Dörtlü koalisyon hükümetinin dağılması sosyal medyada günün konusu oldu. Kimileri sevindi, kimileri üzüldü, kimileri tepkilerini dile getirdi.
İşte vatandaşın hükümetin sona ermesiyle ilgili düşünceleri:
Murat Kanatlı: “Aklıma takıldı, Çavuşoğlu geldi, ne olarak? Dışişleri bakanı! ama "4lü" yemek yendi, hükümetin diğer ortakları yoktu, diplomasi kurallarına da aykırı şekilde, Kudret karşısında Çavuşoğlu, Tufan karşısında TC elçisi/valisi olan bir yemek yendi.. Eğer konu protokolsaydı diğer parti liderleri de olması gerekmezdi? Sonra hızlı bir şekilde doğal gaz arama gerginliği tırmandı, Tayyip diyor ki, Kıbrıslı Türklerin haklarını koruyoruz ama biz hakkımızı şimdi şu an, bu şekilde koru dedik mi bilinmez (dedirtmiş olabilirler)! ancak bu 4lü yemek sonrası Akdeniz çok ısında, gene konuşmadık! Daha yemeğin dumanı tüterken, o masada bişey olup olmadığı söylenmeden, bir sene önceki arazi konusu üzerinden gerginlik gerekçesi ile HP hükümetten çekildi, tamamdır? google yazın göreceksiniz ki ilk haberi Mayıs 2017’tir, sonra Temmuz 2018 daha da sonra çok ilginç bir şekilde YDP bu işin tetikçiliğini yapıp konuyu Nisan 2019'da gene alevlendiriyor ve bu domino etkisi ile hükümet düşüyor. HP hassasiyeti Temmuz 2018'den bugüne nerdeydi? Neden biz bunca gün hassasiyet konusunda birşey duymadık, neden YDP-DP kavgası sonrası konu alevlendi? Serdar'ın aklanmaması gerek doğrudur ama YDP'nin pası, Çavuşoğlu’nun katkısı ile pişirilen yemeğin de iğrenç bir tadı olduğunu kabul edin... Kamu İhale Yasası 15 ay önce de vardı, benzer konu ayni kişiye ait Yenişehir'deki yurt binası tartışmasında gündeme geldiğinde hazım konusu bu kadar neden gündeme gelmedi? Yenişehir'de yurt yapılması için peşkeş çekilmesi bir sene önce yeterli argüman değildi ama bugün yeterliliğe ulaştı? eğer bir süreç yaşandı ve HP için son noktaya geldiyse, neden kamuoyu bilmez? yani durum Ahmet Kaya’nın şarkısında dediği gibi "Nerden baksan tutarsızlık"...
Aktay Elektrikçi: HP PM neden bir çözüm yolu aramadı? Serdar Denktaş’ın siyaseten yaptığı bir hata var mı? Var. Ancak ülkenin yeniden dövizdeki dalgalanma ile ciddi bir kriz içinde olma halini göz ardı ederek, bu kadar hızlı bir şekilde HP PM’nin aldığı karar ne kadar doğru? Çözüm yolu neden aranmadı? Neden hemen hükümetten çekilme kararı alındı? Peki Özersay tarafından bundan sonraki süreçte koalisyon görüşmesi yapılacağı söylenirken, ki siyasi kulislerde UBP-HP Koalisyonu dillendiriliyor, UBP’nin siyasi geçmişi ne kadar temiz? Örneğin önceki UBP-DP Hükümeti döneminde Derviş Eroğlu’nun kızı Resmiye Canaltay’a Lefkoşa’nın göbeğinde milyon dolarlık bir arazinin verilmesi ne kadar yasal ve etik? Diyeceğim o ki, tüm kesimler ekonomik krizle boğuşurken, Serdar Denktaş’ın yaptığı ciddi bir hata olsa dahi, en azından ülke sorunlarının çözümü için “umut” yaratan 4’lü Koalisyon Hükümetinin devamını sağlama adına bir çözüm yolu arayışı içinde olsaydınız da, “başka odaklardan talimat alındı mı?” sorusu aklımıza gelmeseydi.
Özdemir Tokel: Umudun bittiği, güvenin yerle bir olduğu, icra kabiliyetini kaybetmiş, maaş ödemeyi başarı saymaya başlamış, zamdan başka, fonları eritmekten başka, ondan bundan borç dilenmekten başka çaresi kalmamış, Türkiye ilişkileri çökmüş, protokol dahi imzalayamaz duruma gelmiş, 15 aylık süreçte başarı hikayesi olmayan, ortaklarının artık yangından mal kaçırır gibi birbirlerinden karar kaçırmaya başladığı bir Hükümeti bozMAmak adına atılan tüm taklalara rağmen, erken seçimle yüzleşme riskini dahi göze alarak ve ülkenin siyaseten tıkanmış önünü açmayı ilkesel bir duruş, ülkesel bir gereklilik sayarak bu tiyatroya son veren HP parti meclisini cesaretlerinden dolayı tebrik ediyorum.
İşin Özü: Hiç bir şeye cesaret edemeyen, hiç bir şeye umut besleyemez.
Kartal Harman: Hade oğlum ansızın UBP - CTP hükümeti kurulurmuş.
İşte o zaman çok merak ederim o yüzleri. Kahve var içersen.
Sezgin Madencioğlu: HP parti meclisini tebrik ediyorum kendilerinden beklenilen dik duruşu sergilediler. CTP ve TDP’den beklenilen hareketi onlar yaptı.
Mete Hatay: Geldiler, gördüler ve gittiler! Sisteme bir çizik bile atamadan! Çok üzücü!
Mehmet Moreket: HP, Omurgasız parti. Sonları ÖRP gibi olacak.
Fatma Kara: Kudret Özersay önce Serdar Denktaş’tan golü yedi bu durum yetmezmiş gibi bunun şokunu atlatamadan bir de kendi kalesine gol attı.
Ahmet Hamdi: Ülkemiz Kuzey Kıbrıs’ın temel taşı olanUBP için yeni bir süreç kaçınılmaz gerçek. Bu süreç zor ve meşakatli olacağı da orta da olmakla beraber halkımız çalışmaya değil icraata aç duruma getirilmiştir.
Umarım ülkemize hayırlı olur.
Cumhur Deliceırmak: Tufan Erhürman değerdir bilemediniz değerini. Yazık ettiniz güne yarına
Ali Özkan: Kudret, Kıbrıs halkı seni yaptığından dolayı affetmeyecek. Tarih nasıl CTP'yi yargılar seni de yargılayacak
Savaş Toksöz: Serdar Denktaş hükümetin devam etmesini istiyorsaydı Maliye Bakanlığından istifa etmesine gerek yoktu. Hükümetin arkasından dolanarak arazi işleri yapmaması bunun için yeterliydi!
Özay Hüseyin Öksüz: Bir da halkçı yanımız vardır. Akşam Serdar istifa ettikten sonra soluğu Arda’nın yerinde aldı! Mikrofonu kapıp sahneye çıktı! Severim bu hallerini!
Tijen Zeybek: Tufan Erhürman'a yazık eden kendi partisi olmuştur. Kendi partisi içindeki statükoculara yenik düşmüştür Tufan Hoca. Bir taşla iki kuş vuralım hesabıyla Kudret Özersay'a saldırmayın. Her şey gözümüzün önünde yaşandı.
Mehmet Kaptan Bensen: Kıbrıs Türk tarihinde gelmiş geçmiş en kaliteli, en dürüst, en bilgili, en çalışkan, en insancıl Başbakan Tufan Erhürman olmuştur. Kanımca sadece partimin değil, tüm Kıbrıslı Türk halkının gurur kaynağıdır.
Merter Refikoğlu: UBP’nin yolsuzluklarını ortaya çıkaracaktınız, olmadı, bir başka bahara. DP’ninkileri çıkaracaksınız şimdi de? Hadi canım sen de.
Hasan Alkan: Hükümet düştü. Elcikler ovuşturulmaya, salyalar akıtılmaya başlandı. Avucunuzu yalarsınız. Bu hükümet siz tekrardan mamma yeyesiniz diye bozulmadı. Birileri “mamma mı yer acaba?” şüphesi yüzünden bozuldu.
İlla ki bir hükümet kurulacaktır. Ama Kudret Özersay’ın içinde olacağı bir hükümet kurulacaksa, ki elbette bir alternatiftir, mamma yeme hayali olanlar şimdiden bu hayallerinden vazgeçsin.
Ahmet Vamık: Ömrümüz kısır döngü içerisinde geçip gitmeye devam ediyor... Seçim dönemlerinde hazırlanan manifestolar, sayfalarca yazılan hükümet programları falan hepsi hikaye... Günün sonunda "Türkiye'den parayı en iyi ben alırım" politikası tek geçerli siyaset anlayışı.
Ahmet Daloğlu: Senaryo yazıldı, Çavuşoğlu pası attı, Kudret kendi kalesine golü attı. Ersin yardımıyla dolar 3 Euro 4 Sterlin 5 TL oldu. Kıbrıs’a Bahar geldi
Ahmet Billuroğlu: Hepsi de aynı, yok birbirlerinden farkı", "Solu da sağı da Türkiye ne derse onu yaparlar", "Bunları da gördük, bizim için hiçbişey değişmedi" vs vs vs diyen bazı dostlar vardı. HP'nin hükümetten senaryonun gereği olarak çekilmesine tepki göstermelerini anlıyorum. Ancak başbakanın hükümetin istifasını sunması üzerine ağıt yakar gibi üzülmelerini anlayamıyorum. Malum partinin gelecek olması niye dert oluyor ki? Yasalardan vatandaşlıklara, çözüm mücadelesinden TC ile ilişkilere, ihalelerden istihdama vs vs kadar bir farkları mı vardı sanki? Farkı göremeden "Hepsi de aynı" "statükonun parçası" değil miydiler sizin için.
Naim Pınar: Özet; yolsuzluk ve etik dışı davrandım. Fakat gündemi değiştirmek için dörtlü koalisyondan ilk istifa eden oldum. Defalarca beni bakanlar kurulunda engellediler. Ben de etik olmayan yollarla arazi kiraladım. Hem de oğluma! HP'nin PM kararından önce samimiyetsizce davrandım ve istifa ettim ama arazilere dok7ndurtmam. Hade beni koruyun. Yok artık. Birazcık samimiyet! Bu hükümeti samimiyetsizliğiniz ve güven ortamına dinamit koymanız bozdu.
Ziya Nasıfoğlu: Ölü doğan 4lü hükümet bütçe çalışmaları, su taşkınları, döviz artışı ve hayat pahalılığı gibi sorunlara çözüm ararken maalesef nüfus sayımı, muhaceret yasası, belediyeler reformu, yolsuzlukla mücadele gibi iddialı oldukları konularda sınıfta kaldı.
Görsel: Haber Kıbrıs
