banner913
banner932
banner1012

Bazı siyasetçi ve sendikacılar Rum kesimini tutuyor

banner1020

TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, KKTC’deki bazı siyasetçilerden ve sendikalardan şikayet ederek “Türkiye mi, Rum kesimi mi? desem Rum kesimini tutarlar” dedi

banner974
Bazı siyasetçi ve sendikacılar Rum kesimini tutuyor

banner971

 

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

“Kıbrıs Türk halkının Barış Pınarı Harekatına çok büyük destek verdiğini ve bazı sendikacıları ya da siyasetçileri Kıbrıs Türk halkından ayrı tutmak gerektiğini” belirten Çavuşoğlu, "Bazı sendikacılar ve bazı siyasetçiler var Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) gerçekten ‘Türkiye mi, Rum kesimi mi?' desem Rum kesimini tutarlar." dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın harekata ilişkin sözlerine en büyük tepkiyi Kıbrıs Türk halkının verdiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Kıbrıs Türk halkı da bunun, önümüzdeki nisan ayında bir cumhurbaşkanlığı seçimi var, ona yönelik bir hamle olduğunu düşünüyor." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Barış Pınarı Harekatı'nın Türkiye'nin mili güvenliği için Kıbrıs Harekatı kadar önemli olduğunun altını çizerek, "Bizim gibi mevki, makam sahibi insanların konuşurken çok dikkatli olması lazım." ifadesini kullandı.

Bakan Çavuşoğlu, Kıbrıs meselesine ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin sondaj gemilerini bölgeye göndererek, Doğu Akdeniz’deki dengeleri kökten değiştirdiğini ve sarstığını söyledi.

Rum tarafının tek taraflı sondaj faaliyetleri yürüttüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, “Bu hamlelerimizle orada da hem sahada hem de masada daha da güçlendik.” dedi.

Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Yavuz gemimiz Türkiye’nin kıta sahanlığı içerisinde sondaj yapıyor ve biz bu kıta sahanlığını BM’ye kaydettirdik ve her sene de bunu yeniliyoruz. Kıta sahanlığımızın içerisindeki faaliyetlerimizi de kimseyle tartışmayız. Doğu Akdeniz’de egemenlik haklarının görüşülmesi konusunda Rum kesimi dahil herkesle görüşürüz ve biz burada bölgesel bir anlaşmaya da her zaman varız. Paylaşımcı bir anlayışla, bölgedeki Akdeniz ülkelerini kastediyorum. Rum kesiminin muhatabı da KKTC’dir.”

Bugüne kadar Rum tarafının, Kıbrıs Türk halkının haklarını kabul etme ve bunu garanti altına alacak hiçbir adım atmadığını anımsatan Çavuşoğlu, Rumların tersine tek taraflı sondaj faaliyetlerini sürdürdüğünü ve ruhsat vermeye başladığını kaydetti.

Mevlüt Çavuşoğlu, “Biz, bu bölgeye (Doğu Akdeniz) ikinci sondaj gemimizi de göndererek, Kıbrıs Türk halkının haklarını koruyacağımızı tüm dünyaya gösterdik.” diye konuştu.

Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm istediklerinin altını çizen Çavuşoğlu, fakat tüm bu çabalarının sonucunda ve özellikle Crans-Montana’da 11 günlük konferans sonunda, Rum tarafının gerçekten Türk tarafıyla hiçbir şey paylaşmak istemediğini gördüklerini söyledi.

Çavuşoğlu, Rum lider Nikos Anastasiadis’in Crans-Montana’ya gelmeden önce aralarında anlaştıkları tüm konularda geri adım attığını ve daha sonra da kendisine niye geri adım attığını açıkladığını kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu, “(Anastasiadis) Esasen Rum tarafının Türklerle bir şeyi paylaşmaya hazır olmadığını ve dolayısıyla lider olarak da kendisinin bu konularda geri adım atmak zorunda kaldığını söyledi. Gerçekten herkes bizim orada çözüm istediğimizi gördü. Kararlı duruşumuzu da gördü ama atılabilecek adımlar konusunda da yapıcı olduğumuzu da gördüler. Neticede masa onların üzerine devrildi.” diye konuştu.

Kıbrıs meselesinde federasyon konusunu 60 yıldır müzakere ettiklerini ve bu seçeneği dışlamadıklarını belirten Çavuşoğlu, bundan sonra başka bir başarısızlığı kaldıramayacaklarını ifade etti.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“Eğer bir şey müzakere edeceksek, önce neyi müzakere edeceğimize karar vermemiz lazım. Tüm seçenekleri koyalım herkes düşüncesini söylesin, bu kararı verdikten sonra da bu müzakerenin çerçevesini net bir şekilde belirlememiz lazım. Siyasi eşitliğin içerisindeki unsurlar tek tek sıralanması lazım. Dönüşümlü başkanlık, etkin katılım ve artı bir oy gibi siyasi eşitliğin Kıbrıs Türk halkı açısından vazgeçilmez unsurlarının spesifik olması lazım ki yarın oraya gidildiği zaman bu müzakere belgesiyle başlayacaksak sonuç alıcı olması lazım. Artık laf olsun diye bir müzakereye başlama dönemi bitmiştir, her şey net olacak. Bunun için de önce 5+1, yani iki taraf 3 garantör ülke ve BM toplantısı yapacağız. Ondan önce BM+2 taraf arasındaki toplantı olsun dediler. Olabilir dedik. Bunlar gayrı resmi olacak, bir müzakere değil. Bu gayrı resmi toplantılarda bu konular ve müzakere belgesi üzerinde anlaşırsak, o zaman müzakere başlayabilir. Ucu açık bir müzakere artık olamaz. Biz Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm istiyoruz, çözümü istemeyen Rum tarafı.”

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.