banner913
banner932
banner1012

Şiddete karşı toplumsal seferberlik çağrısı

banner1020

Sosyal Hizmetler Dairesi'nin resmi verilerine göre ülkede son iki yılda 23 cinayet işlendi. Bir yılda şiddet gören kasın sayısı ise 281 oldu

banner974
Şiddete karşı toplumsal seferberlik çağrısı

banner971

 

“Şiddete karşı tedbir alınmalı”

CTP Milletvekili Doğuş Derya, şiddet kültürünün ortadan kalkması için caydırıcı tedbirler alınması gerektiğini vurguladı

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu dün toplandı.
CTP Milletvekili Doğuş Derya, iç tüzük kapsamında “Kadın cinayetleri ve devletin ödevi” konulu konuşma yapmak için söz aldı. Derya, bu konuşmayı yapmak zorunda kaldığı için utanç duyduğunu belirterek, “kız kardeşimiz” diye nitelediği kadınların cinayetler sonucunda yaşamını yitirmesine tepki gösterdi.
Kadın cinayetlerinin, kadınların yakınındaki en yakın erkek tarafından yapıldığını ifade eden Derya, şiddet kültürünün ortadan kalkması için caydırıcı tedbirlerin gerekliliğine dikkat çekti.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Şiddeti Önleme Programı, Rehabilite gibi merkezlerin gerekliliğine işaret eden Derya, öldürülen kadınların kendilerini izlediğini, bu yıl 5 kadın cinayeti işlendiğini, ülkede bugüne kadar 38 kadın cinayeti işlendiğini anlatarak, kadınların ölmesinin beklenemeyeceğini, devletin üzerine düşeni yapması gerektiğini kaydetti.
Hükümeti eleştiren ve bu konularda çalışmaya hazır olduğunu ifade eden Derya, devletin bu konuda üzerine düşen görevi yerine getiremediğini, Alo 183 konusuna gerekli önemin verilmediğini, sosyal politika üretemediklerini, bu konuda “ikiyüzlülük” yaşandığını söyledi.
Şiddete karşı önlemin alınmasının ve bitirilmesinin önemine işaret eden Derya, bu konuda Başbakan ve hükümete çağrı yaptı, daha fazla zaman ve insanın kaybedilmesine tahammülleri olmadığını söyledi.

 

“Şiddete karşı seferberlik başlatılmalı”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, CTP Milletvekili Doğuş Derya’nın haklı bir serzenişte bulunduğunu, bu konuda gerekli adımları attıklarını ancak münhalin Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından geciktirildiğini, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesinin hayata geçirilmesi için adımlar attıklarını, bunu 25 Kasım’dan önce hayata geçirmek için çalıştıklarını anlattı.
Çeler, bu konuda ciddi bir seferberlik başlatmaları gerektiğini ifade ederek, bu dairenin de hayata geçip teşkilatlandırılması için çalıştıklarını, geç kaldıklarını ancak “şehit olan” bu kadınların bu dairenin hayata geçirilmesi için çalışacaklarını, daha fazla kadının şiddet görmesini, ölmesini istemediklerini söyledi.


 “Şiddet, bir halk sağlığı sorunu”

Tabipler Birliği Başkanı Özlem Gürkut, şiddetin bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkat çekerek, bu konuda toplumsal seferberlik ilan edilmesi gerektiğini belirtti 

Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı Özlem Gürkut, bir halk sağlığı sorunu olan toplumsal şiddet, cinsiyete dayalı şiddet ve çocuk istismarı konularında toplumsal seferberlik ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Her 3 kadından birinin ev içi fiziksel şiddete maruz kaldığına işaret eden Gürkut, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin biran önce teşkilatlandırılması gerektiğini belirtti.

Gürkut, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği’nin konuyla ilgili uzmanlar, örgütler, kurum ve kuruluşlarla birlikte çalışmaya ve yürütülecek çalışmalarda üzerine düşen sorumluluğu alıp, öncülük etmeye hazır olduğunu kaydetti. 
Yaptığı yazılı açıklamada, son zamanlarda gündeme gelen şiddet olayları ve kadın cinayetlerinin birçok kesimi harekete geçirdiğine işaret eden Gürkut, genelde toplumsal şiddet, özelde ise en çok kadına yönelik şiddet olarak karşımıza çıkan cinsiyete bağlı şiddetin yaşam kayıpları gibi istenmeyen sonuçlara yol açabilen halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı. 
Toplumsal cinsiyet adaletsizliğine bağlı şiddet ve ev içi şiddet toplumların var olan potansiyellerini gerçekleştirmelerinin önünde bir engel olarak durduğunu ifade eden Gürkut, özellikle çocuklar ve kadınların ev içinde, okulda, sokakta ve iş hayatında, cinsel, fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kaldığını belirtti. 
Özlem Gürkut, bunun sonucunda kadınların toplumsal hayata etkin katılamadıkları, çocuklarına uyguladıkları şiddetin arttığı, sakatlık ve ölüme kadar çok kapsamlı istenmeyen olayların gerçekleştiğinin birçok araştırmada gösterildiğine işaret etti. 
“HER 3 KADINDAN BİRİ EV İÇİ FİZİKSEL ŞİDDETE MARUZ KALIYOR”
Gürkut, Sosyal Hizmetler Dairesi'nin resmi verilerine göre 2017 yılında KKTC'de 281 kadının şiddet gördüğünü, 5 kadının ise cinayete kurban gitti.
KTTB Başkanı Gürkut şöyle devam etti: 
“Toplumumuzda bu konuda yapılan araştırmalar her 3 kadından birinin ev içi fiziksel şiddete maruz kaldığını göstermiştir. Her türlü şiddet biçiminin temelinde kendini güçlü görenin güçsüz gördüğü üzerinde iktidar sağlama niyeti vardır. Kadınlara yönelik şiddet ise sadece iki kişi arasında yaşanan şahsi sorunlardan kaynaklanmayıp ayni zamanda ataerkinin sonucu olan bir politik sorundur. Ekonomik ve sosyal sorunlar ise bu politik sorunu körüklemektedir.”
Çağdaş sosyal refah devletlerinde, her vatandaşın, şiddetin her türlüsünden korunmasının, devletin yükümlülüğü olduğunu vurgulayan Gürkut, bizim ülkemizde devletin koruyucu, önleyici hizmetleri yeterince yerine getirmediğine dikkat çekildi. 
“TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ DAİRESİ BİRAN ÖNCE TEŞKİLATLANDIRILMALI”
Gürkut şöyle devam etti: 
“Şiddeti önleme merkezimiz olmadığı gibi, ev içi şiddeti önleme yasamız da yoktur. Ülkemizdeki tek kadın sığınma evi, Lefkoşa Türk Belediyesi tarafından açılmış ve sürekli olarak doludur.
Hastanelerimize sosyal hizmet uzmanı istihdamı yapılmamıştır ve acil servislere şiddete maruz kalarak başvuran birçok kadın ve çocuk, üzerlerindeki baskı nedeni ile başka sebepler öne sürdükleri için, kayıtlara geçmemekte, tıbbi ve psikiyatrik sosyal hizmet alamamaktadır. Şiddeti önlemek için, devlet, koruyucu, önleyici sosyal politikalar hayata geçirmelidir. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi biran önce teşkilatlandırılmalıdır. Okulların müfredatları, insan haklarına ve cinsiyet eşitliğine uygun hale getirilmeli, şiddeti, eşitsizliği ve ayrımcılığı körükleyen unsurlar ders içeriklerinden çıkartılmalıdır.
Basının bir kısmında kullanılan eril dilin değiştirilmesi için de eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Öfke kontrolünü sağlayamayan kişilerin de yardım alabileceği, şiddete maruz kalanların başvuracağı bir şiddeti önleme danışma merkezi açılmalıdır.”


banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.