banner913
banner932
banner1012

Vakıflar heba edilmemeli

banner1020

Kıbrıs Vakıflar İdaresi Eski Genel Müdürü Taner Derviş, Kıbrıs yasalarına göre Kapalı Maraş’taki mülkiyet ve temsil hakkının Kıbrıs Vakıflar İdaresine ait olduğuna bir kez daha dikkat çekti

banner974
Vakıflar heba edilmemeli

banner971

Kıbrıs Türk halkına yapılan mali yardıma ilişkin yanıltıcı yayınlara yanıt

Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşmasında yer alan U-Ekinde vakıf emlakin devredildiğine, satıldığına veya vakıf emlaktan tazminat karşılığında feragat edildiğine dair herhangi bir hüküm ve belge  yoktur

Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşmasında yer alan 1960 Anayasasının 110(2) maddesi ile Ahkamü’l Evkaf tanınmakta; Bu bağlamda, vakfiyelerin iptal edilemeyeceği, vakıfların elden çıkarılamayacağı, vakıflardan feragat edilemeyeceği ve vakıfların sonsuza dek yaşatılacakları teyit edilmektedir.

Vakıfların kuruluşundan itibaren geçerli yasalara göre vakıf emlakin yasal sahibi Kıbrıs Vakıflar İdaresi olmuştur ve kapalı Maraş’taki temsil yetkisi Kıbrıs Vakıflar İdaresine aittir.

Ada genelinde geçerli yasalara göre, Kapalı Maraş’taki arazinin tümüyle Mülhak Vakıf statüsünde Abdullah Paşa Vakfına, Mazbut Vakıf statüsünde  Lala Mustafa Paşa Vakfına ve Mülhak Vakıf statüsünde  Bilal Ağa Vakfına ait olduğu teyit edilmektedir.

 Vakıflar İdaresi Kapalı Maraş’ı tasarrufuna alıp, 1974 yılı itibarı ile tespiti yapılmış işgaciler aleyhinde tazminat davaları açmalıdır.

Varoluş Mücadelesinin Önderi Dr. Fazıl Küçük ve dava arkadaşları Vakıfları asli sahibi olan Kıbrıs Türk Halkına kazandırmıştır                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                              

Dışişleri Bakanı Özersay ve Büyükelçi Batıbay’ın önerileri Kıbrıs Türk Halkı için felaket reçetesidir

     

VAKIF  EMLAKTAN  TAZMİNAT  KARŞILĞINDA  FERAGAT EDİLMEMİŞTİR

Kıbrıs Türk Toplumuna Mali Yardım

Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşması kapsamında yer alanKıbrıs Türk Toplumuna Mali Yardım” (Appendix U: Financial assistance to Turkish Cypriot Community) başlıklı      U-Ekindeki hükümlere göre, mutasavver Türk Cemaat Meclisi kanalıyla Kıbrıs Türk Toplumuna 1.5 milyon İngiliz sterlini tutarında mali yardım yapılması kararlaştırılmıştır. Yardımın amacı eğitim ve kültürel amaçlı  kullanım ile vakıf emlakin geliştirilmesi olarak belirlenmiştir. U-Ekinde vakıf emlakin devredildiğine, satıldığına, istibdal edildiğine veya vakıf emlaktan tazminat karşılığında feragat edildiğine dair herhangi bir hüküm yoktur. Buna ilaveten,  Ulusal Liderler Dr. Fazıl Küçük ile Rauf R.Denktaş’ın tazminat karşılığında vakıf emlaktan feragat ettiğine dair herhangi bir belge de yoktur.                                                                                                                                                    

1.5 milyon sterlin karşılığında gaspedilmiş vakıf emlaktan feragat edildiği yanılgısı

Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşmasının U-Ekinde vakıf emlakin devredildiğine, satıldığına, istibdal edildiğine veya vakıf emlaktan tazminat karşılığında feragat edildiğine dair herhangi bir hüküm ve belge yoktur. Buna rağmen,  KV Mediterranean Tours davasında Maraştaki Rum işgacileri temsil eden Kıbrıslı Türk hukukcu Murat Hakkı  ile Kıbrıslı Rum hukukcu Achilleas Demetriades 1.5 milyon sterlin karşılığında Kapalı Maraş’taki dava konusu vakıf emlaktan feragat edildiği iddiasında bulunmaktadır.

Sözkonusu U-Ekinde  Kıbrıs Türk Halkı ve Vakıflar İdaresi İngiltere Hükümeti ile Kıbrıs Koloni Hükümetinden herhangi bir mali talepte bulunmayacaktır ifadesi yer almaktadır. Bu ifade ile kamuoyu yanıltılmak istenmektedir. Elbette, Kıbrıs Türk tarafının herhangi bir makamdan mali yardım veya iane  talebi yoktur. Ancak, Vakıflar İdaresi ada genelinde geçerli uluslar arası antlaşmalara ve yasalara aykırı bir şekilde gaspedilmiş taşınmaz mal haklarını talep etmektedir.

U-Ekinde Ahamü’l Evkaf korunmakta ve Sömürge İdaresi döneminden gelen mükellefiyetlerin sorumlusu belirlenmektedir

Sözkonusu ekte ilaveten, Kuruluş Antlaşmasının hükümleri ile özellikle E-Ekindeki hükümler etkilenmeyecektir ifadesi yer almaktadır.  Bu bağlamda,  Kuruluş Antlaşmasında yer alan Kıbrıs Anayasasının 110(2)maddesi ile Akamü’l Evkaf (Vakıf Hükümleri) korunmakta  ve E-Ekindeki hükümler ile Sömürge dönemi mükellefiyetlerinin  sorumlusu belirlenmektedir.                                                                                                                                                                                                           

1960 Anayasasının 110(2) maddesi ile Ahkamü’l Evkaf’ı tanınmakta ve Vakıflardan feragat edilemeyeceği teyit edilmektedir.                                                                                                                                                   

U-Ekinde, Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşmasının hükümleri etkilenmeyecektir ifadesi yer almaktadır.  Bu ifade ile, Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşmasında yer alan 1960 Anayasasının 110(2) maddesi ile Vakıf müessesesi ile vakıf hükümlerini içeren Ahkamü’l Evkaf tanınmakta, Vakıfların yönetim ve denetim fonksiyonlarının vakıf hükümleri (“Ahkamü’l Evkaf”) temelinde icra edileceği teyit edilmektedir. Bu bağlamda, Vakfiyelerin gayrı kabili rücu olup  iptal edilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği; Vakıfların elden çıkarılamayacağı ve devredilemeyeceği;  Vakıflardan feragat edilemeyeceği; Vakıfların sonsuza dek yaşatılacakları; İstibdal ilkesi temelinde vakfiyenin ruhuna uymak şartı ile  eşdeğerde takas ve takas şartı ile satış yapılabileceği hususu  anayasal statüde teyit edilmektedir.                                                                                                                                                   

Kıbrıs yasalarına göre Kapalı Maraş’taki mülkiyet ve temsil hakkı Kıbrıs Vakıflar İdaresine aittir

AİHM davalarında işgaci Rumları temsil eden Kıbrıslı Rum hukukcu Achilleas Demetriades, Vakıf emlak kayıpları için 1.5 milyon sterlin tutarında tazminat ödendiğini ve konunun kapandığını, buna rağmen  Türk tarafının herhangi bir iddiası olması halinde, Kıbrıslı Rumların sorumlu tutulamayacağını, Sömürge İdaresinin sorumlu olacağını ve Türkiye’nin İngiltere aleyhinde devletler arası dava açabileceğini ifade etmektedir.  

Demetriadis’in bu iddiaları yanılgılarla doludur. Öncelikle, Vakıfların kuruluşundan itibaren ada genelinde tarihin her döneminde geçerli yasalara göre vakıf emlakin yasal sahibi Kıbrıs Vakıflar İdaresi olmuştur ve kapalı Maraş’taki temsil yetkisi Kıbrıs Vakıflar İdaresine aittir. Ayni şekilde, Vakıfların kuruluş tarihinden itibaren, ada genelinde geçerli yasalara göre, tescil edilmiş vakfiyelerin geçerli olduğu ve  Kapalı Maraş’taki arazinin  Mülhak Vakıf  statüsünde olan Abdullah Paşa Vakfına, Mazbut Vakıf Statüsünde olan Lala Mustafa Paşa Vakfına ve Mülhak Vakıf statüsünde olan Bilal Ağa Vakfına ait olduğu teyit edilmektedir.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                     

Kıbrıs Vakıflar İdaresi kadroları tarafından 1996 yılında Mağusa Tapu Dairesi ile Vakıflar Arşivinde bulunan tapu kayıtları ve vakfiyeler temelinde gerçekleştirilen emlak envanter tespitleri sonucunda, 1913 yılı itibarı ile 3,121 adet, 1974 tarihi itibarı ile zaman içerisinde bölünmeler ile 6,224 sayısına ulaşan tapu kaydı kapsamında 4,638 dönüm 300a2 alana sahip Kapalı Maraş bölgesinin tümüyle Kıbrıs Vakıflar İdaresine ait olduğu belgelenmiştir. Sözkonusu tapu kayıtları ile, 1913-1974 döneminde yıllar itibarıyla Kapalı Maraş işgalcilerinin isim bazında münferit tespitleri de yapılmıştır. Sözkonusu tapu kayıtları Vakıflar İdaresi Arşivi ile Mağusa Tapu Dairesindeki resmi kütüklerde mevcuttur Gerçekleştirilen emlak envanter tespitlerine göre,  Kapalı Maraş bölgesindeki 4,638 dönüm 300 a2 tutarındaki vakıf emlakin %99.99’u gaspedilmiş, Vakıflar İdaresinin elinde sadece 1 dönüm 2 evlek 452 a2 tutarında emlak kalmıştır.

Yukardaki tespitlerden hareketle Vakıflar İdaresi Kapalı Maraşı tasarrufuna alıp, 1974 yılı itibarı ile tespiti yapılmış işgaciler aleyhinde tazminat davaları açmalıdır.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                

c)Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşmasının E-Ekindeki hükümler Rum hukukçunun gerçek dışı iddialarını çürütmektedir

Rum hukukçu Demetriades, Türk tarafının Vakıf emlak ile ilgili herhangi bir iddiası olması halinde Kıbrıslı Rumların sorumlu tutulamayacağını, Sömürge İdaresinin sorumlu olacağını ve Türkiye’nin İngiltere aleyhinde devletler arası dava açabileceğini ifade etmektedir. Ancak, Kuruluş Antlaşmasının E-Ekindeki hükümler Rum hukukçu Achilleas Demetriades’in Sömürge dönemine ilişkin  iddiasının da  gerçek dışı olduğunu kanıtlamaktadır.                                                                                                                                                   

E-Ekindeki hükümlere göre Kıbrıs Koloni Hükümetinin geçmişten gelen tüm mükellefiyetleri Kıbrıs Cumhuriyetine devredilmiştir. E-Ekindeki hükümlere rağmen, Rum hukukcu Kapalı Maraş’ın Rum işgalcilerini kurtarmak hevesi ile Türkiye’yi İngiltere ile karşı karşıya getirmenin yanlış hesabını yapmaktadır. Kaldı ki, Vakıfların kuruluş tarihinden itibaren, ada genelinde geçerli yasalara göre tescil edilmiş vakfiyelerin geçerli olduğu ve  temsil yetkisinin mal sahibi sıfatıyla  Kıbrıs Vakıflar İdaresine ait olduğu teyit edilmektedir.

VAROLUŞ MÜCADELESİNİN ÖNDERİ ULUSAL LİDER DR. FAZIL KÜÇÜK VE DAVA ARKADAŞLARI VAKIFLARI  ASLİ  SAHİBİ OLAN KIBRIS TÜRK HALKINA KAZANDIRMIŞTIR

Vakıflar İdaresinin asli sahibi olan Kıbrıs Türk Halkına iade süreci Kıbrıs Türk Halkının Varoluş Mücadelesinin odak noktasında yer almıştır. Vakıfların Kıbrıs Türk Halkına iadesi aşamasında Varoluş Mücadelesinin Önderi Dr. Fazıl Küçük aşağıdaki tarihi tespiti yapmıştır.

Evkaf mücadelemiz 75 seneden beri nesilden nesile devam etmiştir. Bu zaferi kazanmak bahtiyarlığı bizim neslimize nasip olmuştur. Bununla beraber Evkaf müessesesinden halkımız için beklediğimiz tam randımanı almak, belki de bizim çocuklarımıza nasip olacaktır.”

Ulusal Lider Dr. Fazıl Küçük önderliğinde yürütülen Varoluş Mücadelesi sayesinde, tarihimizde önemli bir dönüm noktası olan 1949 Türk İşleri Ara Raporu Sömürge İdaresinin  gündemine alınmıştır. Türk İşleri Komisyonunun hazırladığı raporda Vakıflar, Müftülük, Eğitim, Aile Kanunu ve Şeri Mahkemeler yer almaktadır. Türk İşleri Komisyonunda, Hakim Mehmet Zeka,  Mehmet Dana,  Rauf Denktaş,  Faiz Kaymak,  Suphi Kenan,  Fadıl Niyazi Korkut  ve  Ahmet Pertev görev almıştır.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                       

Hazırlanan Türk İşleri Ara Raporu ile Vakıfların Kıbrıs Türk Halkına teslim edilmesi, Şeri Hukuk sisteminin  Medeni Kanun ile  ikamesi ve Aile Mahkemelerinin kurulması ile  Eğitim Kurumlarının  Kıbrıs Türk Halkının yönetimine geçmesi sağlanmış oldu. Özetle,  Sömürge İdaresi Yönetimine verilen ve zaman içerisinde uygulamaya konulan Türk İşleri Raporu, bugünkü çağdaş yaşantımızın  ve Vakıflardan kaynaklanan mülkiyet hakkımızın temelini oluşturmaktadır.

Türk İşleri Ara Raporu ile sağlanan kazanımlar sayesinde Vakıflar İdaresinin Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşmasında yer alan 1960 Anayasasının110. maddesi  ile  anayasal statüde bir müessese olarak tanınması sağlanmış oldu. Bu bağlamda Tarihi Vakıf Mücadelesini görmezlikten gelmek tarihi bir vefasızlık ve ihanet örneğidir.

VAKIFLARA İLİŞKİN TARİHİ YANILGILAR                                                                                                                       

Büyükelçi Daryal Batıbay’ın yanılgısı

Türkiye’nin Avrupa Konseyi Eski Daimi Temsilcisi Büyükelçi Daryal Batıbay, Kapalı Maraş’ın Rumlara ait olduğu ve Vakıflar için Kıbrıs Türk Halkının gerekli mücadeleyi yapmadığı yanılgısı içindedir. Sayın Batıbay, Kıbrıslı Rumlar tarafından Kıbrıs hukukuna aykırı bir şekilde gaspedilmiş vakıf taşınmaz malların AİHM sürecindeki Taşınmaz Mal Komisyonu marifetiyle işgalci Rumlara  verilmesini önermektedir. Bu suretle ve işgacilere verilecek ilave tavizlerle tazminatların karşılanabileceğini önermektedir.                                                                                                                                                   

Ne var ki, 1571 yılından itibaren ve günümüzde vakıf hükümleri, uluslar arası antlaşmalar ve ada genelinde geçerli anayasal hükümler  ve yasalar tarafından tanınmaktadır. Bu güçlü hukuki zemin, Vakıflar için “Taşınmaz Mal tazmin Mekanizması”nı hukuken geçersiz kılmaktadır. Özellikle Vakıflar için bu mekanizmayı savunmak Türkiye Cumhuriyeti için devasa tazminat ödemeleri ve Vakıflar üzerinden Kıbrıs Türk Halkı için önemli ölçekte toprak kaybı anlamına gelmektedir.                                                                                                                                                                                                                                                                                                        

Dışişleri Bakanı Sayın Özersay’ın yanılgısı

Ayni tarihi yanılgı içinde olan Sayın Özersay, Kapalı Maraş’ın tümüyle Vakıflara ait olduğunu kabullenmemekte ve Maraş açılımı kapsamında, ada genelinde geçerli uluslar arası antlaşmalara ve yasalara aykırı bir şekilde gaspedilmiş vakıf taşınmaz malları mülkiyetlerine almaları için işgalci Kıbrıslı Rumları AİHM sürecindeki Taşınmaz Mal Komisyonuna yönlendirmektedir. Bu önerisi ile Sayın Özersay, Türkiye Cumhuriyeti ile Vakıfları, münhasıran Kıbrıslı Rumlara hizmet eden AİHM’in kıskacına sürüklemektedir. Bu önerinin sonucu Türkiye Cumhuriyeti için devasa tazminat ödemeleri ve Vakıflar üzerinden Kıbrıs Türk Halkı için önemli ölçekte toprak kaybı anlamına gelmektedir.

Vakıflar İdaresinin Zaafiyeti

Kıbrıs Vakıflar İdaresinin hatalı icraatı nedeniyle Kıbrıslı Rumlar KKTC Mahkemelerinde dava açmaya başlamış ve vakıf emlak münhasıran Kıbrıslı Rumlara hizmet eden AİHM süreci kapsamına alınmıştır. Vakıflar İdaresi Yönetiminin bu vahim hatası nedeniyle Vakıf konularının AİHM sürecinin kapsamına alınması, Türkiye aleyhinde tazminat kararlarının alınmasına ve ada genelindeki Vakıfların heba edilmesine neden olacaktır.                                                                                                                                                                                                                                                                                                       

 YANILGIYA DÜŞENLERE SON SÖZÜMÜZ

Tarihi yanılgı içinde olanlara düşen görev, tek taraflı bir şekilde Kıbrıslı Rumlar için geliştirilmiş “Mal Tazmin Mekanizması”  marifeti ile Kıbrıslı Rumlara hizmet etmek yerine, Kıbrıs Türk Halkı için yaşamsal öneme sahip Vakıflardan kaynaklanan mülkiyet haklarının ve 1958-1974 döneminde uğranılan toplumsal kayıpların meşru zeminde korunması olmalıdır. Başka yol yok diyorsanız çözüm yollarını bilenlerin ve Kıbrıs Türk Halkının meşru haklarını savunanların önünü kesmeyiniz.                                                                                                                                            

Son olarak, Varoluş Mücadelesinin önderi Dr. Fazıl Küçük ve dava arkadaşlarının Vakıf Mücadelesini görmezlikten gelmek tarihi bir vefasızlık ve ihanet örneği olup, bu iddiada bulunanlar tarihin çöplüğünde yer almaya mahkumdur.

Taner Derviş, Kıbrıs Vakıflar İdaresi Eski Genel Müdürü

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.