Kuzey le Güney arasındaki kapıların açıldığı günden ve serbest geçişlerin başlamasından itibaren Rumların sistematik ve programlı bir şekilde dini alet ederek dünyaya yönelik propaganda faaliyetlerine geçtiğimiz gün birisi daha eklendi!
Gazimağusa surlar içinde bulunan Ay İkserinos kilisesinde düzenledikleri “büyük Cuma” ayininde İsanın sembolik tabutunu gezdirerek dünyaya “burası bizim toprağımız” mesajını verdiler.
HalbukiGazimağusa surlar içinde asırlardır Rum varlığı söz konusu değil!
Yıllar, yıllar önce tek tük olduğu düşünülse bile Osmanlının adayı fethinden sonra surlar içi hep Türklerin ağırlıklı olarak yaşadıkları bir mekan olmuştur!
Öyleyse neden Gazimağusa surlar içi?
Neden bu denli yoğun katılım?
Kilisenin denetiminde ve de teşvikinde yapılan bu tür aktivitelere Türklerle uzlaşının sözüm ona bayraktarlığını yapmakta olan Akel in de baş köşede rol üstelendiğine şahit oluyoruz.
Bile, bile ve de göz göre, göre, tamamıyla aleyhimize olduğunu bildiğimiz bu tür aktivitelere neden göz yumuluyor, neden ses çıkarılmıyor, aksine her türlü kolaylığı gösterme gayreti içinde olunuyor, buna şaşıyorum!
Paskalya yortusu nedeniyle Başpiskopos IIHrisostomos verdiği beyanatta Türkiye’nin, Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” içerisindeki faaliyetlerini “yeni, üçüncü işgal” olarak değerlendirmesi yanında “savunmasını ihmal eden, silah sistemlerini zenginleştirmeyen ve yenilemeyen, askerlik süresini kısıtlayan bir devletin, saldırgan rakibini, saklı olmayan hedeflerinden vazgeçmeye ikna etmesi zordur” dedi.
Bunu ifade eden bir ruhani lider ve bu Ruhani kişinin talimatlarıyla adanın Kuzey kesimi din kisvesi altında çembere alınmış bulunmakta!
İlk, Orta ve Lise seviyesindeki okul çocuklarının da devreye sokularak ayinde rol aldırılmaları bir tarafta, Türk düşmanlığını körükler eğitimin temellerini sağlamlaştırmak yanında, dünyaya verilen mesaj da işin cabası!
Bütün bu çabalara karşı biz ne yapıyoruz?
Karşı bir çalışmada bulunuyor muyuz?
Yoksa oturup ne sonuçlar getirecek, bunları mı bekliyoruz?
Kuzeyde, kendi egemen bölgemizde tamamıyla hayali ve temeli olmayan dini propagandaları çürütmek için çalışmada bulunuyor muyuz?
Yoksa rahat bir şekilde sahte din eylemlerini rahatça sürdürmeleri için polisiye önlemler alarak elden gelen kolaylığı sağlamaya mı çalışıyoruz?
Bir anamda ayağımıza kurşunu kendi ellerimizle biz mi sıkıyoruz?
