Böylesine güzel, hoşgörü dolu anlayışlara sahip ve iyi niyet taşıyan bir lider görülmemiştir!!
Bizi temsil edenlerin bile düşünemediği güzellikleri girye Anastasiadis bizim için düşünür oldu!
Kıbrıs Cumhuriyetinin “resmi dili” olan Türkçenin, Avrupa Birliği resmi dilleri arasına alınabilmesi için çalışma başlattığını açıkladı!
Bu ne iyi niyet, sevecenlik dolu yaklaşım, bu ne muhteşem güzellik, bu ne suhulet!
Öfkemden içimden ağlamak geçiyor!
Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olan ve güneyde devlet dairelerine işi düşen Türkler iyi bilecekler!
Acaba bu güne kadar hangi resmi devlet dairesinde bir Rum devlet memurunun Türkçe diliyle muamele yaptığına tanık oldunuz?
Güneyde, en insani yanından başlayarak, hastane kartları başta olmak üzere, dağıttıkları forumlarda, belgelerde bile Türkçe açıklamaların bulunmadığı,
Türkçe beyanların kabul edilmediği, Türkçe konuşmak bir tarafa Türk olduğunuz belli olmasıyla birlikte karşınıza çıkarılan olumsuzlukların dağ olup yukarılara çıktığı bir ortamla karşılaşırsınız!
Kıbrıs Cumhuriyetinin tabası olan Kıbrıslı Türklerin her koşulda dışlandığı, zorlukların yaşatıldığı bir oluşumun başındaki kişi, girye Anastasiadis, AB ne müracaatta bulunarak Avrupa Birliğinde Türkçe dilinin resmi dil olarak kabulünü sağlama girişimini siz samimi bir girişim olarak mı görüyorsunuz?
Anastasiadis AB den önce bu uygulamayı başında olduğu Cumhuriyetin dairelerinde ve resmi organlarında uygulatmaya başlasın!
Yaklaştı denilen referanduma hazırlık mahiyetinde bir yatırım olarak gördüğüm bu davranışı ben ancak “gandır çocuğu referandumda ‘evet desin” olarak değerlendiriyorum!
Biliyorum aramızdan kimileri çıkacak bu girişimi yere göğe sığdırmayan açıklamalarda bulunacak, Nitekim ilk zokaya gelen Cumhurbaşkanımızın sözcüsü oldu!
Neredeyse Anastasiadisin bu iyi niyetli!!! yaklaşımı üzerine ağıtlar yakılacak!
Ancak bilinmelidir ki Anastasiadis ister girişimde bulunsun, isterse bulunmasın, AB de Türkçe ister resmi dil olarak kabul edilsin isterse edilmesin, bu esasa yönelik bir gelişme değildir ve sadece göz boyamadan, dünya sahnelerine şov yapmadan, kısaca kandırmaca dan ibarettir!
Hani bir zamanların moda sözcüğü “gandır çocuğu Taksim istesin” derlerdi ya, şimdilerde de senaryolar “gandır çocuğu referandumda evet desin” üzerine kuruluyor, bilmiş olasınız!
