gün içinde defalarca Türkiye’ye çağrı yaptı ancak telkinler sonuç vermedi. 2- AB tarafından Ankara’ya bir müdahale-çağrı yapılmasını daha isteyebilir. Ancak bundan da kazanç elde edileceği kuşkuludur, AB halihazırda Ankara’ya müdahalede bulundu ancak hiçbir sonuç alınmadı.”
ÇAĞRISINA “DERHAL CEVAP”  İSTEDİ 
Haberde Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in doğal gaz konusunda Türkiye ve KKTC’den yapılan açıklamalara karşılık da yazılı açıklama yayımladığı belirtildi. 
Habere göre Anastasiadis, Rum tarafının enerji planlamalarının devam edeceğini belirterek Türk tarafından, “MEB’deki egemenlik haklarına ihlallere son verilmesi şartı ile müzakere masasına dönme çağrısına derhal cevap vermesini” istedi.
Anastasiadis, “Talat-Hristofyas müzakereleri sırasında varılan ve deniz bölgeleriyle (karasuları, komşu bölgeler, kata sahanlığı, münhasır ekonomik bölge) ilgili kararların, 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde düzenlendiği gibi, Birleşik Kıbrıs’ta federal hükümetin yetkisinde olacağı yakınlaşması varlığını koruyor. Bu yakınlaşma, son tur müzakereler sırasında yeniden teyit edildi ve Türk tarafından da hiçbir itiraz gelmedi” ifadesini kullandı. 
Rum yönetiminin, gelecekteki hidrokarbon rezervlerinin yönetimi için Norveç modeli temelinde bir devlet fonu kurulmasını Rum meclisine götürerek “Ada’nın doğal zenginliğinin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bütün yasal vatandaşlarına ait olduğu ilkesine bağlılığını ve hidrokarbon alanlarındaki perspektifi “Kıbrıs  halkının tamamının menfaatine büyütmek maksadıyla önemli bir adım attığını” savundu. 
Türkiye’den ve KKTC’den yapılan açıklamaların içeriğinin “haksız, gerçek verilere dayanmayan ve Kıbrıs halkının malum çıkarlarına hizmet etmeyen açıklamalar olduğunu” da savunan Anastasiadis açıklamasını “Türkiye’ye ve Kıbrıs Türk toplumuna bir kez daha ve alenen, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin MEB’i içerisindeki egemenlik haklarının ihlaline son verilmesi şartıyla müzakere masasına dönme çağrıma derhal cevap verme çağrısı yapıyorum” ifadesiyle sonlandırdı.
AKEL, MESELENİN KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜYLE HALLOLABİLECEĞİNİ YİNELEDİ
Habere göre Gayrı Resmi Siyasi Parti Başkanları Konseyi sırasında AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, görüşülen tepki önlemlerine mesafeli durdu, meselenin ancak müzakerelerle Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasıyla hallolabileceği tezini ortaya koydu.
Rum Sözcü Nikos Hristodulidis Konsey toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada Anastasiadis’in Konsey üyelerine Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki eylemleri, Rum yönetiminin bugüne kadar yaptığı uygulamalar ve durumu yönetmek için bundan sonra atmak niyetinde olduğu adımlarla ilgili bilgi verdiğini söyledi.  Konsey üyelerinin, Rum yönetiminin yapması gerekenlerle ilgili görüş belirttikleri toplantıda Anastasiadis’in “egemenlik haklarının güvenceye alınması” yönündeki çabalarına tam destek belirttiklerini de ekledi. 
Habere göre Anastasiadis dün öğle saatlerinde ABD’nin Güney Kıbrıs’taki Büyükelçisi Kathleen Ann Doherty ile görüştü. ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’a Ankara ziyareti sırasında eşlik eden Doherty’nin Anastasiadis’e Doğu Akdeniz’deki konuların ABD’yi ilgilendirdiğini ve ABD’nin Rum yönetiminin MEB içerisindeki kaynakları arama ve kullanma hakkını teslim ettiğini ilettiği kaydedildi. 
Anastasiadis’e, durumu yakından takip ettiklerini söyleyen Doherty “müzakerelere yeniden başlayabilmemiz için meselenin çözüleceği umudunu” dile getirdi. Doherty’ye Exxon Mobil şirketinin çok yakında Doğu Akdeniz’e geleceği hatırlatılarak Amerikalıların endişe edip etmediği soruldu; “Bugün doğrudan alakalı konuları görüştük, ne olacağını göreceğiz” cevabını verdi.
SERT ÇİZGİDE YENİ STRATEJİ
Politis “Başkanlar Konseyi’nde Yeni Strateji… Sert Çizgi ile Flört Ediyor” başlıklı haberinde dün sabah Saray’da gerçekleşen Gayrı Resmî Siyasi Parti Başkanları Konseyi’nde Anastasiadis’e, teknokratlarının önerilerine ilaveten bir dizi tedbir ve hareket tarzı önerildiğini bildirdi.
Gazeteye göre önerilenler arasında KKTC ile Güney Kıbrıs arasındaki geçiş noktalarının kapatılması, KKTC yetkililerinin “Kıbrıs Cumhuriyeti” pasaportlarının iptali de bulunuyor. Bu tür “aşırı” söylem ve tedbirle bazı partilerin tepkisini çekti, kimisi de Anastasiadis’in yapmayı planladığı BM Güvenlik Konseyi’ne başvuru gibi daha ılımlı tedbirler üzerinde durdu. Neticede Türkiye’yi kınayan ve “partiler durumun göğüslenmesi yöntem ve tedbirler konusunda görüşlerini koruyor” ifadesiyle sona eren bir açıklama yapıldı. 
RUM YÖNETİMİNİN YÖNELDİĞİ ÖNLEMLER
Gazete, dünkü toplantı sonrasında yapılan açıklamaya dayanarak Anastasiadis’in Brüksel’e gidişi ışığı altında Rum yönetiminin şu önlemleri almaya yöneldiğini yazdı:
“-Güvenlik Konseyi’ne başvuru, 
-Avrupa Birliği kurumlarına başvuru, 
-Kayıpların Avrupa ödeneği kullanılarak kapatılan çöplükte olabileceği açıklaması nedeniyle Kıbrıs Türk toplumunun AB tarafından finanse edilmesi konusunun gündeme getirilmesi,
-Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin yükseltilmesine ilişkin her türlü görüşmenin Kıbrıs Rum tarafınca dondurulması,
-MEB’deki durum devam ettiği sürece müzakere masasına dönülmemesi”

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.