banner913
banner932
banner1012

Milli mücadele iyi noktada değil

banner1020

UBP’nin düzenlediği konferansta konuşan UBP Başkanı Ersin Tatar, federal bir anlaşmanın Kıbrıs Türk tarafına bir şey sağlamayacağını söyledi ve Cumhurbaşkanı Akıncı’yı müzakerelerin yeniden başlaması için çaba sarf etmesinden dolayı eleştirdi

banner974
Milli mücadele iyi noktada değil

banner971

Federal anlaşma Kıbrıs Türk tarafına bir şey sağlamaz”

UBP Genel Başkanı Ersin Tatar, federal bir anlaşmanın Kıbrıs Türk tarafına bir şey sağlamayacağını söyledi ve Cumhurbaşkanı Akıncı’yı müzakerelerin yeniden başlaması için çaba sarf etmesinden dolayı eleştirdi

Ulusal Birlik Partisi, önceki akşam varoluş ve özgürlük mücadelesi liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün ölümünün 35’nci, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın ölümünün 7’nci yıl dönümü dolayısıyla önceki akşam anma ve konferans düzenledi.
“Dr. Küçük ile Rauf Denktaş’ın mücadeleleri ekseninde Kıbrıs konusuna bakış ve alternatif çözüm modelleri” konulu etkinlik, Lefkoşa Sanayi Bölgesi’ndeki Sanayi Odası toplantı salonunda yapıldı.

Etkinlikte konuşan UBP Genel Başkanı Ersin Tatar, nereden nereye gelindiğiyle ilgili tarihsel bilgiler verdi, Rumlar’ın planlarını anlattı ve o yıllarda örgütlenmenin, mücadele lideri olmanın kolay olmadığını ifade etti.
Tatar, tarihsel süreçteki en büyük başarılarından birinin Türkiye’nin dikkatini adaya çekmek olduğunu anlattı.
Denktaş’ın “Bayrağı Küçük’ten devraldım” lafını söylemesinin ve Küçük’e hürmetinin büyük olduğunu da ifade eden Tatar, Denktaş ile Küçük’ün 1960’da Zürih’e beraber giderek anlaşmalar yaptıklarını, son yıllarda yapılan zirvelerde sonuç alınamadığını ama o yıllarda Küçük ve Denktaş’ın çok başarılı neticeler elde ettiğini belirtti.
Tatar, Garanti ve İttifak Anlaşmalarıyla ilgili bilgiler aktardı ve Türkiye için müdahale hakkı elde edilmesini zekice başarı olarak niteledi.
Tatar, KKTC’nin tüm sıkıntılara rağmen ekonomik hedefleri yakalayan, halkın insanca yaşamasına olanak tanıyan, tanınmasa da kabul edilen bir devlet olduğunu kaydetti.
Federal bir anlaşmanın Kıbrıs Türk tarafına bir şey sağlamayacağını savunan Tatar, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı müzakerelerin yeniden başlaması için çaba sarf etmesinden dolayı eleştirdi. Tatar, Akıncı’ya yürüttüğü müzakere süreciyle ilgili eleştirilerde ve suçlamalarda da bulundu.
Rumlar’ın anladığı federal yapı ile kendilerininkinin çok farklı olduğunu, alternatif fikirler ortaya çıkması gerektiğini kaydeden Tatar, konfederal yapı ile iki ayrı devleti olasılık olarak sıraladı.


 

“Milli mücadele iyi bir noktada değil”

Mehmet Küçük, Kıbrıs Türk halkının şu an milli mücadelede iyi bir noktada olmadığını, maddiyatçı ve kişisel çıkarların ağır bastığını söyledi ve ekledi: “Okullarının kırılan camlarının tamirini bile elçilikten bekliyoruz. Başarı bu mu?”

“Dr. Küçük ile Rauf Denktaş’ın mücadeleleri ekseninde Kıbrıs konusuna bakış ve alternatif çözüm modelleri” konulu etkinlikte konuşan Dr. Fazıl Küçük’ün oğlu Mehmet Küçük, Ergün Olgun’un bazı söylediklerine katılmadığını ama polemiğe girmek istemediğini, Küçük ve Denktaş’ın bazen bir birini tamamladığını ancak “iki ayrı karaktere sahip iki ayrı kişi” olduklarını belirtti.

Küçük, verilen mücadeleyi tarihin yazacağını, takdirin topluma kalacağını söyledi.
Mehmet Küçük, mücadelenin 1931 yılında başladığını, o yıllarda Dr. Küçük’ün İsviçre’de tıp eğitimi alırken köşe yazıları yazarak adaya yolladığını o zamanlar Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın 7 yaşında olduğunu anlattı.
“ÜLKE SİYASİ VE EKONOMİK OLARAK KÖTÜ DURUMDA”
Kıbrıs Türk tarihindeki dönüm noktalarıyla ilgili bilgiler veren Küçük, Kıbrıs Türk halkının şu an milli mücadelede iyi bir noktada olmadığını, maddiyatçı, kişisel çıkarların ağır bastığı bir durumda olunduğunu, belirsizlik ve umutsuzluk olduğunu kaydetti. Küçük, ülkenin ekonomik ve siyasi olarak da kötü durumda olduğunu söyledi.
Acısını çeken bir olarak federasyon istemediğini kaydeden ve B Planı’nın ne olduğunu soran Küçük, artık birisinin çıkıp cesaretle federal ortaklık olamayacağını ortaya koyması gerektiğini kaydetti.
“AVCUMUZ AÇIKSAYDI GENE AÇIK…”
Küçük, “KKTC’yi kurduk devam mı ettireceğiz, güzel bir devlet kurduk ama bizim K.T. Federe Devletimiz vardı zaten, ne farkı oldu. Başladığımız ve geldiğimiz noktaya bakmak lazım. Güvenlik ekonomi Türkiye’nin elinde, avcumuz açıksaydı gene açık. KKTC olarak her yönden kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız lazım. Kim sağlayacak bunu, var mı bir planımız. Okullarının kırılan camlarını, bozulan klimaların tamirini bile elçilikten bekliyoruz. Başarı mı bu?” diye konuştu.
Alternatiflere bu ülkeyi yönetenlerin ve Türkiye’nin oturup karar vermesi gerektiğini kaydeden Küçük, ancak federasyonun olamayacağı, olsa da yaşayamayacağı görüşünü ifade etti.
Küçük, kızı Esen Küçük’ün 15 Ocak’ta Dr. Küçük’ün AKM’de gerçekleştirilen anma törenindeki konuşmasını da okudu.
Dr . Fazıl Küçük’ün torunu Esen Küçük, törendeki konuşmasında, Dr. Fazıl Küçük’ün yaşamını sürdürdüğü günlerden bugünlere şartlar değişmiş olsa da özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin hala baki kaldığını söyleyerek ve bu mücadelenin her millet için baki olduğunu, bu yolculukta sürdürülecek zamanın o milletin var olma süresiyle eşdeğer olduğunu ifade ediyor.
Bu yolculuğun ışık tutanının, yol gösterenin ise “lideri” olduğunu kaydeden Esen Küçük, bir yazarın “lider nedir” yazısında “her mücadelenin doğal bir lider yarattığını, liderlerin atamayla, delege desteğiyle olunamayacağını, ölseler de hala adlarının unutulmadığını ve bu yolculuğun sonsuz olduğunu” dediğini söyledi.
Dr. Fazıl Küçük’ün, bağımsızlık mücadelesini bir topluma aşılamayı, harekete geçirmeyi görev edindiği için Kıbrıs Türk toplumunun lideri olduğunu kaydeden Esen Küçük, bu mücadelenin bir millet hayatta kalsın, İstiklal Marşı’nı okuyabilsin, özgürce dilini konuşabilsin diye verildiğini belirtti.
Bu mücadelenin bir odada oturarak verilemeyeceğini dile getiren Esen Küçük, şunları kaydetti:
“İnançsız çaresiz bir topluma umut verebilmeliydi bir lider, göğsünde iman ve inanç milletine sahip çıkmaya hazır, hiçbir dayatmaya boyun eğmeyecek bir toplum yaratıldı ve bu toplum kendi liderini kendisi seçti. Bu lider sayesindedir ki bir avuç insan bir karış toprağa sarıldı. Bir toplum liderine olan inancını ve bağlılığını ne zaman kaybederse o zaman gerilemeye ve yozlaşmaya mahkumdur. İşte o zaman kültürel ve manevi kayıplar, toplumda bölünmeler, huzur bozan örgütler ve ırkçılık ortaya çıkar.” 
Liderlerine sahip çıkma başarısının bir ülkenin gençlerinin doğru eğitimi ve yüreklerinde taşıdıkları millet sevgisiyle mümkün olduğunu ifade eden Esen Küçük, törende “Bu yüzdendir ki ne yaşanırsa yaşansın her ülkenin sorgusuz sualsiz kalben bağlı olduğu liderleri vardır. Afrika’nın Nelson Mandela’sı Küba’nın Fidel Castro’su ve Türk Milletinin Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü gibi…” diye konuşmuştu.

“Federal çözüm ölümdür”

Eski müzakereci Ergün Olgun, müzakere sürecinden kurtulmak gerektiğini belirterek, federal çözümün Kıbrıs Türk halkı için ölüm olduğunu söyledi

“Dr. Küçük ile Rauf Denktaş’ın mücadeleleri ekseninde Kıbrıs konusuna bakış ve alternatif çözüm modelleri” konulu etkinlikte konuşan eski müzakereci  Ergün Olgun, müzakere sürecinin nasıl oluştuğuyla ilgili teknik bilgiler verdi.
BM’nin 186 sayılı kararıyla adada siyasi eşitsizlik yarattığını, bu kararın değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Olgun, BM’nin kendi içinde tutarsızlık yaşadığını, BM Barış Gücü’nün adada sadece Rum tarafını kabul ettiğini, İyi Niyet Misyonu’nun ise adadaki statükoyu değiştirmek istediğini anlattı, teknik bilgiler verdi. Olgun, Güvenlik Konseyi’nde her ülkenin farklı menfaatler taşıdığını, dolayısıyla karar almanın ne kadar zor olduğunu kaydetti.
“Adada federal bir çözüme ulaşılmasını niçin mümkün görmediğiyle” ilgili görüşler de aktaran Olgun, yetki paylaşımı unsuruyla Rum tarafının adayı Elen adası yapma hedefinin örtüşmediğini, federasyonun ancak iki taraf da çok ihtiyaç duyarsa kurulabilir olduğunu, nüfus dengesizliğinin çoğunlukçu bir sistem arayışına girilmesini getirdiğini ve bunun siyasi eşitliği ortadan kaldırdığını anlattı. Olgun, iki taraf arasında ekonomik denklik ve güven eksikliği olduğunu da söyledi.
1963’den bu yana yaşadıklarının Kıbrıs Türk halkında bıkkınlık, seçeneksizlik, güçsüzlük, haklıyken kendini haksız görme gibi psikolojik etkiler yarattığını anlatan Olgun, bununla mücadele etmek gerektiğini kaydetti.
Olgun, müzakere sürecinden kurtulmak gerektiği, Federal çözümün Kıbrıs Türk halkı için ölüm olduğunu da iddia ederek, bir yol haritası belirlenerek KKTC’nin ekonomik ve yönetsel olarak güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Olgun, KKTC gerçeğinin normalizasyonu yönünde çalışmalara da ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.