banner913
banner932
banner1012

Rum tarafı boyuna göre konuşmalı

banner1020

Başbakan Tatar, “Doğu Akdeniz’de KKTC’nin de egemenlik hakları olduğunu vurgulayarak “Türkiye’nin de bölgede hakları var, Yaklaşık 80 milyonluk büyük bir ülke. Adada Türk-Rum nüfus yaklaşık bir milyon. Rum tarafı boyuna göre konuşmalı” dedi

banner974
Rum tarafı boyuna göre konuşmalı

banner971

Maraş cennet olacak 

Başbakan Tatar: “Maraş cennet olacak. Tapu sahipliğinden o dönemden ABD şirketi varsa gelsin çalıştırsın otelini. Rum da aynı şekilde yapabilir ya da tazminatı isteyebilir, satabilir. Yatırımları hem Türkiye’den yatırımcılar, dünyanın her yerinde yaşayan zengin Kıbrıslı Türkler yapabilir”

Başbakan Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Doğu Akdeniz’de hak iddia etmesi ne kadar doğru ise kendilerinin de hak iddia etmesinin en az onlarınki kadar doğal olduğu vurgusu yaptı.

Tatar şöyle konuştu:

“Doğu Akdeniz’deki durum Türkiye ile birlikte yürütülen bir meseledir. KKTC olarak bizim de egemenlik haklarımız vardır. BM kararları da adada iki ayrı halk olduğuna saygı duyuyor. Hal böyleyken bir taraf Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını göz ardı ederek tek taraflı olarak şirketlerle sondajlar yapıyor. Artık bu saatten sonra biz de diyoruz ki, madem sen yapıyorsun, meydan okuyorsun, hukuk tanımıyorsun, benim haklarıma saygı duymuyorsun, ben de arayacağım. Sondaj faaliyetlerine yönelik bizim tek başımıza böyle bir gücümüz yok. Zaten Rumların da yok, onlar da firmalarla anlaşmalar yapıyor. Biz de Türkiye ile yapıyoruz. Türkiye’nin de bölgede hakları var, Yaklaşık 80 milyonluk büyük bir ülke, bölgede en uzun sahili olan ülke. Adada Türk-Rum nüfus yaklaşık bir milyon, boyuna göre konuşmalı... 
Biz burada Türk milletinin uzantılarıyız, birlik beraberlik içindeyiz. Türkiye ile uyumluyuz. Buradaki varlığımız Türkiye’nin bizi desteklemesine, buraya katkılarına bağlı. Fatih, Yavuz gemileri bölgede. Bunlar bizim Türkiye hükümeti ile bir uzlaşı içinde olduğumuzu gösteriyor. “Mavi deniz” dedikleri bu kavramlar, Doğu Akdeniz ve KKTC bu üçlü bir güçtür, potansiyeldir. Haklarımız hukukumuzu ancak bu çerçevede arayabileceğimizi, sürdürebileceğimizi düşünüyoruz. Bu bir pozisyon almadır. Yarın belki petrol, gaz bulunamayacaktır, ama ileride bulunabilir, ileride bu yetki alanları bizim milletimizin iradesinde alacağımız pozisyonlarla bizi daha güçlü yapacaktır. “
Tatar,- Kıbrıs müzakerelerindeki tıkanmışlık ortada. Sizin yol haritanız bu konuda nedir? Sizce federatif sistem çözüm olasılığı rafa mı kalkmıştır?sorusuna ise şöyle dedi:
“Bizim anlayışımız şudur; 1974’lerden bu yana öyle böyle taraflar arasında görüşmeler sürüyor. Çeşitli BM genel sekreterleri geldi, Annan planından sonra gelinen son aşamalar arasında İsviçre’nin Crans-Montana kentinde 11 gün süren toplantılardan Türk tarafının gösterdiği bütün esnekliklere rağmen Rum tarafından hiçbir adım gelmemesi de var. Kıbrıs Türk tarafı da o gün tekrar o noktadan devam edilmesinin yanlış olacağı görüşünü dile getirdi. Sayın Çavuşoğlu’nun da bu yönde açıklaması olmuştur. Cumhurbaşkanı Akıncı da adaya dönüşünden sonra iki devlet olabileceğinden de bahsetmişti. Ancak şimdi yine federal temelli bir zeminde görüşmelerin başlayabileceği noktasında olduğunu söylüyor ama biz hükümet olarak baktığımızda fedaral temelde bir anlayışın tükenmekte olduğunu, zemin bulunmadığını düşünüyoruz. Çünkü tekrar başlasa aynı hayal kırıklığı yeniden yaşanacak. 
Alternatiflerin de masaya gelmesi gerek. Bunun başında da AB çatısı altında iki devlet geliyor. Kuzeyde ayrı bir devlet var. Bu iki tarafın birleşmesinin, üniter yapı içinde var olmasının çok da mümkün  olduğunu düşünmüyoruz. O nedenle halkları da kandırmayalım artık, Rumlar da bunu biliyor.” 

Tatar, “Bakanlar Kurulu’nda bir anda yıllardır kapalı olan, bir dönemin dünyaca ünlü turizm merkezi Maraş’ın açılması yönünde girişim başlatılacağı konusunda karar aldınız. Nasıl bir açılım öngörüyorsunuz"” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Maraş, KKTC sınırları içerisinde ve bizim kendi güvenlik güçlerimiz tarafından korunmakta. Turizm olarak da açmayı isteriz. Maraş’a bir gecede açılım olmayacak, yavaş yavaş olacak. Orası bir cennet olacak.
Mülkiyet meselesinde ise burada Rumların yanı sıra Osmanlı döneminden kalan vakıf malları da vardır. Bunların tapularının büyük kısmı arşivlerde bulunmuştur. İngiliz döneminde gayri resmi bizden alınmış. Biz itiraz etmemişiz ama hak haktır, kaybolmaz. Vakıflar bunun takipçisidir.
Buranın Türk yönetimi altında açılmasını amaçlıyoruz. Tapu sahipliğinden o dönemden ABD şirketi varsa gelsin yönetsin, çalıştırsın otelini. Rum da aynı şekilde yapabilir ya da mal komisyonuna gidebilir, tazminatı isteyebilir, satabilir. Yatırımları hem Türkiye’den yatırımcılar, dünyanın her yerinde yaşayan zengin Kıbrıslı Türkler yapabilir. Netice itibarıyla bu olay KKTC’ye güç katmaktır, çünkü orası değerli bir yerdir. Dolayısıyla bizim turizm potansiyelimiz bu projeyle ikiye katlanabilir.1974’te turizm sektöründe birkaç otelimiz vardı. Şu anda 25 bin yatak kapasiteliyiz. Turizmde ciddi bir noktaya gelmiş bulunmaktayız. Ercan Havaalanı bitirildiğinde şu anda 2 milyon yolcu kapasitesi 8 milyona çıkacak. Ercan Havaalanı tamamlandığında göreceksiniz ki güneyde böyle havaalanı yoktur.”

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.