Girne’deki Senak kuyumcudan çalınan ve önceki gün Gazimağusa Limanı’nın kuzey kısmında gömülü olarak bulunan altın ve paralar kuyumcuya geri verildi.
Kuyumcunun sahibi Hüseyin Aksay, tespit için Mağusa Polis Müdürlüğü’ne çağırıldı ve çıkışta basına bir açıklamada bulundu
Aksay, olayla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Polis Teşkilatımıza teşekkür ediyorum, fakat bu olayı gerçekleştiren zanlıların Ercan Havalimanı’ndan kaçmalarına tepki gösterdim. Polisin yapmış olduğu büyük çalışma neticesinde bilet parasını sterlinle ödedikleri tespit edildi. Çalınanların büyük kısmı polisimiz tarafından bulundu. Paramız 15000 pound idi ama 10100 pound bulundu. Bizim yaşadığımız olay göz önüne alınırsa giriş çıkışlarda kimliklerin durdurulması gerekmektedir. Pasaportla giriş çıkış olmasının başlatılması gerekiyor. Eskiden olduğu kimin üstünde ne kadar para var giriş çıkışta kontrol edilmesi gerekiyor. Cinayet işleyen bir gün sonra kimlikle buraya giriyor, parası olmayan hırsızlık yapsın, alınacak tedbirler ve önlemlerle bunun önüne geçersin. Buradan Başbakanımıza, Cumhurbaşkanımıza ve Bakanlarımıza bugünden itibaren otursunlar karar alsınlar bu olaylarla ilgili tedbir alsınlar başkalarının başına gelmesin” dedi
Öte yandan soyguncuların soygunun gerçekleştiği gün 15.20’de Ercan Havaalanı’ndan Türkiye’ye kaçmaları bir skandalı ortaya çıkarırken, milyonluk altınların büyük bir kısmının bulunması ise derin bir nefes aldırdı.
Soygunun ardından soruşturmaya başlayan polis ekipleri soyguncuların Mağusa’da Gülseren bölgesinde görülmesinin ardından soruşturmanın rotasını Mağusa’ya kaydırdı. Gülseren bölgesinde birçok kamera kaydı inceleyen polis ekipleri ayrıca şahısların saklanmalarının muhtemel olabileceği her yeri didik didik aradı. Kamera kayıtlarından şahısların beraberlerinde içinde altınların bulunduğu çanta ile öğle saatlerinde Gülseren bölgesindeki ağaçlık araziye girdiğini tespit eden polis ekipleri şahısların 45 dakika oyalandıktan sonra araziden çantasız ayrıldıklarını tespit etmesi üzerine aramalarını bu bölgede yoğunlaştırdı. Çok yönlü yürütülen soruşturma kapsamında ise akşam saatlerinde zanlıların 13:20’de Ercan Havaalanı’ndan çıkış yaptıkları tespit edildi.
Kamera kayıtlarından şahısların bir taksi ile bölgeden ayrıldıklarını görmeleri üzerine, polis söz konusu taksiciye ulaştı. Taksici sözlü ve yazılı beyanında polise, zanlıların yoldan bir başka taksi çevirdiklerini, ancak söz konusu taksinin dolu olması nedeni ile yönlendirme üzerine şahısları kendisinin aldığını söyledi. Şahısların Ercan Havaalanı’na gitmek için 150 TL’lik ücret için 100 lira olması yönünde pazarlık yaptığını belirten taksici, şahısları 150 TL karşılığında Ercan Havaalanı’na bıraktığını anlattı. Taksici şahısların ayaklarında otlar olduğunu fark ettiğini söylerken, yabancı aksanları nedeni ile nereli olduklarını sorduğunda ise Azeri oldukları cevabını aldığını polise aktardı.
Soruşturma üzerine paraların ve altınların araziye gömülü olabileceğini düşünen polis ekipleri araziyi güvenlik kordonu altına alırken, dün sabah saatlerine ise Girne Cürümleri Önleme Şubesi ekipleri, Mağusa Cürümleri Önleme Şubesi ekipleri ve Özel Harekat’ında katıldığı bir grup polis araziyi didik didik aradı. Her santimi aranan arazide her taşın altına bakılırken, polis ilk etapta dedektör yardımı ile Akasya ağaçları altına gömülü olan boş altın kutuları ve stantlarına ulaştı.
Soyguncuların Ercan Havaalanı üzerinden adayı terk etmesi ise okları muhaceret memurlarına çevirdi. Zira suçluların fotoğrafları hem basına hem de sosyal medyadaki pek çok sayfaya dağıtılmıştı. Bu nedenle muhaceretteki memurların giriş-çıkış noktalarında bir güvenlik zafiyeti yarattığı, bu süreçte ülkeye giriş-çıkış yapan kişilerin yüzlerine dâhi bakılmadığı iddiası ortaya atıldı.
İddiaya ilişkin İçişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkiliye ulaşan Kıbrıs Postası, soyguncuların adayı terk ettikleri 15.20 uçağı öncesi, ne muhaceretteki sivil işçilere, ne de muhaceret polisine, suçlulara ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığı bilgisine ulaştı.İçişleri Bakanlığı yetkilisi, “O ana kadar suçluların kimliklerine ilişkin herhangi bir bilgi yoktu. Muhtemelen Ercan üzerinden kaçacaklarını da hesaba katmadılar. Uçağın kalktığı saate kadar muhaceretteki arkadaşlara; ne resim ne de kimlik bildirimi yapıldı” şeklinde konuştu.
