banner913
banner932
banner1012

Sol mücadelenin acı kaybı

banner1020

Kıbrıs’ta sendikal ve sol mücadelenin neferlerinden Hulus Çağlar İbrahim, 87 yaşında hayata veda etti

banner974
Sol mücadelenin acı kaybı

banner971

 

Kıbrıs’ta sendikal ve sol mücadelenin neferlerinden 87 yaşındaki Hulus Çağlar İbrahim hayatını kaybetti.

Kıbrıs'ın en genç sendikalı işçisi olan ve bir dönem Kıbrıs İşçi Sendikaları Federasyonu PEO’nun başkan yardımcılığını da yapan Hulus Çağlar İbrahim’in vefatı, ailesi ve sevenlerini yasa boğdu.

HULUS İBRAHİM KİMDİR?

Hulus İbrahim, Kıbrıs’ın güneyinde yer alan Silifke köyünde 7 kardeşin en küçüğü olarak 1931’de doğdu. Küçük yaşta işçi temsilcisi olan İbrahim, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların ortak sendikası PEO başkan yardımcılığına kadar yükseldi. Kıbrıs’ta 1950’lerin ikinci yarısında sendikacılara yönelik suikastlar başlayınca 1958’de Londra’ya göç etti. Londra’da da sosyalist muadelesine devam eden İbrahim ancak 1989’da Kıbrıs’a dönebildi. Derviş Ali Kavazoğlu ve Fazıl Önder'in yakın arkadaşı olan Hulus İbrahim, anılarını  BADEV yayınları altında çıkardığı "Mücadele Yılları" isimli kitabında toplamıştı.

Öte yandan Birikim Özgür ise, Hulus Çağlar İbrahim ile ilgili şu ifadelere yer verdi.

"Hulus Amcayı kaybettik.

Hulus Çağlar İbrahim, Kıbrıs’ta sendikal ve sol mücadelenin neferlerinden bir tanesi idi ve anılarını aktarırken paylaştığı bilgiler, Kıbrıs’ta solun gelişim sürecine ilişkin önemli ipuçları içeriyordu:

“Fazıl Önder’in vurulduğu gün Kıbrıs’tan ayrıldım. Beni Larnaka’dan gemiye binmeye götüren Derviş Ali Kavazoğlu’ydu” demişti anılarını aktarırken Hulus İbrahim.

1958’de alınan bir kararın ardından 31 yıl Kıbrıs’tan uzak bir yaşam. Neden? İnsanların ezilmediği, hor görülmediği, sömürülmediği, dışlanmadığı, insanca yaşayabileceği bir düzeni savunduğu için...

O yıllarda iki toplum arasındaki bağların koparılması için kolları sıvayan EOKA, kilisenin de desteğiyle faaliyetlerini yürütüyordu.

Ahmet Sadi’nin vurulduğu, sendikacıların tehdit edildiği bir ortamda işçi sınıfının örgütlü gücü PEO işçi sendikası ve Emekçi Halkın İlerici Partisi AKEL Hulus İbrahim’in anlatımına göre sessiz kalmış ve kendilerine sahip çıkmamıştı.

Bu sessizlik kaçış kararında bir hayli etkili olmuş.

PEO ve AKEL’in o zor koşullarda tehdit altında bulunan ilericilerin tümünü koruma ve onlara güvenli bir yaşam sunma imkânları nelerdi?

Hulus İbrahim, 1963 sonrasında AKEL’in bazı konulardaki tutumuna ilişkin de eleştiriler yöneltmiş ve zaman zaman Londra’daki siyasi faaliyetlerden dışlanmış ancak dünya görüşünden hiç taviz vermemiş.

31 yıl sonra 1989’da ilk kez Kıbrıs’a dönüşünü anlatırken ise şöyle demişti İbrahim:

“1988’de Özker Hoca Londra’ya geldiğinde bir restoranda sohbet ederken; CTP’nin Kıbrıs’ta büyüdüğünü, geliştiğini anladım. Ve o gün karar verdim ki Kıbrıs’a gidebilirim”.

O’nu Kıbrıs’a gitmesi için cesaretlendirenlerden biri de Naci Talat’tı.

Işıklar yoldaşı olsun...

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.