29 Eylül 2015de BM Genel Kurulunda yapmış olduğu konuşmada “Kıbrıs sorununda varılacak anlaşma için kırmızı çizgilerini sıralayan Anastasiadis:
Çözümün , Kıbrıs Cumhuriyetinin iki bölgeli, iki toplumlu , tek egemenliği , tek uluslararası tüzel kişiliği ve tek vatandaşlığı olan bir federal devlete dönüşmesini gündeme getireceğine vurgu yaptı. Garantileri ve Adada yabancı asker bulunmasını reddetti, garanti sistemini, BM ve AB üyesi bir ülke için modası geçmiş diye niteledi. Doğu Akdenizde Hidrokarbon yataklarının keşfi bölge ülkeleri arasında işbirliği için ittifakların oluşabileceğini söyledi. Anastasiadis: Garantilerin tasfiyesini , Türk askerinin çekilmesini ve 4 özgürlüğün uygulanmasını istiyor, Birincil Hukukun uygulanmasını kabul etmiyor…
Kıbrıs konusunda varılacak bir anlaşma bölgeye olumlu etkiler yapacaktır diyen Anatasiadis: Çözümle , vatanımızı, halkını , ekonomisini ve kurumlarını yeniden birleştirecek , Kıbrısı Hristiyan ve Müslüman toplumlar arasında etnik , kültürel , dini ve dil işbirliğini parlayan örneği haline dönüştürecek ve bir yaşama modeli oluşturacak dedi.
Özetle Anastasiadis; Türk askerinin çekilmesi, garantilerin kaldırılmasını ve bütün Kıbrıslıların 4 özgürlüğünün (serbest dolaşım, serbest yerleşim, mülk edinme ve çalışma) tanınmasını vurguluyordu.
Anastasiadis, 15 Ocak 2016da da Kıbrıs sorununun 2016da çözümü için “Toprak paylaşımında yeterli ilerleme olursa garantiler tasfiye edilir ve Türk askeri çekilirse , yıl içinde çözüm bulunabilir” dedi. Türkiyeden olumlu söylem işittiğini belirten Anastasiadis, “geriye Türkiyenin askerini çekmeye niyeti olup olmadığını göstermesi, toprak düzenlemelerini desteklemesi ve hiçbir şekilde herhangi bir üçüncü ülkenin himayesinde olmayacak bağımsız bir devlet inşa edeceğimizi anlaması kaldı” ifadesini kullandı…
31 Ocak 2016da da DİSİ Kurultayında konuşan Anastasiadis: “Ülke yönetiminde olduğu 5 yıllık sürenin sonuna kadar , Kıbrısın yeniden birleşeceğine dair güvence verdi” . Anastasiadis, “Kıbrıs sorununun çözümünün bu aşamasında en güçlü silahın , Kıbrısın AB üyesi bir devlet olması olduğunu söyledi”
Anastasiadis gerek BM Genel Kurulunda konuşması ve diğer temaslarında yaptığı açıklamalarında , Kıbrıs konusunda geçmişte Rum liderliğinin tutumlarından en küçük bir fark yoktur.
Anastasiadis, Adada gerçekleştirmeyi hedefledikleri Yunan egemenliğine en büyük engel olarak gördükleri “ Garanti ve İttifak Anlaşmaları”nı kaldırma görüşleri yeni değildir. Anastasiadis de diğer Rum liderleri gibi Kıbrıs sorunu 1974de başlayan bir işgal sorunudur diyerek diğer Rum liderleri gibi Rum-Yunan ikilisinin 1963-1974 yılları arasında Kıbrıs Türk halkına karşı gerçekleştirdikleri silahlı saldırıları ve katliamları gözlerden kaçırmaya çalışmaktadır.
Yakın geçmişte Rum tarafında yapılan bir ankete göre Rumlar, Türk askerine, garantilere , dönüşümlü başkanlığa hayır diyorlar. Kıbrıs Cumhuriyetinin devamını, tüm göçmenlerin evlerine dönmelerini ve dört temel özgürlüğün uygulanmasını istemektedirler.
Sonuç olarak; Günümüzde mücadelesini Enosis ruhu ile sürdürmekte olan Anastasiadise Kıbrıs Türk halkının güveni yoktur... Rum liderliği 53 yıldan beri sürdürdüğü silahlı mücadele ile başaramadığını , katliamlarla , silah zoru ile elde edemediklerini görüşme masasında elde etmeye çalışıyor ve istedikleri sonuca ulaşacakları inancını devam ettiriyorlar…
Görüşme masasında ‘sözde iki bölgeli , iki toplumlu , siyasi eşitliğe dayalı Birleşik Federal Kıbrıs gibi ne olduğu belli olmayan bir siyasi çözüm hedeflenmektedir. Ancak ,Rum liderliği Kıbrıs Türk halkı ile eşitlik temelinde herhangi bir uzlaşıyı kabul etmiyor.
Herşeyden önce konu edilen bu kavramlar Kıbrıs Türk halkının geleceğini garanti altına alacak kavramlar değildir. Kıbrıs Türk halkı için önemli olan özgürlüğü, , toplumsal egemenliği, siyasal eşitliği , self-determinasyon hakkı, bağımsız ve egemen devletimiz KKTCnin anavatanımız Türkiyenin etkin ve fiili garantisidir…
Rum-Yunan ikilisinin hedefi 541(1983) ve 550(1984) sayı ve tarihli BM Güvenlik Konseyi kararlarını ve 1 Mayıs 2004de üye oldukları olarak üye oldukları ABni arkalarına alarak Enosise giden yolu açık tutarak Kıbrıs Türk halkının Girit misali yok etmektir….
KKTCnin temellerinde şehitlerimizin canı ve kanı vardır. Kıbrıs Türk halkının aziz şehitlerimize sözü vardır. “Mücahitler ölmeden Kıbrıs asla Yunan olamaz”….Anastasiadis bunu bir yere not etmeli!...