banner913
banner932
banner1012

27-28 OCAK 1958 DİRENİŞİMİZİN 60. YIL DÖNÜMÜMÜ VE ÖNEMİ (5)


Metin FAHRİOĞLU

Metin FAHRİOĞLU

Okunma 30 Ocak 2018, 10:59

 

27-28 Ocak 1958, Kıbrıs Türk Halkının  ulusal mücadelesinde  bir dönüm noktasıdır.27-28 Ocak 1958; Kıbrıs Türk halkının  var olduğunu ve var olmaya devam edeceğini haykırdığı  yalnız başına da olsa, tüfeksiz ve silahsız da olsa, bu topraklarda hak iddia ettiğini ve edeceğini haykırdığı bir gündür. O günde  Kıbrıs Türk Halkı, “Ya Taksim  Ya Ölüm” sloganlarıyla  yatıp kalkıyordu..

27-28 Ocak 1958; Kıbrıs Türk Halkının varlığına, özgürlüğüne  ve geleceğine  sahip çıkma adına,  Rum-Yunan ve İngiliz  Sömürge  Yönetimine karşı; tek kalp, tek vücut olarak  ortaya çıktığı; İngiliz Sömürge Yönetimine karşı    direndiği; düşmana boyun eğmeyeceğini ve gerektiğinde  bağımsızlığı ve egemenliği için  ölmesini bildiğini kanıtladığı  ve de  bunu  dünyaya haykırdığı bir gündür.

10 Mart 1958’de Lefkoşa’da yer alan  mitingini anavatanımız Türkiye’de yaklaşık bir ay kadar  sürecek  Kıbrıs Mitingleri izler.. 8 Haziran’da  yer alan  İstanbul mitingini, anavatanımız Türkiye’nin her yanında 43 Meydan Mitingi ile 10 kapalı salon mitingi izledi.  O günde  konuşmacıların  sayısı 790’nı ve  katılanların sayısı ise  2 milyon 700 bini aşmıştı..Mitinglerde  yer alan   konuşmacılar;  anavatanımız Türkiye Hükümeti’nden  Batılı ülkelerin desteğiyle  Kıbrıs’ın  Girit misali Yunanistan’a  ilhak olmasını engellemesini  talep ediyorlardı...

Kıbrıs’ın elden gitmesi,  sadece anavatanımız  Türkiye’nin ayrılmaz   ve kopmaz bir parçası ve de Atatürk İlke ve İnkılaplarının  yılmaz bekçileri olan 100 bine  yakın  Anadolu çıkışlı Kıbrıs Türk  halkının  yok olmasıyla bitmeyecek; 24 Temmuz 1923 Lozan  Anlaşmasında  anavatanımız Türkiye ve Yunanistan arasında  tesis edilmiş olan Doğu Akdeniz’deki siyasi dengenin  de Türkiye aleyhine  bozulmasıyla  sonuç verecekti…

1958 yılı,  Kıbrıs sorunu ile  ilgili  en ciddi kararların alındığı, en kritik günlerin  yaşandığı,  Kıbrıs’ta  Türk ve Rum  toplumları arasındaki çatışmaların   tırmandığı ve hatta  Kıbrıs’ın  bir iç savaşın  eşiğine  geldiği kritik bir yıl olmuştur…

Taksim tezi, artık anavatanımız Türkiye’de  ve Kıbrıs’ta ulusal bir  dava niteliği kazanmıştı.. O günde  anavatanımız  Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti,  ‘Taksim’in Türk ulusunun  verebileceği son ödün ve son fedakarlık olduğu    noktasındaki kararlılığını en derin bir tavırla  ortaya koymuştu. Türk kamuoyu, artık bu noktada  geriye tek bir  adım atılamayacağına inanmış ve de  Türk gençliği  ve Türk basını   da bu konuda  çok büyük  bir hassasiyet  içine girmişti....

27-28 Ocak 1958 direnişimiz, bir kez daha  Kıbrıs Türk halkını  dikkate almadan varılacak     herhangi bir çözümün    yaşama şansı  olmadığı  gözler önüne serer ve de Kıbrıs Türk halkının  ve  anavatanımız Türkiye’nin   pozisyonunu  güçlendirirken  adanın  Kıbrıs Türk halkının  Enosis’e karşı mücadele azmini kamçılayan bir direniş olmuştur..

1958 yılı, Kıbrıs sorunuyla ilgili en ciddi kararların alındığı ve toplumlararası   çatışmaların tırmandığı bir yıl olmuştur.  Taksim tezi , artık Kıbrıs Türk toplumu için ulusal bir dava olmuştur. 

1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları temelinde  16 Ağustos 1960’da  Kıbrıs Cumhuriyeti ilan ediliyordu. Ancak Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının ortaklığına dayalı kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Enosis’e sıçrama tahtası olarak   gören Rum Yunan ikilisi 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarıyla Enosis’e giden yolu açmak için  Akritas planını devreye koyarak 11 yıl boyunca Kıbrıs Türk halkına silahlı saldırılarda ve katliamlarda bulundular.

11 yıl boyunca anavatanına güvenerek, TMT etrafında bütünleşerek verdiği mücadelenin Neticede Yunan Cuntası’nın  desteğiyle RMMO tarafından Enosis’e giden yolu açmak için    Makarios’a  yapılan 15 Temmuz 1974 darbesinden   sağ kurtulan ve  Adadan İngilizler vasıtasıyla kaçmayı başaran  ve de  18 Temmuz 1974’te BM Güvenlik Konseyi’nde konuşma yapan Makarios: “Ülkem Yunanistan’ın işgali altındadır, Kıbrıs’ta Türklerin de hayatı tehlikededir, müdahale ediniz” derken, yapılan darbenin ardından Cumhurbaşkanlığına  getirilen EOKA’cıNikosSampson  daha 2’nci gününde Kıbrıs Helen Devletini ilan ediyordu.

sonunda Kıbrıs Türk Halkı 20 Temmuz 1974’ün mutluluğunu yaşadı. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı Kıbrıs’a barış ve huzur getirirken Yunanistan’a da demokrasiyi getiriyordu. Gelinen aşamada  Kıbrıs Türk Halkı;  self determinasyon hakkını kullanarak  KKTC’ni ilan eder.

Bugün, KKTCKıbrıs Türk Halkının teminatıdır. KKTC, Kıbrıs Türk halkının geleceği ve teminatıdır. Kıbrıs’taki Türk askeri KKTC’nin teminatıdır ve teminatı olmaya devam edecektir. 

Şonuç olarak; Kıbrıs’ta dini, dili, kültürü ve ırkı tamamen farklı iki ayrı halk vardır, bağımsız ve egemen  iki devlet vardır..Dünya kamuoyu bu gerçeği kabul etmek durumuyla karşı karşıyadır. Bu gerçekler görmezden gelinemez..

27-28 Ocak 1958 mitinglerinde  “YA TAKSİM YA ÖLÜM” diye haykıran; Enosis’e hayır diyen      Kıbrıs Türk Halkıo günlerin ardından 16 yıl sonra gerçekleşen  20 Temmuz 1974 Barış Harekatıyla; kim ne derse desin  1958’deki hayallerine kavuşmuştur..   Kıbrıs Türk Halkı Ya Taksim Ya Ölüm Hedeflerine ulaşmıştır. KKTC Sen Çok Yaşa…

Not:  27-28 Ocak 1958 Direnişimizin ve de Kıbrıs Türk Halkının milli mücadelesiyle ilgili ve benim de bu yazılarımda yararlandığım  çok daha geniş bilgileri ; Rauf R. Denktaş, Koloni İdaresinde  Kıbrıs Türkleri , Akdeniz Haber  Ajansı Yayınları, Ahmet C. Gazioğlu’nun , Enosise Karşı  Taksim ve eşit Egemenlik, CYREP, Nisan 1998,Ahmet Tolgay’ın, Fırtına ve Şafak, Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği Yayını (8), Fevzi Çakmak’ın, Türk Kamuoyu’nda  Kıbrıs  Algısı, 1958 yılı  Kıbrıs Mitingleri  ve benzeri eserlerden yararlanabilirsiniz…

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.