banner913
banner932
banner1012

Müzakereler için takvim ve etkili faaliyet planı

banner1020

Ekonomi ve Enerji Bakanı ve eski Müzakereci Özdil Nami, Kıbrıs sorununda zaman takvimin ve etkili faaliyet planının olacağı bir müzakerenin yapılması gerektiğini söyledi

banner974
Müzakereler için takvim ve etkili faaliyet planı

banner971


Haftalık olarak yayımlanan Kathimerini gazetesine konuşan Nami, Kıbrıs sorunu, enerji ve diğer konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. 
Habere göre Crans Montana sürecinin üzerinden bir yıl geçtiğine işaret edilerek, Kıbrıs sorunundaki gelişmeler süreciyle ilgili görüşleri sorulan Nami, “Bu konu Crans Montana’nın son gecesi kapanmış olabilirdi. Herkes Guterres çerçevesi temelinde bunu kapatmaya hazırdı. Maalesef sadece Kıbrıslı Rum lider hazır değildi.” şeklinde konuştu. 
Sözlerinin devamında, Anastasiadis’in, ilk önce, kendisinin önem verdiği konulara netlik kazandırmaları gerektiğinde ısrar ettiğini söyleyen Nami, Anastasiadis’in, konferans “paketinin zihniyetine” saygı duymadığını ve tarihi bir fırsatın kaçırıldığını belirtti. 
“Bunu, Guterres de raporunda vurguluyor” diyen Nami, Anastasiadis’in bugün, görüşmelerin kesildiği yerden devam etmesini önerdiğini, ancak, görüşmeleri tamamlamayı istediği şekle açıklık kazandırmadığını ifade etti. 
Yeniden başlamaya hazır olduğunu açıklamanın yeterli olmadığını söyleyen Nami, “Görüşmeleri kesildiği yerden tamamlama imkanımız olsaydı, bunu Crans Montana’da da yapabilirdik. Ancak bu olmadı, o halde bir şeyin değişmesi gerekiyor” dedi. 
Nami, değişmesi gerekenin ne olduğunun sorulması üzerine, bu sürecin nasıl tamamlanacağına açıklık kazandırılması gerektiğini belirtti.
Kendisinin, kişisel görüşüne göre, iki tarafın anlamlı müzakereler istemesi gerektiği yönündeki inancını dile getiren Nami, yani her iki tarafın, baştan, üç aylık bir zaman takvimini kabul etmesi gerektiğini söyledi.
Gerekmesi durumunda, BM’nin hakemliğinin de harekete geçirilebileceğinden söz eden Nami, iki liderliğin ve üç garantör gücün onaylayacağı bir paket-anlaşmanın yaratılması ve o zaman referanduma gidilmesi görüşünü dile getirdi. 
Yurtdışı baskılarının sonuç vermeyeceğini belirten Nami, böyle bir durumda, görüşmeler başlasa da olumlu neticenin olmayacağı değerlendirmesinde bulundu.

İki tarafın siyasi eşitlik ve garantiler olmak üzere iki başlığa odaklandıkları belirtilerek, bu konulardaki görüş ayrılığının büyük olduğunu düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine Nami, “Hayır, bu konularda ilerleme olmasaydı konferansa gitmezdik. Çözüme çok yakınlaşmıştık” dedi.
Olumlu sonuca ulaşılamadığını, çünkü, muhataplarının, elde edilen tüm uzlaşılarda samimi olmadığına dair belirli bir şüphenin olduğunu belirten Nami, Guterres çerçevesinin net olduğuna ve çerçevede bir sorunun olmadığına işaret ederek, Kıbrıslı Rum lider, müzakerelerin ulaştığı noktaya ilişkin kaygılarını dair dile getirmeye ve “Acaba böyle bir anlaşmayı toplumuma açıklayabilecek miyim?” sorusunu kendi kendine sormaya başladığında sorunun çıktığını belirtti. 
Kıbrıs Türk tarafının alternatif çözümler konuşmaya başlayıp başlamadığı sorusuna yanıt veren Nami, bu tür senaryoların toplum düzeyinde tartışıldığını söyledi. 
Kıbrıs Türk siyasi partilerin de, aralarındaki farklılıklara rağmen, müzakere sürecinin, önceki dönemin sürecini taklit eder bir şekilde sürmesinin mümkün olmadığını, statükoyu değiştirecek ve “result-oriented” olacak yeni bir faaliyet planının gerektiği sonucuna vardıklarını söyleyen Nami, bu noktada farklı fikirlerin duyulduğunu belirtti. 
Kendi görüşüne göre, Kıbrıs Türk tarafının, çözüm için her türlü çabayı gösterdiğini anlayan BM ile işbirliğine ve zamanı amaçsızca tüketmeyecek ve “result-oriented”(Sonuç odaklı) olacak bir faaliyet plana önem verdiğinden söz eden Nami, böyle bir planın karşılarına gelmesi durumunda, görüşme masasından kalkmalarının söz konusu olmadığını ifade etti. 
Nami, böyle bir şeyin mümkün olmaması durumunda, Kıbrıs Türk tarafının uluslararası topluma adaptasyonu konusunda AB ve BM’den, ayrıca Kıbrıs Rum tarafından açılımlar istemeleri gerekeceğini belirtti. 
Açıklamalarında enerji konusuna da değinene Nami, her türlü tek taraflı adımın gerginliğe davetiye çıkardığını belirterek, iki tarafın bu konuları BM çatısı altında konuşması gerektiğini belirtti. 
Aksi taktirde, geçmişte olduğu gibi yeni maceralara ve yeni “yangınlara” sebep olacak bazı kıvılcımların çıkacağını da belirten Nami, kendilerinin, şimdiye kadar hidrokarbon ve doğalgaz konularında ilk adımı atmadıklarını, ilk adımı gerçekleştirenin her zaman Kıbrıs Rum tarafı olduğunu belirterek, kendilerinin, bu adımları, kendi girişimleriyle dengelediklerini ifade etti. 
Nami, bunun böyle devam edeceğinin garantisi olmadığını söyledi. 
Kıbrıs Rum tarafının sondajlar konusunda zaman takvimlerinin belli olduğu belirtilerek, bunun Kıbrıs Türk tarafı için de geçerli olup olmadığı sorusuna olumsuz yanıt veren Nami, bir zaman takvimi belirlenmediğini ifade etti. 
Nami, bu konuyu ve bakanlığıyla ilgili diğer konuları görüşmek üzere Ankara’ya gideceğini de söyledi. 
Açıklamalarında, denizaltı borularla adaya elektrik getirilmesi konularından da söz eden Nami, bunun, tüm Kıbrıs’ın yararlanacağı bir plan olduğuna işaret etti.
 

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.