19 yaşındaki Nusrat Jahan Rafi isimli genç kadının, eğitim gördüğü medresenin müdürü tarafından tacize uğradığını yetkililere bildirmesiyle başladı her şey. Nusrat Jahan Rafi, polise giderek yaşadığı tacizi anlattı. Ailesinin de desteğini alarak şikayette bulunan kadının, polis tarafından korumaya alınması ve güvenli bir yere yerleştirilmesi gerekiyordu. Doğal prosedür bu şekilde işliyordu. Ancak bunun yerine polisler, Nusrat Jahan Rafi’nin ifadesini kameraya kaydetti.
Aleyhine Protestolar Düzenlendi
Kamera kaydının basına sızmasının ardından, medrese müdürü tutuklandı ve ülkede genç kadının aleyhine birçok protesto düzenlenmeye başladı. Protestolara bazı siyasetçiler de ön saflardan katıldı. Protestocular, Rafi’nin yalan söylediğini iddia ederken, genç kadının ailesi de güvenliklerinden duyduğu endişeyi dile getirdi. Ancak polisler, ne karakolda ne de protestolar esnasında genç kadına yardımcı olmadı. Süreç devam ederken, Nusrat Jahan Rafi, sınavlarına girmek üzere eğitim gördüğü medreseye gitti. Okula abisiyle giden kadının, abisi içeri alınmadı. O gün sınav için gittiği okulda Nusrat Jahan Rafi, müdür hakkındaki şikayetini geri çekmesini söyleyenlere direndiği için yakıldı!
Ağır Yaralı Olarak Hastaneye Kaldırıldı
Vücudunun yüzde 80’i yanan Rafi ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Hastanede verdiği ifadede ise yaşadığı olayı anlattı. Bir kız arkadaşının dayak yediğini söyleyen bir başka arkadaşı tarafından çatıya götürüldüğünü, orada burka giymiş birkaç kişi tarafından şikayetini geri çekmesi yönünde baskı yapıldığını ve şikayetini geri çekmeyi kabul etmediği için kafasından aşağı benzin dökülerek yakıldığını söyledi. Olaydan 4 gün sonra, genç kadın yaşamını yitirdi. Katilleri ise yakalandı. Olay yalnızca Bangladeş’de değil birçok ülkede de yankı uyandırdı. Kadınlara yönelik tacizi protesto etmek için birçok ülkede gösteriler düzenlendi.
Korkmayacağız, Susmayacağız!
Yıllardır kadınlara yönelik tacize, şiddete dikkat çekmeye çalışıyoruz. Aslında tüm kadınlar olarak her birimiz yasaklar listesiyle doğuyoruz. ‘O etek kısa’, ‘O kadar sesli gülme’, ‘Düzgün otur’. Daha birçok örnek var bu şekilde. Kadınlar olarak, kimliğimizi, benliğimizi kabul ettirme çabasındayız. Aslında sadece insan olduğumuz için hak ettiğimiz saygıyı yıllardır söke söke almaya çalışıyoruz. Birilerinin kafasına vura vura anlatmaya çalışıyoruz eşit olduğumuzu ve bugün 21. yüzyılda bir kadın tacize boyun eğmediği için yakılarak öldürüyor.
Hala susturulmaya, sindirilmeye çalışılıyor kadınlar. 2 bin yıl geçmiş böyle, bir 2 bin yıl daha sürse de bu devran dönene kadar susmayacağız, korkmayacağız!
