Mesele su meselesi değil, mesele CTP içindeki karmaşa meselesi!
Hani küçük yaşlarda okutulan ve iki inatçı keçinin köprüyü önce kim geçecek sürtüşmesi sonrasında boynuz, boynuza gelinen kavgaya benzer bir kavga!
İstanbul ziyaretinden ne anlam çıkarılması konusunda tereddütler var!
“Derdiniz ne, oturun oturduğunuz yerde” doğrultusunda nasihat mı aldılar, yoksa başka bir şey mi?
Beklentilerinin, itiraz ettiklerinin ve de elde ettiklerinin bir açıklaması yapıldı mı?
Yapılmadı ve de anlaşılamadı!
Şu günlerde Başbakan da UBP den mehil istedi, Türkiye ye bir ziyarette de o bulunacakmış! Ne konuşacaksa!
Dün Çarşambaydı, ne var ki belirsizlik sel oldu, bu sel Çarşambayı daha sonraki Çarşambalara attı!
CTP tavuğu kuluçkaya yatırıldı!
Bekliyoruz, civciv mi çıkacak, kuş mu çıkacak, yakındır nasıl olsa bu günler de aydınlanacak!
Nereye gitse bu gün ülkede yaratılan olumsuzlukların müsebbibi meydana çıkacak!
Su platformu adı altında oluşturulan yapının tek amacı Türkiye karşıtı oluşumları canlandırmak, yaymak ve nihayet kamuoyu yaratarak teslimiyete zorlamak!
Dertleri su değil!
Türkiye nin içinde olmadığı, garantörlüklerin bulunmadığı birleşik Kıbrıs adı altında nasıl olursa olsun bir anlaşma!
Anan Planı günlerindeki ortam yeniden yaratılmaya çalışılıyor ama olumsuzluk çeşmesinin başında oturan bu kez başka adres.
Güneyde Türk olduğu tespit edilenlere, KKTC plakalı arabalara zarar veriliyor,
hakaretler yağdırılıyor, bunu yapanların adını “fanatik bir gurup” olarak adlandıran, cami yakılmasına karşı ise” Rum toplumunun tamamına mal edilemez” olarak değerlendiren Rum hayranları, siyasi bazı yapıların köşe başlarını tutmuş konumda. Çalmadan oynamaya hazır durumda!
Çalmadan oynayanlar modasına basıncılar da karıştı!
Ülkede bir başıbozukluk gidiyor.
Dileyen, Cumhurbaşkanını beklemeye ne hacet, görüşmelerini kendisi sürdürüyor!
Ağzına geleni söylüyor, esiyor, kesiyor, güneydeki refiklerine gelince neredeyse aynı nefesi alıp veriyor!
İki toplumlu etkinlikler o kadar çoğaldı ki, kimin eli, kimin cebinde bir karmaşadır gidiyor!
Karışan, müdahale eden yok ya, olağanmışçasına sinir boşalması gibi ortam yaşanıyor!
Nerelere sürüklendiğimizin farkında değillermiş gibi bir ortam.
Bunun sonu nereye varacak, nerelere vardırılacak işte bir tek o bilinmiyor!
